ŞİRKETLERDE ENFLASYON MUHASEBESİ HAZIRLIĞI
Küresel enerji ve gıda kaynaklı gelişmelerin fiyatlar genel dengesine artış yönünde yaptığı baskı ve majör merkez bankalarının politika faizi artış sürecine girmeleri doğrultusunda enflasyonun seviye yükseltmeye devam ettiğini gören iş dünyası, enflasyon muhasebesini programlarına almaya başladı.

Sedat YILMAZ
Yüksek enflasyon dönemlerinde finansal tabloların düzeltilmesi için yapılan muhasebe işlemlerine denilen enflasyon muhasebesi, fiyat artışları devam eden Türkiye’de işletmelerin gündemlerine giriyor. Enflasyon kaynaklı gerçek dışı kârların oluşması, zararların görünememesi, kur riski, fazla vergi, yanlış harcamalar ile kâr dağıtımları, yüksek maliyetli yerli veya yabancı kaynak kullanımı, kredi bulunamaması, borç ve giderlerin zamanında ödenememesi gibi olumsuzluklara düşmek istemeyen işletmeler, başta enflasyon muhasebesi olmak üzere önlemlerini alıyor.
Makro ihtiyati tedbirlerin enflasyonu frenlemesine karşılık risklerin artış eğiliminde olması sebebiyle fiyat artışlarına karşı yeni tedbirler ardı ardına gelirken küresel enerji ve gıda kaynaklı gelişmelerin fiyatlar genel dengesine artış yönünde yaptığı baskı ve majör merkez bankalarının politika faizi artış sürecine girmeleri doğrultusunda enflasyonun seviye yükseltmeye devam ettiğini gören iş dünyası, enflasyon muhasebesini, programlarına almaya başladı.
Türkiye’de bugüne kadar uygulanan enflasyona göre kısmi düzeltme yöntemleri istenilen sonucu kısmi olarak sağlasa da, enflasyonun olumsuz etkilerinden korunmak için hesaplarını düzeltmek zorunda kalan işletmeler, gider – gelir ve mali tablolarında gerçek rakamları görmek ve hayatiyetini sürdürebilmek için ‘enflasyon muhasebesi’ tedbirine başvuruyor.
İşletmelerdeki finansal tabloların üzerindeki enflasyonun olumsuz etkilerini ortaya çıkaran enflasyon muhasebesi, bir yandan işletme kapasitesi ve performansını gösterirken diğer yandan işletme sahibi ve yöneticilerin gerçeğe uygun kararlar almasına yardımcı oluyor.
Fiyatları tetikleyen dış riskler
Ukrayna savaşının yanında Rusya’nın Ruble ile ödeme yapmadıkları gerekçesiyle Polonya ve Bulgaristan’ın gazını kesmesi Avrupa Birliği’nde (AB) enerji kaosuna yol açtı. Ülkelerinin doğal gaz ödeme vadesi geldiğinde sorun daha da büyüyeceğe benziyor. Yarın AB enerji bakanları acil gündemle toplanarak soruna çözüm bulmak için çalışacak. Ambargonun delinmeden bir çözüme ulaşmak isteyen Avrupa’da Macaristan gibi Ruble ile ödemeyi kabul eden ülkelerin ağırlığı oldukça fazla.
Diğer yandan Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov’un Ruble’nin altın ve döviz değeri olan emtialara endekslenmesi konusunun masaya geleceğini belirtirken Rusya Güvenlik Konseyi Sekreteri Nikolay Patruşev, “iki döngülü parasal ve finansal sistem” üzerinde yoğunlaştıklarını belirtiyor. Patruşev, “Finansal egemenlik önemli. Ödeme araçlarının esas bir değere ve fiyat istikrarına sahip olması, dolara bağlı olmaması gerekir” ifadelerini kullanıyor.
