Alman hükümeti tarafından işveren ve işçi temsilcilerinden oluşturulan Asgari Ücret Komisyonu, saat başına ödenen asgari ücrete ilişkin kararını açıkladı. Buna göre, komisyon söz konusu ücretin gelecek yıldan itibaren saat başına 12,41 avroya çıkarılmasını önerdi. Komisyon, asgari ücretin Ocak 2025'ten itibaren ise 12,82 avroya çıkarılmasını istedi.

Asgari Ücret Komisyonunun kararında, "Karar, Almanya'da hem şirketler hem de çalışanlar için büyük zorluklar oluşturan zayıf ekonomik büyüme ve daimi yüksek enflasyon döneminde geldi." denildi.

Öte yandan Alman Sendikalar Birliği (DGB) Asgari Ücret Komisyonu, söz konusu öneriyi sert bir şekilde eleştirdi.

DGB Yönetim Kurulu Üyesi Stefan Körzell, yaptığı açıklamada, saatlik yasal asgari ücrette 0,41 avroluk nominal zammın, yüksek enflasyon göz önüne alındığında, ülkedeki yaklaşık altı milyon asgari ücretli çalışan için aslında “reel ücret kaybı” anlamına geleceğini ifade etti.

Aynı zamanda Asgari Ücret Komisyonu üyesi olan Körzell, söz konusu teklifle saat başına ödenen asgari ücrette gelecek yıl yalnızca yüzde 3,4 ve 2025'te yüzde 3,3'lük bir artış olacağını belirterek, “Asgari ücret en az 13,50 avroya çıkarılmalıydı.” dedi.

Alman Perakendeciler Derneği (HDE) Başkanı Stefan Genth ise birçok şirketin asgari ücrette oluşacak çok önemli ve çok hızlı bir artış ile başa çıkmasının zor olacağını belirterek, "Sonuç olarak, şirketlerin kapanması ve faaliyetlerde küçülme olabilir." değerlendirmesinde bulundu.

Alman hükümetinin Komisyonun teklifini bir yönetmelikle bağlayıcı hale getirmesi bekleniyor.

Bu arada, Almanya'da yasal asgari ücreti ilk olarak 2015 yılında saat başı 8,50 avro olarak uygulamaya konulmuştu.

Ülkede asgari ücretin yükseltilmesi Başbakan Olaf Scholz’ın en önemli seçim vaatlerinden biri olmuş ve hükümet ülkedeki saatlik yasal asgari ücreti Ekim 2022'de 10,45 avrodan 12 avroya yükseltmişti.

Söz konusu artışa karşın, alışılmışın dışındaki yüksek enflasyon ve Avrupa Merkez Bankası'nın (ECB) enflasyonu dizginlemek için faiz oranlarında gerçekleştirdiği artışlar, Avrupa'nın en büyük ekonomisinde satın alma gücünü önemli ölçüde azaltmıştı.