SON DAKİKA
Sanayi Perşembe 18 Aralık 2025 11:50

YERLİ ÜRETİM BİYOBOZUNUR PLASTİK GİRİŞİMİ KÜRESEL PAZARA AÇILMAYI HEDEFLİYOR

İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa ve İstanbul Arel Üniversitesi akademisyenleri tarafından yerli ve milli imkanlarla geliştirilen, toprakta tamamen çözünebilen ve kimyasal içermeyen yüzde 100 biyobozunur plastik ham madde, hem çevre ve insan sağlığını korumayı hem de küresel pazarda rekabet ederek Türkiye ekonomisine katma değer sağlamayı amaçlıyor.

Yerli üretim biyobozunur plastik girişimi küresel pazara açılmayı hedefliyor

İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa Mühendislik Fakültesi Kimya Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Funda Özkök ile İstanbul Arel Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Biyomedikal Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yeşim Müge Şahin mikroplastik kirliliğini önlemeyi ve sağlıklı plastikler üretmeyi amaçladı.

Dr. Özkök ve Prof. Dr. Şahin, İstanbul Üniversitesi ile İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa'ya bağlı olan Entertech İstanbul Teknokent'te geliştirdikleri projeyle 2023 yılında TÜBİTAK 1812 - Yatırım Tabanlı Girişimcilik Destek Programı'na (BiGG Yatırım) başvurarak çalışmalara başladı.

Konuya ilişkin AA muhabirine değerlendirmede bulunan Dr. Funda Özkök, geliştirdikleri formülasyonla toprakta tamamen çözünebilen ve kimyasal içermeyen sağlıklı plastikler üretmeye başladıklarını anlatarak, bu yıl sağlıklı plastiklerde kullanılabilecek çok yüksek dayanımlı, sert ve farklı sektörlerde amaca göre işlenebilir ürün elde ettiklerini söyledi.

Özkök, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Mikroplastik kirliliği anne karnından plasentaya geçebiliyor ya da kişilerin beyninde bile görüntülemelerde fark edilmiş. Dolayısıyla bu kimyasal olarak bir zarar verdiği için biz de bu sorundan yola çıkarak insan ve çevre sağlığını koruyacak, tamamen temiz içerikli 'yüzde 100 biyobozunur' dediğimiz sağlıklı plastik ham madde oluşturmak istedik. Bu sağlıklı plastik ham maddeyle örneğin çocuklar için bir oyuncak ürettiğinizde, çocuk oyuncağını ağzına götürse bile hiçbir zararı olmuyor. Hem habitatı korumak hem de insan sağlığı üzerinde olumlu etkiler oluşturmak için bu plastik ham maddesini üretmeye yöneldik."

- "Milli hasılaya katkıda bulunacağını düşünüyoruz"

Özkök, ürünü tamamen Türkiye'de geliştirdiklerini ve üretime başladıklarını ifade ederek, "Ürün ülkemizde yerli ve milli imkanlarla üretildi. Aynı ürün globalde 4-5 katı fiyatlara satılabiliyor. Türkiye'de yüzde 100 biyobozunur ürünlerde şu an çok yoğun bir şekilde ticari üretim ve farklı sektörlerin amacına göre işlenebilir çok fazla ürün çeşidi yok. Dolayısıyla aslında biz ülkemizde ilk öncülerden de olduğumuz için bunun milli hasılaya katkıda bulunacağını düşünüyoruz." diye konuştu.

Ürünün pazar payına ilişkin Özkök, "Dünyada yıl içinde tüm plastiklerde üretim 300-400 milyon ton kadar yapılıyor. Biyobozunur plastik üretimi de bunun yüzde 1-1,5'ine hitap ediyor fakat biyobozunur plastik pazarı agresif bir büyüme içerisinde. Dolayısıyla 2030 yılında bunun yüzde 2 ve daha üzerine çıkılacağı öngörülüyor." ifadelerini kullandı.

Özkök, yurt içinde satışlarının başladığını kaydederek, şu an firmalara deneme ürünleri de yaptıklarını ve otomotiv, bebek ve çocuk ürünleri, yemek-gıda kapları, bardaklar, yetişkinler ve çocuklar için beslenme kutuları gibi ürünler için ön siparişleri toplamaya başladıklarını söyledi.