Bu arada Euro Bölgesi’nde enflasyon rekorlar kırmaya devam ediyor. Mart ayında yüzde 7,4 olan yıllık enflasyon Nisan ayında beklentilere paralel olarak yüzde 7,5’e, çekirdek enflasyon yüzde 3,5’e yükseldi. Avrupa’nın en büyük ekonomileri büyümede de 2022’ye zayıf başladı. İlk çeyrekte Almanya yüzde 0,2 büyürken Fransa’da büyüme sıfır olarak ölçüldü.
ABD’nin 2 yıl içinde resesyona gireceği dile getiriliyor. Goldman Sachs gelecek 2 yılda ABD ekonomisinde daralma ihtimalinin yüzde 35 olduğunu belirtirken Deutsche Bank büyük resesyon beklediğini, işsizlik oranında da birkaç puanlık yükseliş beklediğini açıklıyor.
Rusya Merkez Bankası ise büyüme yolunda üretimi desteklemek amacıyla politika faizini 300 baz puan indirerek yüzde 14’e çekti. Banka bu yıl enflasyonun yüzde 23 olacağını tahmin ediyor.
Enflasyon öngörüleri yüksek
Türkiye’de enflasyon yurtdışı ve yurtiçi fiyatlamalarla bir sarmala dönüştü. Makro ihtiyati tedbirler dahil, para politikalarının tam olarak etkisini gösteremediği enflasyon trendinde Mart ayı itibariyle tüketici fiyatlarının (TÜFE) yüzde 61,1 ve üretici fiyatlarının (ÜFE) yüzde 114,97’ye ulaşması enflasyon ataleti, bozulan fiyatlama mekanikleri ve sürekli artan ileriye dönük enflasyon beklentilerinin başını çektiği yurtiçi risklerle ivme kazanıyor.
Merkez Bankası’nın (TCMB) yılsonu tüketici enflasyon tahminini yüzde 42,8’e yükseltmesine karşılık oranların daha yüksek rakamları göstermesi dikkat çekerken piyasanın söz konusu gelişmelere yaklaşımı da temkinli gözüküyor. Ayrıca TCMB’nin faiz trendinde Mayıs ayında tüketici enflasyonun yüzde 75’ler seviyesine çıkacağı, ekonomistlerin de yılsonu TÜFE’nin yüzde 55 – 60’lar bareminde gerçekleşeceğini tahmin ediyor.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da, dünyadaki enflasyon dalgalanmalarına dikkat çekerek, “Bütün gelişmeleri yakından takip ediyoruz, gerekli tedbirleri alıyoruz. Halkımız müsterih olsun, bu meselenin üstesinden geleceğiz. Hedefimiz enflasyonu aşağıya çekmek. Attığımız, atacağımız adımlarla inşallah mayıstan sonra gerilemeye de başlayacak. Bunun yıl sonuna doğru daha olumlu istikamette neticeleneceğini söyleyebilirim” diyor.
Diğer yandan ABD’de son 40 yılın en yüksek enflasyonu yaşanırken FED’in ekonomide hızlı bir sıkılaşmaya gireceğine dair baskı artıyor. FED’in önden yüklemeli 50 baz puanlık artışlarla devam edeceğini tahmin edenlerin yanında piyasaların 75 baz puanlık faiz artışını fiyatladığına yönelik gelen haberler de Türkiye gibi gelişen ülkelerde finansal yapıları tehdit ediyor.
İşletmelerde enflasyon hazırlığı
Nisan ayı enflasyonunun yüzde 65 – 70 arasında gerçekleşeceği tahminleri yapılan Türkiye’de, ihtiyati tedbirlerin yanında Türk Lirası’nın değerini koruyacak kur korumalı mevduat (KKM) gibi enstrümanların enflasyonu gerçek manada frenleyecek uygulamalar olmadığına kanaat getiren işletmeler ise, muhasebe yöntemleriyle kendilerini hedge etmek istediklerini gösteriyor. Enflasyon muhasebesi yüksek enflasyonun olduğu durumlarda uygulanıyor. Enflasyon muhasebesinin amacı, bilançolarda duran kıymetleri bugünün değerine endekslemek olarak biliniyor.
