UZUN VADELİ YATIRIM İSTİKRAR DEMEKTİR
ABD merkezli borç finansmanı şirketi Ethos Varlık Yönetim şirketinin CEO'su Carlos Santos, Analiz'e yaptığı açıklamada, uzun vadeli yatırımların kısa vadeli krizlere karşı koruma avantajına sahip olduğunu söyledi. Santos, "Uzun vadeli kârlı işlemlere, örneğin projelerin finansmanına yatırım yaptığınızda, ekonominin uzun vadeli istikrar kalkanının korumasına girersiniz" dedi

Seyfi AKİL
ABD merkezli borç finansmanı şirketi Ethos Varlık Yönetim şirketinin CEO’su Carlos Santos, Türkiye’nin bir süredir yüksek enflasyonla ve bu enflasyonun doğurduğu mali sorunlarla yüz yüze olmasına rağmen, geçmişten bugüne bölgesinin ticari ve finansal merkezi olduğunu söyledi. Santos, Türkiye’nin 8 bin yıllık bir ticaret geçmişine sahip olduğunu vurgulayarak, “Bunun yanında Türkiye son derece sağlam bir ticari bankacılık altyapısına sahip. Kısacası Türkiye, finansal piyasası ve ekonomik istikrarıyla, küresel ölçekte en iyi performansa sahip ülkelerden biri” ifadesini kullandı.
Carlos, Analiz’in sorularını cevaplandırırken, geleceğe dair öngörüde bulunurken dikkatli olunması gerektiğini söyledi. Santos, yaşanan gelişmeleri bir fırsat olarak değerlendirdiklerini de belirtti Carlos Santos, yaşanan gelişmeleri de Analiz için değerlendirdi:
Son dönemde tüm dünyada küresel bir kriz yaşıyoruz. Özellikle faiz ve enflasyon konusunda ülkeler sıkı para ve maliye politikası izliyor. Türkiye’de özellikle enflasyon yüksek düzeyde. Enflasyon dönemlerinde getiri eğrisi kısa dönemlidir. Siz ise uzun dönemli yatırımdan bahsediyorsunuz. Burada ortaya çıkacak sorunları nasıl absorbe etmeyi düşünüyorsunuz? Bu zor şartlarda özellikle de Türkiye’ye olan ilginizin artmasında özel bir neden var mı?
Geleceğe dair konuşurken, öngörüde bulunurken oldukça dikkatli olmamız gereken bir dönemden geçiyoruz. Son dönemde küresel ekonomi bugüne kadar pek alışık olmadığı zorlu süreçlerle karşı karşıya kaldı. Kovid 19 pandemisi ve kapanmanın etkileri henüz geçmemişken Rusya – Ukrayna gerilimiyle tetiklenen yüksek enflasyonla da karşı karşıya kaldık ve şimdi de İsrail ve Filistin arasındaki çatışmalar… Ardı ardına gelişen bu olaylar ve kırılganlaşan ekonomik denge bize şunu işaret ediyor; faiz artırımlarıyla kontrol altına alınmaya başlayan enflasyon yeniden yükselebilir. Bu ihtimal de, ülkeler arasındaki ticari ve siyasi ilişkilerden emtia piyasasındaki yükselişe kadar pek çok konuyu etkileyebilir.
Tüm bu gelişmelere rağmen, zorlukların fırsatlarla beraber geldiğine inanıyorum. İçerisinden geçtiğimiz dönemi, özel kredi veren yatırımcıların ekonomilere destek olabileceği, toplumları dönüştürülebileceği ve istihdam yaratabileceği önemli bir fırsat olarak görüyoruz. Ethos olarak, küresel özel borç piyasasında liderliğe yürümek için hazır ve heyecanlıyız.
Uzun vadeli yatırımlar, bizi kısa vadeli krizlere karşı koruma avantajına sahiptir. Krizler, doğal olarak ekonomideki dış şoklardır ve kısa vadeli bir dönemde meydana gelir. Uzun vadeli kârlı işlemlere, örneğin projelerin finansmanına yatırım yaptığınızda, ekonominin uzun vadeli istikrar kalkanının korumasına girersiniz.
