SON DAKİKA
GÜNDEM Pazartesi 13 Haziran 2022 05:33

TÜRKİYE İLE EN GÜÇLÜ BAĞIMIZ 'KARDEŞLİK'

Güney Kore için Türkiye'nin diğer ülkelere göre farklı bir özelliği olduğunu belirten Kore Turizm Organizasyonu İstanbul Ofisi Direktörü Hyuncho Cho, "Geçmişten gelen ortak tarihi bağlarımız var. Biz Türkleri kardeş, Türkiye'yi kardeş ülke olarak kabul ediyoruz ve seyahatlere vize uygulamıyoruz" dedi.

Türkiye ile en güçlü bağımız 'kardeşlik'

Sedat YILMAZ

İnsanlar seyahatlerini sadece dinlenmek, farklı yerler görmek, yemek-içmek veya alışveriş yapmak için gerçekleştirmiyor. Aynı zamanda dünyada çok sayıda insan ülkesinden başka memleketler giderek tedavi yolları arıyor.

BM Dünya Turizm Teşkilatı rakamlarına göre pandeminin etkisiyle 2021 yılında 421 milyon kişi turistik seyahat yapabildi. 2019 yılında söz konusu sayı 1,5 milyar civarındaydı. 2021 rakamlarına göre Türkiye yabancı ziyaretçi çekmede 30 milyon kişi ile dünyada 4’üncü sırada yer aldı.

Küresel sağlık turizminin hacmi ise 1 trilyon doları geçti. Türkiye’de ise sağlık turizmi sektörünün büyüklüğü 2021 yılı itibariyle 1 milyar dolar ve turizm geliri içindeki büyüklüğü yüzde 4,3 oranına denk geliyor. Sağlık turizmi dahil diğer alternatif turizm gelirleriyle birlikte hacim 10 milyar dolara ulaşıyor.

Sağlık turizminde atağa geçti

Sağlık turizmindeki başarı ve kalkınma ele alındığında dünya genelinde öne çıkan ülkelerin başında Hindistan, Malezya, Tayland, Singapur, Brezilya, Almanya, ABD, Meksika, Güney Afrika ve Kosta Rika geliyor.

Türkiye ile Güney Kore sağlık turizmi açısından son yıllarda atak gerçekleştiren ülkeler arasında yer alıyor. Kuruluş yılları dikkate alındığında Türkiye, Malezya’dan 10, Güney Kore’den 20 yıl sonra sağlık turizmini geliştirmek amacıyla aktif politika üretmeye başladığı görülüyor. Ancak Türkiye’de turizm gelirlerinin arttığı dönemde sağlık turizmi gelirlerinin aynı seviyede artış göstermediği de ortaya çıkıyor.

Türkiye, özellikle medikal turizm ve termal turizm alanlarında sahip olduğu potansiyeli daha da geliştirerek ve yaşlı turizmi ile engelli turizmi alanlarına yeni yatırımlar hayata geçirerek sağlık turizmi pazarından daha fazla pay alma imkânına sahip bulunuyor.

Dünya merkezlerinden biri

Dünyanın önemli sağlık turizm merkezlerinden Güney Kore sağlık hizmetlerindeki güçlü altyapısı ve yüksek doktor kalite ve yetkinliği ile ön plana çıkıyor. 1999 yılında kurulan KHIDI, hem Güney Kore’nin yerel sağlık endüstrisini geliştirmek hem de küresel medikal turizm sektöründeki rekabet gücünü güçlendirmek için tasarlanmış profesyonel destek programları sunan hükümete bağlı bir kuruluş olarak göze çarpıyor.

Güney Kore medikal turizm hizmetlerini teşvik ediyor. Denizaşırı hastalara sunulan hizmetler arasında kanser tedavisi, ortopedik cerrahi ve romatoloji, organ nakli, kalp ve damar cerrahisi, omurga cerrahisi, oftalmoloji, diş hekimliği, Kore geleneksel tıbbı, kozmetik ve plastik cerrahi, kısırlık tedavisi ve KBB bulunuyor.

Güçlü altyapısı bulunan Güney Kore’nin söz konusu çerçevede sağlık hizmetlerini yurtdışında tanıtmak ve Kore Sağlık Endüstrisi’nin denizaşırı genişlemesini kolaylaştırmak için altı Küresel İşletme Ofisi kurduğu gözleniyor. Bunlar, KHIDI-ABD, KHIDI - Singapur, KHIDI-Çin, KHIDI-İngiltere, KHIDI-BAE ve KHIDI –Kazakistan şeklinde sıralanıyor.

Türkiye bizim evimiz

Türkiye – Güney Kore arasındaki dostluk bağlarını güçlendirmek ve iki ülke ilişkilerini daha üst seviyelere çıkarmak amacıyla çalışan kamu kuruluşu Güney Kore Turizm Organizasyonu (KTO) İstanbul Ofisi Direktörü Hyuncho Cho, Analiz gazetesine çalışmaları ve operasyonlarıyla ilgili bilgi verdi.

