SON DAKİKA
İŞ DÜNYASI Çarşamba 31 Aralık 2025 02:18

TÜRK İŞ DÜNYASI VE REEL SEKTÖRÜN BEKLENTİLERİ

2025 yılı zorlayıcı ekonomik koşulların gölgesinde sona ererken, Türkiye iş dünyası ve reel sektör temsilcileri yeni yıla daha yüksek beklenti ve temkinli umutla bakıyor.

Türk iş dünyası ve reel sektörün beklentileri

2026, iş dünyası için “denge yılı” olarak tanımlanıyor; hem fiyat istikrarı hem de finansal sürdürülebilirlik açısından kritik bir eşik yılı olması bekleniyor. Bu beklenti, kamu politikalarıyla paralel olarak reel sektörün iç dinamiklerinde de önemli bir yer tutuyor.

Makroekonomik beklentiler

Ekonomi yönetimi ve sanayi örgütlerinin ortak değerlendirmelerine göre, Türkiye ekonomisi 2026’da 2025’e kıyasla daha olumlu bir performans gösterebilir. Cumhurbaşkanı Yardımcısı’nın açıklamalarına göre Türkiye’nin Gayri Safi Yurtiçi Hasıla’sının 2026’da yaklaşık %3,8 oranında büyümesi bekleniyor — bu rakam 2025 için öngörülen %3,3’ten yüksek bir büyüme dinamiğine işaret ediyor. 

Reel sektör ve piyasa katılımcılarının enflasyon beklentileri de yıl sonunda yayımlanan Merkez Bankası anketine göre geriledi. 12 ay sonrası için reel sektörün yıllık enflasyon beklentisi yaklaşık %34,8’e düşerken, piyasa genelinde beklentiler de azaldı. Bu trend, fiyat istikrarı beklentisinin güçlendiğinin bir göstergesi olarak sektör nezdinde önem kazanıyor.

İş dünyasının temsilcileri, özellikle enflasyonun kademeli olarak gerilemesinin faiz ve kur dengesini destekleyeceğini ve bunun reel sektörün finansal planlamasını kolaylaştıracağını ifade ediyor. Bu yaklaşım, 2026’nın finansal istikrar yılı olacağı öngörüsünü güçlendiriyor. 

Reel sektörün öncelikleri

AGS Global’in araştırmasına göre reel sektörün 2026 beklentilerinde dikkat çeken temel eğilim, “büyümeden çok mevcut kaynakların korunması” oldu. Birçok işletme yeni yılda yeni yatırımlar yerine finansal sürdürülebilirliğe, nakit akışına ve borç servisine odaklanmayı planlıyor. Bu temkinli yaklaşım, belirsizlik ortamında riskleri minimize etme stratejisi olarak öne çıkıyor. 

Aynı araştırma, firmaların büyüme beklentilerini sınırlı tutarken, verimlilik artırıcı önlemler, dijitalleşme yatırımları ve maliyet kontrol stratejileri üzerinde daha fazla yoğunlaşacağını gösteriyor. Bu da yeni dönemde reel sektörün daha çok iç süreçlere odaklanacağını işaret ediyor.

Sanayi sektörü umutlu 

İstanbul Sanayi Odası (İSO) Başkanı Erdal Bahçıvan’ın değerlendirmesine göre sanayiciler 2026’dan “önemli fırsatlar” bekliyor. Özellikle sanayide teknoloji adaptasyonu, katma değerli üretim ve ihracat kapasitesinin artırılması öncelikli gündem maddeleri arasında. 

Ancak küresel belirsizlikler ve finansal koşullar hâlâ risk unsuru olarak iş dünyasının radarında. Dünya ekonomisindeki kırılganlıklar, küresel talepteki yavaşlama ve yüksek finansman maliyetleri, özellikle KOBİ düzeyindeki üreticiler için belirsizlik oluşturmaya devam ediyor.

Bankacılık ve reel sektör ilişkisi

Bankacılık sektörünün tepe yöneticileri tarafından yapılan değerlendirmeler, 2026’da reel sektörün finansmana erişiminin artacağını ve kredi desteklerinin genişleyeceğini gösteriyor. Bu, özellikle KOBİ’lerin yatırım sermayesi ihtiyaçlarını karşılamada önemli bir beklenti unsuru olarak öne çıkıyor.

Bankacılar, reel sektörün finansal döngüsünü güçlendirecek yeni kredi mekanizmaları ve şartlarında önümüzdeki dönemde kolaylaştırmalar yapılabileceği görüşünde. Bu tür gelişmeler, ekonomik canlanma beklentisini destekleyen önemli finansal altyapı sinyalleri olarak değerlendiriliyor. 

Temkinli ümit, dengelenme yılı

2026 beklentileri, iş dünyası ve reel sektör tarafından büyük ölçüde denge, istikrar ve temkinli büyüme çerçevesinde tanımlanıyor. Sanayiciler fırsatlara açık olduklarını belirtirken, ekonomideki makro dengelerin sağlanması ve finansal sürdürülebilirlik kavramlarını öncelikli görüyorlar.

Enflasyonun düşmesi, kur-faiz dengesinin sağlanması ve finansmana erişimin kolaylaşması gibi faktörlerin 2026’yı reel sektör için fırsat yılına dönüştürmesi, halen piyasa aktörlerinin beklentisinin merkezinde yer alıyor.

2026’ya girerken Türkiye’nin reel sektöründe hâlâ belirsizliklerin varlığıyla birlikte stratejik uyum, finansal esneklik ve risk yönetimi modelleri en çok konuşulan konular arasında. Yeni yıl, bu alanlarda somut göstergelerin test edileceği bir dönem olacak.