Dolar $
32.42
%-0.32 -0.1
Euro €
34.96
%-0.34 -0.12
Sterlin £
40.51
%-0.75 -0.3
Çeyrek Altın
4092.28
%0.61 24.65
SON DAKİKA
EKONOMİ Pazartesi 20 Haziran 2022 05:37

DÖVİZ KURU DÜŞMEDEN BENZİN FİYATLARI İNMEZ!

Küresel merkez bankalarının faiz artışlarını agresifleştirmesi kaynaklı resesyon beklentileri petrol fiyatlarının 24 saat içinde 10 dolar düşmesine sebep oldu. Ancak petrolün değer kaybetmesine rağmen Türkiye'de akaryakıt fiyatlarının kur yüksekliği sebebiyle indirim görmeyeceği öngörülüyor.

Döviz kuru düşmeden benzin fiyatları inmez!

Sedat YILMAZ

Uluslararası piyasalarda küresel resesyon endişeleri petrol fiyatları inişe geçti. Yurtiçinde enerji fiyatlarındaki düşüşün hane halkı ve sanayiye nasıl yansıyacağı merak edilirken Türkiye’de akaryakıt fiyatlarının dünya piyasalarıyla net paralellik oluşturmadığı, fiyatlara genellikle döviz kurunun yön verdiği görülüyor.

ABD Merkez Bankası (FED) ve diğer majör merkez bankalarının politika faizini yükseltmesi ve gelecek aylarda faiz artışlarının devam edeceği kanaati küresel ekonomide resesyon mesajları vermesiyle hafta sonu petrolün varili 24 saat içinde 10 dolar birden düştü. Ekonomistler, enerjide fiyat dalgalanmasının artacağını belirtiyor.

Majör merkez bankalarının faiz artırmaları ve Çin’de devam eden salgınla birlikte Rusya’nın Avrupa’ya petrol ihracını yüzde 90 azaltmasıyla varil başına 123 dolar seviyesine çıkan petrolde fiyatlar OPEC’in küresel petrol stoklarını desteklemesi ve dünyada geniş çaplı bir resesyon beklentisiyle enerji fiyatlarında önemli gerileme gözlendi. Bu yıl içinde üç haneli fiyatların yaşanacağı tahminleri yapılan petroldeki trendin jeopolitik risklere ve karşılıklı ambargolara bağlı olduğu kaydediliyor.

Brent ve WTI fiyatları yerlerde

Küresel merkez bankalarında sıkılaşmanın artmasıyla ısınan ekonomilerin soğuyacağı, bu durumun enerji taleplerini aşağı çekeceği öngörüsüyle brent ve Batı Teksas tipi (WTI) petrol fiyatları aniden geriledi.

Fiyatların düşmesinde FED’in 75 baz puanlık faiz artışı, artış serisine diğer bankaların katılması, gelecek aylarda bankaların agresif faiz artışlarını sürdürmesinin yanında Avrupa Merkez Bankası’nın (ECB) Temmuz’dan itibaren faizleri yükseltmeye başlayacağı ve dünyanın resesyon endişelerine rağmen yükselen enflasyona karşı topyekün bir faiz artırım sürecine gireceği beklentisi etkili oldu.

 Brent petrolün varil fiyatı haftanın son günü ortalama yüzde 5,58 değer kaybederek 123 dolardan 113 dolara, Batı Teksas petrolünün (WTI) fiyatı yüzde 6 düşüşle 110 dolara geriledi.

Bununla birlikte analistler, Ukrayna’da savaşın uzamasının, Rusya’dan petrol ve gaz ithalatına yaptırım uygulanması yönünde Avrupa Birliği (AB) üzerindeki baskıyı daha da artırabileceğini ve AB’nin yıl içinde bu yönde bir adım atması ihtimalinin güçlenmesinin petrol beraberinde enerji fiyatlarını yeniden yukarı çevireceğini vurguluyor.

Petrolde 8 haftada ilk düşüş

Reuters analistleri, brent petrolde son beş haftadaki, Batı Teksas petrolünde son sekiz haftadaki ilk haftalık düşüş yaşandığına işaret ederken, merkez bankalarının faiz artışı kararlarının enerji talebini düşürebileceği ve küresel ekonomiyi yavaşlatabileceği endişelerinin yanı sıra ABD dolarının küresel değerinin artmasının da petroldeki düşüşte etkili olduğunu belirtiyor.

