Trump'ın Barış Planı
Trump'ın Zelenski'yi imzalamaya zorladığı anlaşma, Sevr'in hallicesi. Bir tık daha iyisi. Trump anlaşmayı imzalatmakta o kadar kararlı ki, anlaşma metninin Kiev'e ulaştığı gün, merkezinde Zelenski olan bir sürü yolsuzluk dosyaları patladı. Delilli, ispatlı. Zelenski anketlere göre %5 civarında oy alabiliyor. Bu dosyaların devamı gelirse ve iş uluslararası mahkemelere yansırsa iktidarda kalamaz.
İlaveten gönderdiği yardımların önemli bir kısmının çalındığını gören Avrupa, silah ve mühimmat dışındaki yardımları minimize edecektir. Bu anlaşma imzalansa da imzalanmasa da Ukrayna’yı güzel günler beklemiyor. Zira Ukraynalılar Türk milleti değil. Ukrayna’da ne Kuvvacılar var ne de Mustafa Kemal gibi bir önder.
Ukrayna anlaşmayı imzalarsa, Rusya’nın savaş başlamadan evvel talep ettiğinden daha fazla toprak kaybedecek. Sanayi üretiminin %20’sini, madenlerinin %25’ini yitirecek. Karadeniz’de en uzun ikinci sahile sahipken en kısa kıyıya sahip ülkelerden biri olacak. NATO’ya katılma idealinden ilelebet vazgeçecek. Ordusu hem asker sayısı hem teçhizat olarak sınırlandırılacak. Uçak, tank, helikopter, zırhlı araç, füze hep sayılı olacak.
İmzalamazsa, kazanma ihtimali olmayan bir savaş sürüp gidecek hem de Amerika’nın desteği olmadan. Gençler ve siviller ölecek. Rusya ‘da tükenecek ama Ukrayna’yla birlikte. İngiltere’nin planı bu. Londra, Rusya’nın kan kaybederek bölünmesini istiyor. Ukraynalılara ne olduğu umurlarında değil.
Türkiye açısından ele iyi alternatif barışın tesisi. Kanın durması. Zira ölen dört kişiden biri Türk. Savaş durduğunda iki ülkeyle olan ticaretimiz artar. Turist sayısı yükselir. İki ülkede hasar gördüğünden ve beş yıldır inşaat yapılmadığından yurtdışı müteahhitlik gelirlerimiz katlanır.
En az bunlar kadar önemlisi, Türkiye’nin bu savaşa katılma ihtimali sıfırlanır. Şu an böyle bir ihtimal gözükmeye bilir ama İngiliz de oyun bitmez. Ukrayna asker sıkıntısı çekiyor. Ölümler, yaralanmalar, sakat kalmalar ve firarlar nedeniyle asker ihtiyacı artarken asker sayısı azalıyor. Avrupa iki yıldır bu sorunu çözmeye çalışıyor ama bir türlü ordu kuramadılar. Kursalar bile Ukrayna’ya göndermeye kalktıkları askerler istifa ederler. Neden Ukrayna için ölsünler veya sakat kalsınlar? Neden bu riskleri alsınlar?
Bize ‘’Kırım Türk yurdu, bağımsız olacak’’ derler. ‘’Uluslararası barış gücü göndereceğiz içinde Türk askeride olacak’’ derler. ‘’Barış gücü cepheye gitmeyecek, şehirlerde güvenliği sağlayacak. Şehirlerdeki Ukraynalı askerler cepheye gidecek’’ gibi formüller oluştururlar. Bu formülleri uygulayabilmek için ellerinden geleni yaparlar.
Koparılan yaygaralara rağmen Avrupa, Rus tehdidi altında değil. Bilakis Rusya’nın dibine kadar gelen Batılılar. Polonya’da, Romanya’da Bulgaristan’da ve Yunanistan’da askeri üsler kurdular. Gürcistan, Ukrayna, Moldavya ve Ermenistan’da yani SSCB memleketlerinde Rusya ile nüfus mücadelesine girdiler.
Peki ‘’Rus tehdidi’’ yaygarası neden koparılıyor? Çünkü ABD, Avrupa’ya bütçesinin %5’ini savunmaya harcaması için baskı yapıyor. Avrupa ülkeleri demokrasiyle yönetiliyorlar. Halklarını, gerçek bir tehlike olmadan, savunmaya bu kadar para harcamaya ikna edemezler. Bu parayı harcarlarsa iktidarda kalamazlar. Bu nedenle Rus tehdidi icat edildi, büyütüldü ve gündemde tutuluyor.
‘’Nasıl olsa tehdit yok’’ diye savunmaya %5 harcanmazsa, ABD Avrupa’daki askerlerinin tamamını çekecek. Hatta NATO’dan ayrılacak. Ayrı ordusu olmayan Avrupa, yayılmacı siyasetini sürdürmekte ısrar ederse Rusya gerçek bir tehdide dönüşür. Yoksa üç yıldır çok zayıf olan Ukrayna’yı yenemeyen ve dünyanın en geniş ve bakir topraklarına sahip olan Rusya neden Avrupa’ya saldırsın? Rusların eline ne geçecek saldırdıklarında?
ABD Avrupa’dan çekilmese bile riski dağıtmak için Avrupa’nın Türkiye’ye ihtiyacı var. Türkiye Avrupa’ya silah ve mühimmat verebilir. Ordularını eğitebilir. Ama Avrupa’nın yerine ve/veya Avrupa’yla birlikte asla bir savaşa girmemeli. ABD ve AB’nin Rus saldırısına karşı, Ukrayna’ya müşterek garanti verdikleri madde, bizim açımızdan anlaşmanın en avantajlı maddesi. Biz garanti vermiyoruz.
Eğer savaş biterse Rusya ile sorun yaşayabiliriz. Zira Ukrayna’ya en çok silah ve mühimmat satan ülkelerden biriyiz. Rusya; üçüncü en büyük petrol ve gaz müşterisi olduğumuzdan, ambargoya katılmadığımızdan, ihtiyaçlarının önemli kısmını Türkiye’den veya Türkiye üzerinden tedarik ettiğinden, Ukrayna’yla yaptığımız iş birliğine ses çıkarmıyordu. Anlaşma imzalandığında Rusya’ya uygulanan ambargolar kalkıyor. Yani Rusların bize olan ihtiyaçları azalıyor. Dolayısıyla bize karşı daha pervasız olabilirler. Bu nedenle Rusya’nın G8’e hemen dönecek olmasından da istifade ederek, denge siyasetimizde Rusya’ya ağırlık vermeliyiz.
Rusya, barıştan sonra, Ukrayna savaşı nedeniyle kısmen veya tamamen çekildiği Suriye, Libya, Sudan ve Kafkasya gibi coğrafyalarda eski gücüne ulaşmak isteyecektir. ABD’nin etkili olduğu coğrafyalara Rusya’nın girmesi değerimizi artıracağından ve denge politikası takip etmemize olanak sağlayacağından lehimize. Rusların, ABD’nin etkili olmadığı coğrafyalara nüfus etmeleri, bizi zayıflatacağından ve Ruslarla karşı karşıya gelmemize yol açacağından aleyhimize.
Özetle anlaşmanın imzalanması lehimize. Ama anlaşma imzalansa da imzalanmasa da Türkiye’yi büyük mücadeleler bekliyor.