Türkiye enflasyon muhasebesi 2003 yılından sonra gündeme gelmişti. Vergi Usul Kanunu’nda yer alan maddeye göre son 3 yılda yurtiçi üretici fiyat endeksi toplamda yüzde 100 ve aynı senede yüzde 10’den fazla yükselirse enflasyon muhasebesi uygulanması gerekiyor.
Enflasyon muhasebesiyle ilgili sebep şöyle açıklanıyor: Piyasada satılan bir malın yerine yenisi alınana kadar fiyatı artıyor. Bu yüzden önceden alınan malların değeri bilançolarda düşük görünüyor. Bu firmanın kredibilitesini etkileyip işletme yönetiminde raporlamayı sekteye uğratıyor.
Garanti BBVA’nın CEO’su Onur Genç, Türkiye’de yaşanan enflasyonun hiper enflasyon olduğuna vurgu yaparak konuyla ilgili enflasyon muhasebesini yetkililerle görüştüklerini söylüyor.
Onur Genç, Reuters’a yaptığı açıklamada bankanın büyük bir ihtimalle ikinci çeyrekten itibaren enflasyon muhasebesinin uygulanacağını dile getiriyor. Genç, Türkiye’de enflasyon muhasebeleştirmesi uygulanması durumunda bankanın sermayesinin olumlu ancak kârın olumsuz etkilenebileceğini kaydediyor. Onur Genç Türkiye ile ilgili yorumunda risk maliyeti tahminini belirsizliklere rağmen değiştirmediğini kaydediyor.
Enflasyon varlıkları yok eder
Merkez Bankası’nın (TCMB) tahmin patikasında Mayıs ayında tüketici enflasyonun yüzde 75 seviyelerine geleceğini, üretici fiyatlarının (ÜFE) da aynı oranda üçlü rakamlarla yıl bazında devam edeceğini öngörmesi, savaş ve ABD Merkez Bankası (FED) başta küresel merkez bankalarının faiz artışlarına gitmesiyle oluşacak dalgalanmalar şirketlerde enflasyon muhasebesini gündeme getiriyor.
Ekonomistler ise enflasyonist ortamların varlık ve gelir açısından büyük önem arzettiğini, enflasyona göre gerçek anlamda gelir sağlayamayanların ortama uyum sağlasalar da bir müddet sonra ellerindeki tasarruflar, varlıklar ve değerleri kaybedeceğini söylüyor. Enflasyon ülke büyümelerini engellerken toplumda kesimler arası mal ve servet transferini hızlandıran bir gelişme olduğunu dile getiriyor.
Ekonomistler, enflasyonu yüksek olan ülkelerde şirketlerin iş yapma imkanının daraldığını, muhasebe açısından kontrolü kaybettiklerinde ciddi kayıplarla karşılaşabileceklerini, bu bakımdan enflasyon muhasebesinin son derece önemli işlev gördüğünü kaydediyor.
Enflasyonla her alanda mücadele edilerek etkilerinin en aza indirilmesinin gereğinin altını çizen ekonomistler, “ Muhasebe, mali tablolar aracılığıyla doğru bilgiyi tam ve zamanında olacak şekilde karar alıcıların ve ilgili çevrelerin hizmetine sunmayı amaçlıyor. Enflasyonun hüküm sürdüğü bir ekonomide muhasebenin sözü edilen amaçlara hizmet edebilmesi, gerekli müdahale ve düzeltmeler olmadan mümkün değil” bilgisini veriyor.