ABD Merkez Bankası’nın (FED) faiz artışları sonrasında ABD dolarının küresel değerini ölçen dolar endeksinin 105 ile Aralık 2002 sonrası dönemin zirvesine yükseldiğini hatırlatan analistler, bu durumun diğer para birimlerini kullanan ülkeler için petrolü daha pahalı hale getirdiğini kaydediyor.

Başta FED olmak üzere dünya genelinde merkez bankalarının yükselen enflasyonu kontrol altına almak üzere faiz artırmalarının küresel ekonomik durgunluk endişelerini artırdığına vurgu yapan analistler, petroldeki düşüş sebebini açıklarken petrol fiyatlarının gerilemesinin nedenleri olarak dolardaki güçlenmeyi, Rusya’nın petrol ihracatını artırma sinyalleri ve küresel ekonomik durgunluk endişelerindeki artış olarak sıralıyor.

Petrolde altın trendine dikkat

Petrol fiyatlarındaki harekette birçok etkenin olduğunu belirten piyasa uzmanları, pandemiyle yükselen talep ardından başlayan Ukrayna savaşı, Rusya’nın Batı’ya enerji ambargosu, artışa geçen küresel enflasyonun yanında resesyon endişeleri,  Çin’de salgının devam etmesi ve OPEC üyelerinin petrol üretimindeki kararlarının fiyatlara yön verdiğini belirtiyor. Aynı uzmanlar, bunların yanında FED’in faiz artışlarıyla değerlenen doların baskın etkisinin de unutulmaması gerektiğinin altını çiziyor.

Uzmanlar, merkez bankalarının faiz artışları ve parasal sıkılaşma yoluyla büyümeyi sınırlamak üzere adımlar attıklarını, bunun da petrol fiyatlarına yansıdığını, ekonomik büyümedeki yavaşlamanın enerji talebini azaltacağını dile getiriyorlar. Geçen hafta petrolün 123 dolar sınırını aşmasıyla başta ABD ve Avrupa’da benzin ve motorin pompa fiyatlarının rekor artışlara sahne olduğunu belirten uzmanlar, ancak petrol fiyatlarındaki gerileme ve talep düşüşlerinin gözlenmesiyle akaryakıt fiyatlarında yüzde 5’lere varan indirimler gerçekleştiğini söylüyor.

Petroldeki fiyat hareketinde altın fiyatlarına dikkat edilmesi gerektiğine vurgu yapan uzmanlar, piyasalara bakıldığında FED’in agresif faiz artışıyla petrol fiyatları ve kripto para pazarında sert değer kayıplarının oluştuğunu ancak ons altın enstrümanında yüzde 1’lik 20 dolar artışa yakın sınırlı da olsa bir yükselişin olduğuna dikkat çekiyorlar. FED’in faiz artışı sonunda 1845 dolara kadar yükselen ons altın halen uluslararası piyasalarda 1839 dolardan işlem görüyor.

Türkiye’de fiyatlar kura bağlı

Uluslararası piyasalarda petrol ve enerji fiyatları ne kadar düşse de Türkiye’de fiyatların yönünü döviz kuru belirliyor. Dolayısıyla Türkiye’de litresi 30 liraya ulaşan benzin ve motorin fiyatlarının uluslararası piyasalardaki trend ölçüsünde gerileme ihtimali ortaya çıksa da yükselen döviz kurunun akaryakıt fiyatlarının düşmesini engelleyeceği tahminleri yapılıyor.

Türkiye’de akaryakıt fiyatlarının içinde Genova borsası endeksi ve kur etkisi de dahil otomatik olarak belirlendiğinin altını çizen uzmanlar, yurtdışı fiyat gerçekleşmelerinin çok yüksek olması durumunda yurtiçi akaryakıt fiyatlarında bir gerilemenin söz konusu olabileceğini bildiriyor.

Türkiye’nin, ihtiyacı olduğu petrolü İtalyan Genova borsası fiyatlarından tedarik ettiği, burada değerlenen petroldeki fiyat etkisinin yurtiçi akaryakıt fiyatlarına oldukça geç yansıdığı belirtilirken asıl sorunun yükselen döviz kuru olduğu, döviz kuru arttıkça akaryakıt ürünlerine zam geldiği, uluslararası piyasalarda petrol fiyatları düşse bile, Türkiye’de döviz kurunun gerilemediği veya stabil hale gelmediği sürece benzin ve motorin fiyatlarının yüksek kalacağı kaydediliyor.

Akaryakıt fiyatları nasıl düşer?