Dr. Funda Özkök, şunları kaydetti:

"Önümüzdeki yıllar içerisinde globale açılmayı düşünüyoruz. Öncelikle globalde Avrupa pazarını hedefliyoruz. Çünkü bu konuda birincil olarak Almanya ön planda. Almanya hem plastik üretiminin merkezi hem de bu konulara çeşitli regülasyonlar olduğu için sağlıklı plastik kullanımıyla ilgili bu konuya çok önem göstermekte. Dolayısıyla Almanya, İspanya, Fransa ve İtalya gibi ülkelere ilk başta açılmayı düşünüyoruz. Daha sonra ikincil olarak da İskandinav ülkelerini düşünüyoruz."

Sanayi için seri üretime geçmenin mümkün olacağını belirten Özkök, "Ürünün formülasyonu ve yapılış şekli sanayi için büyük ölçekli çalışmaya uygun. Kullandığımız bitkisel ham maddeler yüksek oranda fabrikalarda atık olarak bulunduğu için temin edilebiliyor. Bu alanda sıkıntı yok. Yine kullandığımız polimerler de büyük ölçekte temin edilebiliyor. Dolayısıyla ürünün tonajlı üretimi de rahatlıkla yapılabilecek. Bu da sert plastik kullanımının birçok sektörde daha kullanılabilir olmasını avantajlı kılıyor, tonajlı üretim yapabilmemiz." diye konuştu.

Özkök, projeleriyle TÜBİTAK 1501 Programı'na da başvurup yer ve personel istihdamıyla işlerini büyütmek istediklerini anlatarak, "Biz şu an kendimiz Entertech İstanbul Teknokent bünyesinde bulunuyoruz. Gençlere tavsiyemiz bir fikirleri varsa mutlaka teknokentlere, teknoparklara başvurmaları ve bu fikirlerini mutlaka geliştirmeleri. Çünkü ülkemizin gelişmesi için üretimi geliştirmemiz gerektiğine inanıyoruz. Yerli üretimi ne kadar geliştirebilirsek ülkemize o kadar çok katkıda bulunabiliriz." şeklinde konuştu.

- "ABD, Kanada, İskandinav ülkeleri ve Avrupa çokça bu ürünleri istiyor"

Prof. Dr. Yeşim Müge Şahin ise TÜBİTAK'ın yatırımcı ortağı olarak kendilerini büyük ölçüde desteklediğini ve ilk hamlede aldıkları bu motivasyonla ürünlerini geliştirip projelerini başarıyla tamamladıklarını dile getirdi.

Bu ürün maddesini özellikle insan sağlığını ve çevreyi düşünerek yaptıklarını anlatan Şahin, şöyle devam etti:

"Burada 'yüzde 100 biyobozunur' insan sağlığı ve çevreye zarar vermeyen ürünleri yapmayı amaçladık. Çok farklı sektörlerde de bu ürün kullanılabilir. İlk hamlede bebek ürünleri, gıda saklama kapları ya da mutfak ürünleri öne çıkıyor. Dünyada yeni yasal düzenlemeler, iklim değişikliği çerçevesinde alınan regülasyonlar doğrultusunda artık petrol ürünlerinden daha sağlıklı olan bu tarz biyobozunur ürünlere, 'biyoplastik' dediğimiz ürünlere geçişler revaçta ve dünya bu yönde özellikle ABD, Kanada, İskandinav ülkeleri ve Avrupa çokça bu ürünleri istiyor."

Yurt dışında ihracat yapmayı hedefledikleri ülkelerin başında Almanya'nın geldiğini anlatan Şahin, iç pazarda da satışlarının başladığını, firmalara deneme üretimleri yaptıklarını ve firmaların istedikleri özellikte ve dayanımda malzemeleri geliştirebildiklerini söyledi.

Prof. Dr. Şahin, geliştirdikleri ham maddeyle yapılan ürünlerin doğada çözünme süresinin normalde 2 ay ila 1,5-2 sene arasında değiştiği ifade ederek, "Sanayi için seri üretime geçmek mümkün. Bizim üretimlerimiz de tonajlı üretime uygun, gereken bütün malzemeleri sağlayabildiğimiz ve formülasyon nezdinde de yüksek tonajlı üretimlerde enjeksiyon olanakları sunabilen ürün gerçekleştiriyoruz. Tonajlı üretim yapabileceğiz bu da en büyük avantajımız." değerlendirmesinde bulundu.