Şirketlerin faaliyetlerini yerine getirmesi, etkin ve verimli çalışmasının güçlü bir sermaye yapısına sahip olmasıyla doğru orantılı olduğunu vurgulayan ekonomistler, “Şirketler, faaliyette bulunduğu ülke ekonomisinde meydana gelen krizlerden ve yüksek oranlı enflasyondan olumsuz etkileniyor. Enflasyon dönemlerinde yabancı para cinsinden kredi kullanan şirketlerin, milli paranın yabancı paralar karşısında değer kaybetmesi sonucu kurdaki olumsuz değişmeden dolayı borcu artıyor. Enflasyon nedeniyle artan sermaye ihtiyacını karşılamak için yabancı kaynak kullanmak zorunda kalan şirketlerin yüksek faiz oranlarıyla borçlanmaları ve yine enflasyon nedeniyle dönem sonlarında ortaya çıkan gerçek olmayan kârlardan dolayı şirketlerin vergilendirilmeleri, kâr dağıtımına gitmeleri onların sermaye yapılarını bozuyor. Bu noktada enflasyon muhasebesi en önemli kurtarıcı” açıklamasını yapıyor.
Yurtiçinde enflasyon ile yurtdışında faiz kararları etkili olacak
TCMB’nin yılsonu enflasyon tahminini yükseltmesi, Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati’nin açıkladığı kredi faizini yüzde 9’a kadar düşüreceğini bildirdiği teşvik paketi yurtiçinde en fazla konuşulan konu oldu. Küresel piyasalarda ise dünyanın en zengin insanı Elon Musk’ın Twitter’ı 44 milyar dolara satın alması ve ABD’de yaşanan daralma dikkat çekti. ABD ilk çeyrek büyüme verisi ön plana çıktı. Bir önceki çeyreğe göre yüzde 1 büyüme beklentilerine karşın yüzde 1,4 daralma görüldü. Hafta içinde Rusya’nın 300 baz puan düşürerek politika faizini yüzde 14’a çekmesi önemli gelişmeler olarak yer aldı.
Kuvvetli dolar endeksi ile gelişen ekonomi para birimleri üzerinde satış baskısı hakim oldu. Lira haftayı yatay geçirerek diğer para birimlerine göre daha iyi performans sergilerken Ruble'de pozitif ayrışma devam etti. Ruble 24 Şubat tarihine göre yüzde 5 değer kazandı.
Küresel tarafta dolar rallisi sürdü ve dolar endeksi 104 seviyesini test etti. Tüm G-10 para birimleri ABD dolarına karşı değer kaybı yaşadı. Norveç Kronu ve Sterlin negatif ayrışırken oynaklığın da G10 para birimleri nezdinde yükseldiği görüldü. FED tarafındaki faiz artırım beklentilerinin çoğunlukla fiyatlamalara yansıdığı görülüyor.
BİST100 endeksi kuvveti dolar endeksi ve düşük risk iştahı ile hafta içinde yatay bir seyir izledi ve bir miktar düşüş kaydetti. 22 Nisan haftasında yabancı net hareketinin hisse senedi tarafında da negatif olduğu görülüyor. BİST100 endeksi dolar cinsinden bakıldığında zayıflama daha fazla olurken 50,100 ve 200 günlük hareketli ortalamalarının üzerinde fiyatlanma sürüyor.
Borsalar küresel tarafta ise geçtiğimiz hafta da satıcılı seyir devam etti. S&P 500 endeksi hafta başında sert satış görürken sonrasında bir miktar toplandı. Bilanço açıklamaları fiyatlamalar üzerinde etkili olurken Facebook beklentilerden daha olumlu bilanço sonrasında yüzde 19’a yakın değer kazandı. Apple bilançosu beklentilerden iyi gelse de Amazon bilançosunda beklentilerin oldukça altında kalınması sert satış getirdi. NASDAQ tarafında son 1 aydır düşüş seyri devam ediyor.
Değerli metaller için oynaklığın yüksek olduğu bir hafta geride kaldı. Genel olarak satıcılı bir seyir hakim olsa da haftanın son işlem günündeki dolar endeksi düşüşünden metallerin de yararlandığı görüldü. Yükselen reel faiz beklentilerinin etkisiyle 2000 dolar seviyesinden hızlı bir şekilde düşüş yaşayan altın 1875 dolar seviyesini test etti. Gümüş ons fiyatında da 23 dolar seviyesi test edildi.
