Aralık ayı verilerine göre, sanayi bölgelerindeki çatı üstü GES yatırımları geçen yıla göre %45 artış gösterdi.

Türk sanayisinin ve ihracatının lokomotifi olan KOBİ'ler için "sürdürülebilirlik" kavramı, 2025 yılı itibarıyla kurumsal bir sosyal sorumluluk projesi olmaktan çıkıp, ticari bir zorunluluğa dönüştü. Özellikle Avrupa Birliği pazarını kaybetmek istemeyen işletmeler, 2026 başında devreye girecek daha sıkı emisyon raporlama standartları öncesinde Aralık ayını yoğun bir "dönüşüm mesaisi" ile geçiriyor.

Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması (SKDM) kapsamındaki geçiş döneminin sonlarına yaklaşılırken, ihracatçı KOBİ'ler için "karbon ayak izi" artık "fiyat" kadar belirleyici bir rekabet unsuru. Ekonomi yönetiminin ve ihracatçı birliklerinin 2025 yılı boyunca yaptığı uyarılar karşılık bulmuş görünüyor. Aralık ayı saha raporlarına göre:

Karbon Ölçümü: İhracat yapan her 10 KOBİ'den 6'sı kurumsal karbon ayak izini hesaplatmış durumda. Bu oran 2024 sonunda sadece 3'tü.

Tedarik Zinciri Baskısı: Sadece doğrudan ihracatçılar değil, büyük ihracatçı holdinglere parça üreten yan sanayi KOBİ'leri de "yeşil tedarikçi" olma şartı nedeniyle dönüşüme zorlanıyor.

KOSGEB VE DÜNYA BANKASI DESTEĞİ CAN SUYU OLDU

KOBİ'lerin bu dönüşümdeki en büyük destekçisi ise Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı öncülüğünde, KOSGEB tarafından yürütülen "Türkiye Yeşil Sanayi Projesi" oldu. 450 milyon dolarlık dev bütçeli projenin 2025 yılı kullanım oranları, Aralık ayı itibarıyla zirve yaptı.

Özellikle enerji verimliliği motor değişimleri, atık geri kazanım tesisleri ve güneş enerjisi santrali (GES) kurulumları için verilen desteklere rekor başvuru yapıldığı belirtiliyor. KOSGEB verilerine göre, Aralık ayında onaylanan projelerin %60'ını enerji maliyetlerini düşürmeye yönelik GES projeleri oluşturuyor.