Türkiye, bir süredir yüksek enflasyonla ve bu enflasyonun doğurduğu mali sorunlarla yüz yüze olmasına rağmen, geçmişten bugüne bölgesinin ticari ve finansal merkezi olmuş durumda ve 8.000 yıllık bir ticaret geçmişine sahip. Bunun yanında Türkiye son derece sağlam bir ticari bankacılık altyapısına sahip. Kısacası Türkiye, finansal piyasası ve ekonomik istikrarıyla, küresel ölçekte en iyi performansa sahip ülkelerden biri.
Bu açıdan Türkiye, Ethos'un dinamik, verimli yapısıyla doğrudan finanse edebileceği pek çok ulusal ve uluslararası müşteri ve potansiyel müşteriye sahip. Ayrıca, Türkiye'nin GSYİH'sindeki en önemli sektörler olan altyapı, inşaat, konut, imalat, tekstil, bilgi teknolojileri ve turizm Ethos'un yatırım politikasıyla doğrudan uyumlu sektörler.
Yatırımcılar faiz artışından etkilenir
Türkiye’de faizlerin son dönemde artışı varlık yönetim şirketi olarak yatırımlarınızı nasıl şekillendirecek?
Ethos, piyasadaki tüm yatırımcılar gibi, krizden ve Merkez Bankaları tarafından uygulanan faiz artışlarından doğal olarak etkileniyor ancak iş modeli gereği bu etki geleneksel finans kurumlarına göre daha sınırlı düzeyde gerçekleşiyor.
Bildiğiniz gibi, bankaların mevduatları vardır ve bunlar Merkez Bankası'nın faiz politikaları ve mevduat sahiplerinin maliyetiyle doğrudan ilgilidir. Bankalar bu iki önemli değişkenin üzerine, bir miktar kâr ekleyerek müşterilerine kredi sağlarlar.
Ethos’un iş modeli ise, piyasadaki diğer kuruluşlarla karşılaştırıldığında rekabetçi üstünlüğe sahiptir. Öncelikle Ethos, kredi kararlarının sadece yüzde 9’unu para politikaları gibi makroekonomik noktalara dayandırırken, faiz oranını doğal olarak projenin riskine göre hesaplamaktadır. Doğal olarak, piyasanın volatilitesi, faiz oranları arttığında artar ve menkul kıymetler bundan etkilenir. Bunların çoğu olumsuz yönde etkilenirken, bazıları da olumlu yönde etkilenebilir.
Ethos’un kullandığı özel algoritma ve sahip olduğu deneyim, faiz oranları değiştiğinde oluşabilecek olası gelişmelerin bir kısmını önceden tahmin edebilmesini sağladığı için iş süreçleri de sınırlı olarak etkileniyor.
Dolayısıyla, piyasadaki faiz oranında artış yaşandığında, Ethos bunu sisteme orta vadede yansıtıyor. Kısacası, piyasanın çoğunluğu gibi faiz oranını aynı şekilde artırmıyor. Bu da Ethos'un projelerinde karlılığını sürdürmesine, net bir amacı olmasına ve her geçen gün daha etkili projeler geliştirmesine olanak tanıyor
Seçilmiş grup şirketlere yatırım
Negatif reel faizlerin uygulandığı ülkede ileriye dönük yatırım yapmanın risklerinden korunmak için belirlediğiniz stratejiler nelerdir?
Ethos olarak, yalnızca seçilmiş bir grup şirkete yatırım yapıyoruz. Bu şirketlerin kar eden projelere sahip olmasının yanında aynı zamanda projelerin bir amacı da olmalı. Bildiğiniz gibi, uzun vadeli projeler başarılı olduğunda, sadece yatırım getirisi sağlamakla kalmaz, aynı zamanda yeni istihdam alanları yaratır, toplulukları dönüştürür ve bu dönüşüm insanların hayatlarını doğrudan etkiler.