Enflasyona en büyük olumsuz etkisi olan enerji fiyatlarının düşürülmesi ve fiyat istikrarının sağlanması konusunda döviz kurunun son derece önemli olduğunu belirten uzmanlar, akaryakıt vergileri alanında yapılması gerekenlerin olabileceğine dikkat çekiyor.

Türkiye’nin İtalya’da bulunan Genova şehrindeki borsadan akaryakıt tedarik ettiğini tekrarlayan uzmanlar, yurtiçi akaryakıt fiyatlamasını kısaca şöyle anlatıyor:

“Genova’da ton başına ve dolar cinsinden oluşan akaryakıt fiyatları aynı gün Merkez Bankası’nın ilan ettiği döviz kuruyla Türk Lirası’na çevriliyor ve ton fiyattan litre fiyatı belirleniyor. Hesaplamada bir litre benzin 775 gram ve bir litre motorin 845 gram şeklinde fiyat tartısına konuyor. Elde edilen fiyata ÖTV, KDV, dağıtıcı ve bayi payı eklendikten sonra son fiyat ortaya çıkıyor.”

Uzmanların ortak görüşleri ele alındığında, Türkiye’de akaryakıt fiyatlarına etki edecek bir merkezin olmadığı, otomatik belirlenen fiyatların ancak TCMB’nin para politikası ve hükümetin maliye politikalarıyla uluslararası fiyatlarla korelasyon oluşturulabileceğinin altı çiziliyor ve akaryakıt ürünleri üzerindeki ÖTV gibi yüksek vergi yüklerinin eşel mobil gibi uygulamalarla hafifletilmesinin belki fiyatları düşürülebileceği vurgulanıyor.

Yurtdışı saldırılar kuru körüklüyor

Türkiye’nin ABD başta emperyal ülkelere karşı yürüttüğü Suriye, Irak, Doğu Akdeniz, Ege, Kafkaslar, Balkanlar ve Ortadoğu’da sahaya sürdüğü dış politikasından hoşnut olunmaması sebebiyle Türk ekonomisine karşı yapılan baskıların süreklilik kazandığına vurgu yapan uzmanlar, “Döviz kuru Türkiye ekonomisinin en hassas noktası. Enflasyonu ve diğer makro dengeler döviz kuru üzerinden dönüyor. Karşı taraf da bunu bildiğinden ekonomi üzerinden saldırı yapıyor. Türkiye ise kur bağımlılığını en asgari seviyeye indirme noktasında farklı politikalar geliştiriyor” diyorlar.

Dönemin ABD başkanı Donald Trump’ın 7 Ekim 2019 tarihli Twitter’den yaptığı “Çizilen çerçeveyi aştığını düşünürsem, Türkiye'nin ekonomisini yerle bir ederim. Daha önce bunu yaptım!” açıklamasını örnek gösteren ve söz konusu twitten sonra o dönemde dolar kurunun 6 lira seviyelerine dayandığını hatırlatan uzmanlar, bugün fiyat istikrarı konusunda zorlanan Türkiye’nin 800’leri aşan CDS’lerinin de aynı dış baskı ve risklerin eseri olduğuna işaret ediyorlar.

Türkiye’nin iç ve dış politikada zoru başarma noktasında yürüttüğü adımlarla söz konusu baskılar karşısında emin adımlarla yürüdüğünü dile getiren uzmanlar, “Türkiye bulunduğu coğrafya, yürüttüğü milli politikalar ve iç siyasetteki dalgalanmalar sebebiyle zorlansa da özellikle savunma sanayiine verdiği önem, teröre karşı yürüttüğü başarılı mücadele, ihracatta kat ettiği mesafe, bölgesel konjonktürde Rusya, Avrupa ve Türk cumhuriyetleri olmak üzere uluslararası alanda verdiği güven ve küresel ekonominin darboğaza girdiği dönemde ekonomisini büyütmesi azımsanamaz” yorumunu yapıyorlar.

Türkiye’nin bugün enerji ve gıda güvenliğinde merkez bir ülke konumuna geldiğini, dünyayı krize boğan Ukrayna meselesinin dahi Türkiye olmadan çözülemeyeceğinin altını çizen uzmanlar, “Türkiye dünyaya kafa tutmuyor, dünyayı barışa, sükunete ve dostluğa çağırıyor. Kapasite kullanım ve sanayi üretimi, katma değeri sürekli yükselen ihracatıyla giderek yayılan küresel korumacılık duvarını yıkma savaşı veriyor” şeklinde ifade kullanıyorlar.

ABONE OL

EN ÇOK OKUNANLAR