Petrol ise gerginliğin devam ettiği Ukrayna savaşı ve tedarikteki sıkıntılar sebebiyle haftalık brent olarak 111 doları test ettikten sonra 107 dolarda dengelendi.
Gelecek hafta yurtiçinde açıklanacak Nisan ayı enflasyon verisi ön plana çıkıyor. Piyasa beklentisi yıllık manşet enflasyonun yüzde 65-70 aralığında yükseleceğine işaret ediyor. Diğer taraftan ABD hem de İngiltere tarafında merkez bankası faiz kararları takip edilecek. İki merkez bankasının da politika faizinde artırıma gitmesi bekleniyor. ABD’de Nisan ayı istihdam verileri de takip edilecek gündemler arasında.
Haftalık bazda Borsa İstanbul’da işlem gören hisse senetleri ortalama yüzde 1,70, altının gram satış fiyatı yüzde 0,85, euro/TL yüzde 1,57 değer kaybetti, dolar/TL yüzde 0,73 değer kazandı. 1000 TL’lik yatırım borsada 983 lira, altında 991,5 lira, euroda 984,3 lira, dolarda 1007,3 lira oldu.
Söz konusu gelişmeler dahilinde yatırım araçlarında performans şöyle oluştu.
BIST 100… Borsa İstanbul (BIST) 100 endeksi, en düşük 2.398,90, en yüksek 2.510,27 puanı gördükten sonra haftayı önceki hafta kapanışına göre yüzde 1,70 azalarak 2.430,55 puandan tamamladı. Borsada destek 2400, direnç 2500 olarak görülüyor.
DOLAR/TL… Parite kaynaklı tüm para birimlerine karşı değer kazanan dolar haftalık bazda TL’ye karşı yüzde 0,73 oranında değerlendi ve haftayı 14,8630 liradan kapattı. Kurda destek 14,50, direnç ise 15 lira civarında.
EURO/TL… Dolar baskılı euro, TL’ye karşı da yüzde 1,57 oranında değer kaybetti. Euro haftayı 15,6550 liradan kapattı. Dolara göre zayıf görüntü veren euroda destek 15,40 lira, direnç 15,80 lirada.
ALTIN… Ons altın enflasyon ve buna bağlı faiz artışları beklentisiyle 1900 doları geçmesine karşılık daha sonra 1896 dolarda dengelendi. Altında yatay seyir bekleniyor. Kapalıçarşı’da işlem gören 24 ayar külçe altının gram satış fiyatı bu hafta yüzde 0,85 kayıpla 910,20 liraya, Cumhuriyet altınının satış fiyatı da yüzde 0,81 azalışla 6.100,00 liraya geriledi. Geçen hafta sonu 1.505,00 lira olan çeyrek altının satış fiyatı da 1.493,00 liraya düştü.
PETROL… Çin’de kovid vakası artışlarıyla sert dalgalanan petrol fiyatları Çin’in en büyük kentlerinden olan Şanghay’da vaka sayılarının düşmesi ve nüfusun yaklaşık yarısının evlerinden çıkmalarına izin verilmesi ile brent 111 dolara kadar yükseldi. Nisan ayından bu yana 100 dolar seviyelerinde dalgalanan petrol fiyatları ayın sonuna yaklaşılırken 107 - 108 dolar seviyelerinde işlem görüyor.
KRİPTO PARA… FED’in şahin görüntüsü, yatırımcıyı riskli varlıklardan uzaklaştırırken bundan kripto para pazarı da nasibini aldı. Altı haftanın en düşük performansını sergileyen pazarda aşağı yönlü hareketin devam edeceği tahmin ediliyor. Bitcoin haftalık yüzde 3,4 (38.249$), Ethereum yüzde 5,6 (2.782$) değer kaybetti. Pazarda en fazla değer yitiren para yüzde 14 ile Ripple, yüzde 11,7 ile Cardano ve yüzde 9,2 ile Solana oldu.