ŞİRKETLERE CHECK-UP ÖNERİSİ
Kurt Gürler Yönetici Ortağı, Hukuki Uyumluluk ve Dijital Dönüşüm Uzmanı Avukat Özlem Kurt, son dönemde şirketlerin karşılaştığı sorunlara dikkat çekerek, yaşanabilecek başta hukuki ama onunla sınırlı olmamak üzere, zorlukların önceden tespit edilebilmesi için "check-up" yapılmasının önemine dikkat çekti, gelecek dönemde olası sorunların ortadan kaldırılabileceğini söyledi

Mustafa DENİZ
Kurt Gürler Yönetici Ortağı, Hukuki Uyumluluk ve Dijital Dönüşüm Uzmanı Avukat Özlem Kurt, Analiz’e yaptığı açıklamada, şirketlerin yaşadığı zorlukların nedenlerini anlattı. İlk olarak “sürdürülebilirlik” kavramına dikkat çeken Kurt, “Şirketlerin en çok duyduğumuz şey, sürdürülebilirlik. Artık sıkılmaya bile başladık. Sürdürülebilirlik dendiğinde yalnızca çevre korumadan, küresel ısınmadan bahsettiğimizi zannediyoruz. Aslında sürdürülebilirlik dediğimiz gelecekte var olabilme kaygısını ve bu şirketler için de geçerlidir. Şirketlerin de aslında insanlardan bu anlamda bir farkı yok. Amaç var olmaya devam etmek. Ama bir o kadar da hem büyüyerek hem zamanın ihtiyaçlarını karşılayarak büyümeye devam etmek” dedi.
Kurumsal yönetişim uygulamaları doğru kurallar içinde yapılmalı
Aile şirketlerinin “aile anayasası” oluşturduğuna dikkat çeken Kurt, bunun da doğru kurallar içinde yapılmasının önemine dikkat çekti. Kurt, “Bunun şirketin ve o ailenin kültürüne ve ihtiyacına göre hazırlanması gerekiyor. Biz davranış bilimciler de dahil, yetkin ekibimizle şirketin ve ailelerin özel durumlarına göre hizmet kapsamı oluşturmaktayız. Basit görünen şu soruların sorulması dahi önemli;
Kaç çocuk var, gelin var mı? Çocuklar kaç yaşında? Damat gelecek mi? Siz çok güzel bir aile anayasası kendi ailenize göre kurarsınız. 3-5 sene sonra bir damat gelir, işleri değişebilir” diye konuştu.
Çocuklarını hemen şirkete sokmayacaksın, gidecek önce dışarıda 5 sene çalışacak bir şirkette. Ya da bu şirkette çalışacaksa en alttan başlayacak. En alttan ama kayıra kayıra mı geliyor, ne oluyor? Bunların hepsine bakmak lazım. Bu çok önemli.
Eskiden farklı olarak şimdi bir de teknoloji diye bir şey var artık. Şimdi çok daha zor aile şirketlerinin işi” ifadelerini kullandı. Denetlemenin de önemine değinen Kurt, denetleme yapacak kişilerin teknolojiyi çok iyi bilmesine de ayrıca vurgu yapan Kurt, bunun da büyük bir sorun olarak şirketlerin karşısında olduğunu söyledi.
Sıkıntıyı görmekte geç kalmayın
Konkordato ve iflasların nedenlerinden birinin insanların sıkıntıyı görmekte zamanlama olarak geç kalmalarından kaynaklandığına işaret eden Kurt, konkordato olmadan önce tsunami olasılığını görmeleri gerektiğini söyledi. Kurt, “Orada bir şey oldu aslında, bir deprem var orada ve buraya da geleceği belli. Siz şimdi orada o depremi takip edip bunun bana etkileri ne olacak diye hazırlanmak yerine biz 50 yıllık aile şirketiyiz bize bir şey olmaz, yapımız çok sağlam diye oturursanız dalgalar üstümüzden geçer. Durum tam olarak budur. Biz bunu görürüz genelde, uyarırız ve inanmazlar. Çünkü biraz insan doğası öyle, olumluya bakar ya biz hallederiz bu kadar ciro var derler. Bakınca orada bir değer var doğru ama bir doğru yönetimi yok. Yani orada çok iyi yapılmış bir yapı var ama deprem kaç gelecek sen onu bilmiyorsun. 7'ye dayanıklı yaptın 8 geliyor işte” şeklinde konuştu.