Örnek vermem gerekirse, Mozambik Macusa’da savaş ve yoksullukla mücadele eden, evsiz, okulsuz ve hastanesiz insanların yaşadığı bir bölgede derin su limanı inşaatı projesine yatırım yaptık. Liman projesi sayesinde ülke kalıcı bir ticari varlığa kavuştu ve bu varlık ülkenin gayri safi milli hasılasının neredeyse %20'sini oluşturuyor. Bu da bölgede refahın artması ve insanların yaşamlarının daha anlamlı hale gelmesi demek. Bu tarz projeler sayesinde insanlara yeni evler, okullar, hastaneler ve altyapı sağlayarak daha iyi bir hayat sürmelerine olanak tanıyabiliyoruz. Yatırımlarımızdan getiri elde etmekten çok, istihdam yaratmak ve toplumları dönüştürmekle ilgileniyoruz.
Finanse ettiğimiz projeler uzun vadeli bir yatırım bakışıyla planlandığı için kısa vadeli faiz oranı risklerine karşı kendimizi korumamızı sağlıyor. Ayrıca uzun vadeli yatırımlar, ekonomide kısa vadeli şokları dengelemenin ötesinde, uzun vadeli refahı da sağlıyor.
Türkiye’ye gelecek olursak, buradaki yatırımlarımızda risklerden korunma yollarımızdan biri, yatırımlarımızın çoğunluğunun ihracat yapan, döviz girdisi kazanan şirketlere yönelik olması. İhracat odaklı bir tekstil şirketine ya da teknoloji firmasına yatırım yaptığınızda geri ödemenizin doğrudan yerel krizlerden etkilenmemesini sağlıyorsunuz.
Şirketlere rekabetçi finansal koşullar sunuyoruz
Türkiye’ye gelen yabancı şirketlerin büyük çoğunluğu doğrudan yatırım yapmak yerine ya ortak oluyor ya da o şirketi satın alıyor. Sizin Türkiye’deki büyüme stratejiniz hangi esaslar üzerine kurulu?
Uzun vadeli stratejimiz, hisse senedi satın alma veya basit ortak girişimler kurmak üzerine değil. Ethos’un yapısı, borç finansmanını doğrudan yabancı yatırım ya da Türkiye’deki bağlantılı kuruluşu Ethos Türkiye üzerinden yerel bir yatırım olarak yapmak üzerine kurulu. İşte bu nedenle yılın ilk çeyreğinde ülkedeki girişimlere yapılan doğrudan yabancı yatırımın %60,3'ünü temsil ediyoruz. Türkiye’de yapay zekâ tabanlı perakende analitiği alanında faaliyet gösteren REM People’ın ilk büyük yatırımcısı olarak yaptığımız 12 milyon dolarlık yatırımla yılın ilk çeyreğinde ilk 10 girişim işlemi sıralamasında ikinci büyük yatırımcı olduk.
Ethos olarak, şirketler için finansal özerklik ve istikrarı sağlama anlamına gelen borç finansmanı alanındaki gücümüze inanıyoruz. Odağımız her zaman gerek bankalara gerekse özel yatırım şirketlerine kıyasla, şirketlere rekabetçi finansal koşullar sunmak. Sunduğumuz rekabetçi faiz oranlarıyla, yatırım yaptığımız finansman maliyetini en aza indirirken yatırımımızın getirisini maksimize edebileceğimiz bir kazan-kazan modeli sunabiliyoruz.
Bu prensiple, yatırım yaptığımız uzun vadeli projelerin, sermayemizin geri dönüşünü garanti edebileceğine, istihdam yaratabileceğine ve nihayetinde toplumu dönüştürebileceğine inanıyoruz.
1,4 milyar dolardan fazla yatırım yapıldı
Ethos olarak Türkiye pazarındaki stratejik hedefleriniz arasında sanayi, turizm, tarım, inşaat, madencilik, telekomünikasyon ve hizmet sektörlerindeki büyük ölçekli projelere yatırım yer alıyor. Bu sektörler kritik önemde olan sektörler. Yatırım yaptığınız diğer ülkelerdeki projelerinizin içinde hangi sektörler yer alıyor?
Diğer ülkelerde de yatırım yaptığımız sektörler oldukça benzer. Altyapı, enerji, gayrimenkul, tarım ve imalat sanayi gibi sektörlere yöneldik.
