Dolar $
32.19
%-0.26 -0.08
Euro €
34.99
%-0.42 -0.14
Sterlin £
41.18
%-0.05 -0.02
Çeyrek Altın
4094.65
%1.76 69.77
SON DAKİKA
GÜNDEM Perşembe 04 Ocak 2024 18:33

BAKAN TUNÇ GÜNDEME İLİŞKİN SORULARI YANITLADI

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Cumhuriyet'in 100. Yılında Türk Medeni Kanunu Çalıştayı'na katılımının ardından basın mensuplarının gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.

Bakan Tunç gündeme ilişkin soruları yanıtladı

Katıldığı programla ilgili bilgi veren Tunç, iki gün sürecek çalıştayda değerli hocalar, akademisyenler, öğrencilik yıllarından bu yana kendilerine emek sarf eden medeni hukuk profesörleri, ilk dereceden, istinaftan, yüksek yargıdan yargı mensupları, uygulayıcıları, akademisyenler ve Bakanlık bürokratları ile yöneticilerinin yanı sıra baro başkanlarının yer aldığını aktardı.

Tunç, Yargı Reformu Stratejisi ve İnsan Hakları Eylem Planı belgelerinin hazırlık sürecinin devam ettiğini ve son aşamaya gelindiğini belirterek, bu hazırlık sürecinde değişik alanlarda çok sayıda çalıştay ve sempozyum gerçekleştirdiklerini söyledi.

Bugünkü, Hukuk İşleri Genel Müdürlüğü tarafından organize edilen Türk Medeni Kanunu Çalıştayı'nın da onlardan biri olduğunu anlatan Tunç, şöyle devam etti: "Burada özellikle aile hukukuyla ilgili düzenlemeler, aile arabuluculuğuyla ilgili düzenlemeler, kadına şiddet konusunu içermeyen diğer konularda aile arabuluculuğu, özellikle boşanma davalarının uzun sürmesi bakımından birtakım şikayetler var. Bunları da ortadan kaldırabilecek ve hem aileyi koruyan hem kadını koruyan, çocukları koruyan birtakım düzenleme ihtiyaçları hem uygulamadan hem vatandaşlarımızdan, toplumdan bize iletiliyordu. Bu anlamda Aile Hukuku Sempozyumu gerçekleştirmiştik. Bugünkü Medeni Kanun Çalıştayımız daha kapsamlı. İçerisinde aile hukuku da var, eşya hukuku da var, kişiler hukuku var. Medeni hukuk çok geniş bir alan. Bütün hukuk dallarını ilgilendiren genel hükümleri var. Birinci maddeden başlayıp ikinci maddesine ve diğer maddeler gerçekten her alanda uygulanabilen hükümler bunlar. Dolayısıyla medeni kanunla ilgili uzun süredir böyle bir çalışma yapılmamıştı. Tüm üniversitelerimizden hocalarımızı davet ettik. Barolarımız, uygulayıcılarımız herkes burada. 2 gün boyunca uygulamayla ilgili, teoriyle ilgili görüşlerini ifade edecekler ve Yargı Reformu Strateji Belgemize de önemli bir ışık tutacak."

Bakan Tunç, bir gazetecinin, bazı basın yayın kuruluşlarında Adalet Bakan Yardımcısı Ramazan Can'la ilgili yer verilen "torpil" iddialarına ilişkin sorusuna şu yanıtı verdi: "Bakan yardımcımızla ilgili basına da intikal eden hususları biz de gördük. Bizim tek kriterimiz vardır, o da liyakat. Milletvekillerimize, bakan yardımcılarımıza, bakanlarımıza, toplumun değişik kesimlerinden talepler gelir. İktidardan da gelir bu talepler, muhalefet milletvekillerinden de gelir. Dolayısıyla bunların değerlendirilmesini yapacak olan elbette ki komisyonlardır. Özellikle Adalet Bakanlığımızda liyakati esas alırız biz. Bizim hedefimiz budur. Tek derdimiz o işi en düzgün yapacak kişilerdir. Referansları olabilir, başka talepler olabilir ama bu talepler değerlendirilirken ilgili komisyonlar özellikle kişinin liyakatine bakar, bu işi yapabilip yapamayacağına bakar. Dolayısıyla bizim tek kriterimiz liyakattir."