Güney Kore’nin turizm başta her alanda işbirliğini artırmak istediği ülkelerin başında yer alan Türkiye’ye kardeşlik ve dostluk bağlarıyla yaklaşımlarını sürdürdüklerini belirten Hyuncho Cho, KTO olarak aynı anlayışı turizmde de sürdürdükleri söyledi.

Güney Kore için Türkiye’nin diğer ülkelere göre farklı bir özelliği olduğunu belirten Güney Kore Turizm Organizasyonu İstanbul Ofisi Direktörü Hyuncho Cho, “Geçmişten gelen ortak tarihi bağlarımız var. Biz Türkleri kardeş, Türkiye’yi kardeş ülke olarak kabul ediyoruz ve seyahatlere vize uygulamıyoruz” dedi.

İki ülke arasında en güçlü bağın kardeşlik olarak öne çıktığını belirten Hyuncho Cho, savaş sonrası anlamlı beraberliğin günümüze kadar taşındığını söyledi. Cho, özellikle Güney Kore’deki Türk Askeri Şehitliği’nin Türkler için önemli ziyaret bölgelerinden biri olmasının yanında Türklerin Kore’yi, Korelilerin Türkiye’yi kendi evleri gibi görmelerinin iki ülke arasındaki işbirliğini geleceğe taşıdığını belirtti.

Tanıtımlara ağırlık verdik

Türk ziyaretçilerin Güney Kore’de turizm adına istedikleri her şeyi bulabileceklerini dile getiren Cho, ülkenin ikinci büyük şehri Busan’ın önemli bir deniz turizmi destinasyonu, Bulguksa’nın kültür turizmi olarak dikkat çektiğini anlattı. Hyuncho Cho, Lotte World Tower gibi başkent Seul’ün gökdelenlerinin yanında 24 saat açık alışveriş merkezleri ve ülkedeki yerel yemeklerin Türkleri Güney Kore’ye çekebilecek özellikler olduğunu bildirdi.

Sağlık turizminde son yıllarda önemli aşamalar yapan ve dünyada aranan ülkeler haline gelen Türkiye ile Güney Kore’nin ekonomi ve teknoloji başta birçok alanda işbirliği içerisinde olduğunu belirten Hyuncho Cho, her yıl 200 binden fazla Korelinin Türkiye’yi ziyaret ettiğini, Türkiye’den Güney Kore’ye de 30 binden fazla Türk ziyaretçinin geldiğini hatırlattı.

Hyuncho Cho, “Bu noktada, Kore Turizm Organizasyonu (KTO) olarak Güney Kore turizmini daha fazla tanıtarak, Uzakdoğu denince Kore’nin akla ilk gelen destinasyon olmasını sağlamak üzere aralıksız çalışıyoruz. Kore’yi anlatmaya ve deneyimletmeye çaba gösterdiğimiz tüm bu unsurlar, seyahat için Türklere Güney Kore’yi ilgi çekici bir ülke haline getiriyor” diye konuştu.

Turizm kırılgan bir sektör

Turizmin pek çok şeyden direkt etkilenen kırılgan bir sektör olduğunu, dolayısıyla insanların seyahat tutkusunu sahip olunan turizm potansiyeliyle desteklemek gerektiğini belirten Hyuncho Cho, ziyaretçilerin en fazla gidilecek destinasyonun maliyet uygunluğu ve o ülkenin güvenliğinin öne çıktığını belirtti.

Güney Kore’nin bu iki noktada tam puan almaya hak eden ülkeler arasında olduğunu dile getiren Cho, 2019 yılında 1,5 milyar insanın dünyada seyahat ettiğini, bu rakamın pandemiyle birlikte 400 milyonlara kadar düştüğünü hatırlattı. Cho, dünyada jeopolitik riskler olsa da pandemiyle ilgili izlerin ortadan kalktığını ve turizm sektöründe yeni gündemler oluştuğunu anlattı.

Seyahat engellerinin kaldırılması, artan enflasyonlara rağmen uçak bileti ücretleri ve daha fazla uçuş imkânlarının sağlanması gereğine vurgu yapan Hyuncho Cho, “Artık ‘güvenli tur’ konseptiyle birlikte doğa turları, küçük şehir turları, küçük grup turları gibi yeni geliştirilen tur içeriklerinin çok daha fazla tercih edildiğini görüyoruz” dedi.

Harcaması yüksek alanlar

Turizm ile ilgili bilgilerin seyahat edenler için fevkalade önemli olduğuna değinen Cho, “Bu anlamda canlı bilgileri daha kolay paylaşmak, daha aktif iletişim kurmak, yeni deneyimler yaşamak ve seyahat hizmetini daha uygun şekilde sunmak için en son teknolojinin daha fazla kullanılmasının turizmin geliştirilmesine ciddi katkısı olacağını söyleyebiliriz” diye konuştu.