Şirketlerin yapısının çevik olması gerektiğini de belirten Kurt şunları söyledi: “O da gerçekten bu devirde ancak teknolojiyi doğru kullanarak olabilir. Biz size bir şirketler hukuklu check-up'u yapalım. Kurumsal yönetişim check-up'u diyoruz. Ya da üretim sektörü ise iş hukuklu check-up'u yapalım. Ona bir de dijital dönüşüm teknoloji ve hukuki uyumluluk check-up'u yapalım. Bu üç başlıkta bakalım size. Böylece her şeyin resmi çıkıyor. Oradan bir sürü yol haritası çıkar. Ama en önemlisi nedir? Nereyi tedavi edeceğiz? O çıkar. Artık hukuk hizmeti bakımından, sorun olduktan sonraki kısmıyla ilgilenmenin çok geç olduğunu düşünüyorum. Hukuk artık risk yönetme. Ve bence operasyondan çok patronların hukuki olarak stratejik bir desteğe ihtiyacı var. Riski yönetmek için...”
Kurumsal dönüşüm teknolojisiz olmaz
“Artık kurumsal dönüşüm teknolojisiz olmaz” ifadelerini kullanan Kurt şunları söyledi: “Kurumsal dönüşümün kapsamına teknolojik altyapı kurulması ve siber güvenlik de giriyor. Artık şirketlerin uluslararası olarak yarısı en büyük riskini ekonomik görmüyor. Siber risk görüyor. Evet, orada biraz şöyle bir sıkıntı var. Antivirüs, teknik olacak ama bazı ürünleri gibig üvenlik ürünlerini alınca güvende olduklarını zannediyor şirketler. Burada birkaç temel başlık var. Öncelikle teknik güvenlik önlemelerini alsanız da bir kere koruduğunuz şey hukuki mi? Yani güvenliğini sağladın verinin içi güvenli mi? İçi hukuka uygun mu? Yani orada sadece hackerın size hacklemesi riski yok. İçeriden de risk var. Çalışan da riskli. Birincisi o, ikincisi hukuka uyumlu değilsen devletle yani düzenleyici kurumla teşriki mesai icinde olabilir, ceza yiyebilirsin riskin var. O yüzden artık şu bakış açısında olmak lazım: Teknolojik uyumlulukla hukuki uyumluluğun birbirinden ayrı düşünülmesi sözkonusu olamaz. Bunlar birbirini tamamlıyor.
Birini yaptığında bu taraf eksik kaldığında yine düzenleyici kurumlarla riskin devam ediyor.
O yüzden biz müvekkil şirketlerimizde ne yapıyoruz? Hukuki Uyumluluk için gerekli denetimleri yapıyoru, sözleşmenin doğru şekilde yönetimini, içeriğinin doğru olması, kişisel verinin hukuka uygun alınması, genel olarak sadece kişisel değil tüm ticari, ekonomik, finansal verilerin de doğru şekilde tasnif edilmesi ve erişim yapısı kurulması gerekir. Çünkü sınıflayamadığınız şeyi denetleyemezsiniz. Nerede ne var bilmediğiniz şeyi yönetemezsiniz ve denetleyemezsiniz. Dolayısıyla bunların denetlenmesi, hukuka uygun hale getirilmesi, ondan sonra da teknik altyapıyla yönetimi, yani erişme mekanizmasını, şirkette her veriye herkes erişemeyeceği için bir yetki yapısı kurulması lazım. Onların denetlenebilmesi lazım. Ondan sonra da en dış kademede de güvenlik duvarını oluşturmak lazım. Bir silsilesi var. Birinin tek başına yapılması sizi bu bütündeki riskten aslında korumuyor. Yıllardır, sadece KVKK konuşuluyor. Bu çok büyük bir yanılgı aslında. Yani bu anlattığım büyük resim içerisinde, KVKK çok önemli kişisel veri olduğu için ama sadece küçük bir parçası. Bütünün içinde bir parça aslında. KVKK'da harika bir yapı kurmuş olduğunuzu farz edelim. Tek başına mümkün değil ama kurduğunuzu fark edelim. Hacker geldi, kişisel verinize dokunmadı ama şirketinizin en hassas marka değeri olan bir dünya ticari, ekonomik, finansal verinizi aldı götürdü. Kişisel veri yok. O nedenle hala çok büyük bir ekonomik risk altında. Ticari risk altında.”
Start-Up’lara öneriler
Özlem Kurt, Start-Up’lara da önerilerde bulunarak, burada da riskli önlemenin ve doğru alt yapı ve kurumsal yönetişim yapısının kurulmasının önemini vurgulayarak, şirketlerin kurulum aşamasında destek aldıklarında yaşanabilecek tüm sıkıntıların baştan engellenebildiğini, bu yapıya sahip olan girişimlerin de değerinde yatırım alabildiğine dikkat çekti.