Ayrıca madencilik, bilişim teknolojileri, turizm ve sağlık sektörlerinde de yatırımlarımız ve projelerimiz bulunuyor. Ülke bazında belirtecek olursam, ABD'de en çok yatırım yaptığımız sektör net şekilde konut / inşaat sektörüdür. İnşaat sektörü Brezilya yatırımlarımızda da ikinci sırada yer alıyor. Brezilya'da ağırlıklı olarak tarım ve enerji sektörleriyle ilgili projeleri destekliyoruz. Yine İngiltere’de konut /inşaat sektöründe önemli bir oyuncuyuz. Turizm, madencilik ve inşaat Meksika yatırımlarımızın çoğunluğunu oluşturuyor. Güneydoğu Asya ve Hindistan'da ise inşaat, altyapı ve madencilik yatırımlarımız iş hacmimizin ağırlıklı bir kısmına karşılık geliyor. Bugüne kadar 72 ülkede 90'dan fazla projeye 1,4 milyar dolardan fazla yatırım yaptık. Türkiye'deki projelere değer katma konusunda doğru deneyime ve vizyona sahip olduğumuza inanıyoruz.
Doğru proje doğru finansman
Türkiye’de firmaların büyük çoğunluğu finansmana ulaşmada güçlük çekiyor. Siz ise Finansal garantilerle yatırımlarını güvence altına alan şirket istiyorsunuz. Bu zorluk altında güvence veremeyen ya da sizin istediğiniz kriteri sağlayamayan firmalara karşı politikanız nasıl şekilleniyor?
Ethos olarak, etkili projelere sahip seçilmiş şirketlere kendi gelecek başarılarını finanse etme ve yatırım yapma fırsatı tanımak üzere tasarlanmış benzersiz bir modelle ve avantajlı şartlarla borç finansmanı sağlıyoruz.
Öte yandan, bu yaklaşım tüm şirketleri ve projeleri finanse etmek anlamına gelmiyor. Odağımızı, sürdürülebilir projelere sahip ve belli bir olgunluğa ulaşmış şirketlere yönlendiriyoruz ve bu projelerin hem bize hem de tüm paydaşlara uzun vadeli refah sağlamasına olanak tanıyoruz. Net bir yatırım politikamız var; güçlü likiditeye sahip deneyimli şirketlere, uzun vadeli projeler için sermayeye ihtiyaç duyan yapılara odaklanıyoruz. Bu yaklaşımla, doğru proje, doğru finansman ve destek modelini bulduğunda, pozitif etki geniş bir alanda hissedilebiliyor.
Türkiye’de 76 milyon dolar yatırım yapıldı
Ethos’un yılın ilk çeyreğinde Türkiye’deki yerli şirketlere yaptığı yatırım, ülkeye yurtdışı kaynaklı gelen diğer yatırımlar toplamının yüzde 60,3’ünü oluşturdu. Önümüzdeki dönemlerde ulaşmak istediğiniz hedefler nelerdir?
Ethos bugüne kadar Türkiye'de, başta tekstil, bilişim teknolojileri, inşaat ve turizm olmak üzere toplamda 76 milyon dolar yatırım yapmış durumda. 2024 yılı sonuna kadar endüstri, turizm, tarım, inşaat, madencilik, telekomünikasyon ve hizmet sektörlerinde büyük ölçekli projelere toplamda 250 milyon dolar yatırım desteği sağlamayı planlıyoruz.
Türkiye'ye finansman imkanlarımızı getirmekten son derece heyecan duyuyoruz ve bu bölgede etki yaratma amacımıza ulaşmada, Türkiye ekonomisine de değer katacak önemli bir adım attığımızı düşünüyoruz. Türkiye, dünyanın en hızlı gelişen ülkelerinden biri olmanın yanı sıra Ethos için son derece önemli bir coğrafi konuma sahip. Ülke ve sektör özelinde uzmanlaşmış ekibimizle Türkiye’yi, ekonomi, toplum ve çevre üzerindeki etkimizi göstermek için, stratejik bir ülke olarak görüyoruz.