Diğer taraftan turizmde elçilik ve konsoloslukların ülkeler arası ilişkilerde son derece önemi haiz olduğunu belirten Cho, “Bu açıdan bakıldığında ise konsolosluk ve elçiliklerin ülkeler arasındaki insan hareketliliğini sağlamada ve gidiş-gelişlerinde, turizmin geliştirilmesinde büyük etkisi var” ifadesini kullandı.

Diğer taraftan ülkeler, turizm firmaları ve diğer işletmelerin gelirlerini artırmak için en kısa yolun sağlık sektörü gibi harcama potansiyeli yüksek turizm çeşitliliğini artırmak olduğunu dile getiren Hyuncho Cho, bu noktada sektör temsilci, oyuncu ve bileşenlerinin işbirliğinin gerekli olduğunu söyledi.

Cho, “Kültür turizminden gastronomiye, spordan sağlığa, kongre turizminden kış turizmine kadar pek çok alanda farklı çalışmaların hayata geçirilmesi bu anlamda önemli olacak. Kişiye özel geliştirilmiş farklı turizm içerikleri ile hem farklı hedef kitlelere ulaşmak hem de geliri artırmak mümkün olabilir” dedi.

İki ülke turizm destinasyonu

Türkiye ve Güney Kore’nin köklü bir tarihe ve geleneklere sahip olduğunu, bu durumun her iki ülkeye oldukça zengin kültürel bir değer kattığının altını çizen Hyuncho Cho, iki ülkede 4 mevsimin yaşanmasının ziyaretçilere farklı turizm imkân ve avantajlar sunduğunu, bu durumun Türkiye ve Güney Kore’yi seyahat meraklıları için cazip birer destinasyon haline getirdiğini belirtti.

Cho, Güney Kore’de Türk ziyaretçilere vize uygulamadıklarını böylece Kore’yi ziyaret etmek isteyenlere daha az maliyetle seyahat gerçekleştirebilmenin yöntemlerini anlatmaya çalıştıklarını söyledi.

Güney Kore’nin Türk ziyaretçiler için önemine işaret eden Cho, “Tıpkı Türkiye gibi Güney Kore de çok eskilere dayanan kadim tarihiyle dikkat çeken ülkelerden biri. Buna ek olarak Kore Savaşı’yla birlikte iki ülke arasında oluşan derin duygusal bir bağ var” dedi.

Turizme yönelik özel kampanyalar yaptıklarını dile getiren Hyuncho Cho, “Türkiye’deki seyahat severler kadar, onlarla bağlantı noktamız olan seyahat acenteleriyle ilişkilerin geliştirilip güçlendirilmesine çok önem veriyoruz. Bu kapsamda Güney Kore'yi acenteler olarak kendilerinin deneyimlemelerini sağlamak üzere ‘fam turları’ (Familiarisation Trip) düzenliyoruz. Kore tur satışlarını artırmaları için kendilerini çeşitli promosyonlarla destekliyor ve Kore'yi tanıtmak amacıyla turizm fuarlarına katılımlarını sağlıyoruz” diye konuştu.

Bizim için potansiyel ülke

Kamu kurumu KTO olarak Türkiye’yi büyük bir potansiyele sahip ülke olarak gördüklerini anlatan Cho, “Kore için Türkiye ve Türk turistlerin ayrı bir öneme sahip olmasının ortak tarihi bağlardan ve Türkiye’yi ‘kardeş ülke’ olarak konumlandırmasından kaynaklanıyor ve bu nedenle Türk turistlere ülkemize vizesiz, kolay seyahat imkânı sunuluyor. Bu nedenle Kore’de, tatil için farklı bütçeler ayırabilen herkese hitap edecek bir seyahat planı yapılabileceğini de söylemem mümkün” dedi.

Türkiye ile Güney Kore arasında ilişkileri fazlasıyla geliştirmek istediklerini belirten Cho, “Çünkü Türkiye sadece iş yapmak istediğimiz bir ülke değil, tarihi bir geçmişimiz var. Zor zamanlara dayanan köklü bir dostluğumuz var. Ayrıca Güney Kore ve Türkiye özellikle geleneksel ve modern uyum içinde bir arada yaşaması, örf ve adetlerini gelecek nesillere aktarmasıyla birbirine çok benziyor” şeklinde konuştu.

İki ülke arasındaki benzerliklerin birçok alanda kapılar açacağına inandığını vurgulayan Hyuncho Cho, “Söz konusu benzerlikler her ne kadar çok farklı olsalar da, iki ülkenin insanlarını birbirine yakın hissediyor. Bunun da özellikle turizm tarafına önemli bir olumlu etki yaptığını söylemek yanlış olmayacak. KTO olarak isteğimiz, Türklerin Güney Kore’yi, Korelilerin de Türkiye’yi sık sık ve her zaman ziyaret etmeleri ” ifadelerini kullandı.  

ABONE OL