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Yargıtay'ın, Anayasa Mahkemesi'nin TİP Milletvekili Can Atalay kararına ilişkin ikinci kez verdiği hükme yönelik soru üzerine şu ifadeleri kullandı: "Anayasa Mahkemesinin kararından sonra Yargıtay'ın vermiş olduğu bir karar söz konusu oldu. Yargıtay bu konuda Anayasa'nın milletvekili dokunulmazlığını düzenleyen 83'üncü maddesi ve 14'üncü maddesinin Anayasa Mahkemesi kararıyla uygulanamaz hale getirildiği yönünde bir karar verdi. 83'üncü maddede; seçimden önce soruşturmasına başlanmış olmak kaydıyla anayasal düzene ilişkin suçlar dokunulmazlık kapsamı dışında. Burada Yargıtay'ımızın görüşü bu. Anayasa Mahkeme'miz ise dokunulmazlıktan yararlanabileceği yönünde bir görüş belirterek, orada iki yüksek mahkememiz arasında bir görüş farkı ortaya çıktı. Dolayısıyla son verilen karar Yargıtay'ın vermiş olduğu karar. Yargıtay'ın kararı da gerekçesini okuduğunuz zaman hep beraber görmek mümkün. Bundan sonraki süreçte ilgililer başvuru yapar yapmaz, onlar onların bileceği iş. Tabii ki Yargıtay'ın vermiş olduğu ilk derece İstinaf ve Yargıtay ilgili daireleri, itiraz sonrası başka dairenin de vermiş olduğu kesinleşmiş bir hüküm söz konusu. Bu kesin hüküm de şu anda Türkiye Büyük Millet Meclisinde. Türkiye Büyük Millet Meclisinin gündeminde. Meclis kendi gündemine hakim ve hep beraber önümüzdeki süreci göreceğiz."

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Türk Medeni Kanun'la ilgili bir değişiklik olup olmayacağına ilişkin bir soru üzerine, "Medeni Kanun" denildiğinde konunun çok farklı yerlere çekilebildiğini söyledi.

Medeni Kanunun 1926 yılında yürürlüğe girdiğini, 2001 yılında ise tümden değiştiğini hatırlatan Tunç, o dönemde kimsenin böyle bir tartışma içerisine girmediğine vurgu yaptı.

Tunç, ailenin toplumun temeli olduğunu, güçlü aile yapısına sahip devletlerin daha güçlü olduğunu ifade ederek, aileleri sapkın akımlara karşı koruyacak düzenlemeler üzerinde çalıştıklarını kaydetti.

Anayasa değişikliği için daha önce öneri sunduklarını belirten Tunç, şöyle konuştu: "Özellikle başörtüsüne anayasal güvence sağlayan hem de ailenin korunması başlıklı 41'inci madde de özellikle evlilik birliğinin yalnızca kadın ile erkek arasında kurulabileceğini ve özellikle dünyada, ülkeler ve milletler üzerinde aileleri dejenere edecek olan sapkın akımlara müsaade edilemeyeceğini ve ülkemizde buna yer veremeyeceğimizi biz defalarca açıkladık. Sayın Cumhurbaşkanı'mızın ailenin, kadının ve çocukların korunması noktasındaki hassasiyetini de herkes biliyor. Bu anlamda yeni anayasa çalışmaları sırasında da tüm bunlar göz önünde bulundurulacaktır."

Adalet Bakanı Tunç, temel hak ve özgürlükleri güçlendiren, kadına, gençlere ve çocuklara, dezavantajlı kesimlere pozitif ayrımcılık getiren, bilgi edinme hakkından, Kamu Denetçiliği Kurumunun kurulması, bireysel başvuru hakkından özel hayatın korunmasına varıncaya kadar temel hak ve özgürlük alanını genişleten çok önemli düzenlemeleri hayata geçirdiklerinin altını çizdi.

Bunların anayasanın vesayetçi ruhunu ortadan kaldırmaya yönelik önemli reformlar olduğunu anlatan Tunç, "Bunları bu Meclis başardı ve milletin onayıyla hem 2010 anayasa değişikliği hem 2017 anayasa değişikliği ile hayata geçti." ifadesini kullandı.


ABONE OL

EN ÇOK OKUNANLAR