Zorunlu eğitim çağında çocukların yaklaşık 12 bin saatlerini okulda geçirdiklerini belirten Tekin, "Ortalama olarak bakarsak yüzde 10'unu bile bizimle geçirmiyor. Şöyle düşünün; 24 saatin yaklaşık 2,5 saatini 18 yaşına gelinceye kadar okulda geçiriyor. 2,5 saatin dışındaki zamanını başka yerde geçiriyor. Ailesiyle geçiriyor, sokakta geçiriyor, sivil toplum örgütleriyle geçiriyor. Bizim dışımızda." diye konuştu.

Tekin, "Toplum bizden şunu istiyor. Diyor ki 'Çocuk gününün yaklaşık yüzde 10'unu sizinle geçirsin ama siz onu her şekilde eğitin.' Zorunlu eğitim çağında biz çocuklarımızı yaklaşık 12 bin saat okulda tutuyoruz ama dünya ortalamalarının da çok üstünde bir yerdeyiz. Dünyada ortalama 7-8 bin saatlerde. 10 bin saat bandında olan ülkeler var ama 12 bin saatte biz bu anlamda dünyada farklı bir yerdeyiz. Yani çocuklarımızı daha çok okulda tutuyoruz." ifadelerini kullandı.

Bakan Tekin, okulların ve öğretmenlerin çocukların akademik başarıları üzerindeki etkisinin tahmin edildiğinden düşük olduğunu belirterek, "En iyi akademik çalışmalar yüzde 40, yüzde 50 oranında etki ettiğini gösteriyor. Bu çocukların yüzde 100 başarılı olmasını istiyorsak eğer kimden destek almamız lazım? İşte adres buralar. Sivil toplum örgütlerinin, belediyelerin, toplumun, esnafın, herkesin bu sürecin içerisinde, bu süreçte mutlaka bir katkısı olması gerekiyor." şeklinde konuştu.

Yapılan araştırmalara dikkati çeken Tekin, sözlerini şöyle sürdürdü: "Dünyada bütün akademik çalışmalar çocukların akademik başarıları üzerinde en çok etkisi olan şeyin aile olduğunu gösteriyor. Yani mesela örnek olsun diye söylüyorum. Çocuklarımızın dijital bağımlılıklarının önemli bir sebebi anne, baba ve aile ortamındaki yaşadıkları, gördükleri. Yani çocuğumuza 'Evladım cep telefonunu bırak', Televizyonu kapat' diyeceğimiz yere, kendimizi sorgulayalım. Dijital bağımlılık, televizyon ve benzeri hastalıklarımız, bağımlılıklarımız ne düzeyde? Çocuklarımızın yanındayken bu bağımlılıklarımızı sınırlandırabiliyor muyuz?"