EKONOMİDE UMUTLAR NİSAN AYINA ERTELENDİ
Hem sektörler hem de vatandaşlar umutlarını Nisan ayına ertelendi. İşçi alımları ve işçi çıkarma hesapları seçim sonrasına ertelenirken, yatırım yapmak isteyenler de yine Nisan ayını bekliyor. Ürünlere yapılacak zamlar da yine aynı aya ertelenirken, vatandaşlar da kişisel yatırımlarını yine seçim sonrasına bıraktı. Ekonomi yönetimi de seçim sonrasını bekliyor.
Türkiye seçimlere kilitlenmiş durumda. Gerek ekonomi yönetimi gerek reel sektör temsilcileri ve gerekse vatandaşlar, 31 Mart yerel seçimlerinin ardından nisan ayını umutla bekliyor. Nisan ayında ürünlere zam bekleyenlerin oranı bir hayli fazlayken, konut sektörü de nisan ayındaki gelişmelere odaklanmış durumda. İş dünyası gerek işçi alımı gerekse işçi çıkarmak için nisan ayının gelmesini beklerken, birikim yapmak isteyenler de yine nisan ayını beklemeyi tercih ediyor.
Nisan sendromu hala sürüyor
Türkiye, 31 Mart’ta yapılacak yerel seçimlere
odaklanırken ekonomide de “nisan sendromu” da yaşanmaya devam ediyor.
Tüketiciler özellikle 31 Mart’tan sonra her şeye zam geleceğini düşünerek ihtiyaçlarını
bugünden yapmaya çalışırken, reel sektör de yatırımlarını nisan ayına
erteliyor.
Bu arada zam bekleyen tüketiciler de kredi kartlarına
yüklenmeye devam ediyor. Nisan ayında ürünleri çok daha pahalıya alacağı
endişesi taşıyan tüketiciler, bir anlamda “stokçuluk” yapmaya çalışıyor. Hal
böyle olunca talep artışı nedeniyle tüketim ürünlerine gelen zam kaçınılmaz
oluyor.
Banka faizlerinin ortalama yüzde 53, enflasyonun da yüzde
67’leri aşması, seçimin ardından faizlerin daha da yüksek seviyeye gelebileceği
endişesine neden oluyor. Hazine ve Maliye
Bakanı Mehmet Şimşek’in, “Enflasyonu artıracak adımları
atmayız” açıklamalarına rağmen tüketiciler “fiyatlar daha da artacak” endişesi
ile stokçuluk yapıyor. Parası olan nakit, olmayan ise kredi kartı ise alım
yapıyor. Uluslararası çevrelerde de yerel seçimlerin ardından Türkiye’de
enflasyonun daha da artacağı görüşü hakim durumda. Uluslararası çevreler de yıllardır
yükselen fiyatlar nedeniyle zaten zor durumda olan Türk halkının daha fazla mağdur
olacağını düşünüyor.
Döviz kuru artacak iddiası
Nisan ayı itibarıyla döviz kurunda önemli artışlar
olacağı iddiaları ortaya saçılırken, bu nedenle vatandaşların zam beklentileri de
artıyor. Ancak Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, önceki gün yaptığı
değerlendirmede şunları söylemişti: “Geçen sene mayısta Türk lirası mevduat
faizleri yüzde 30'lar civarında. Şu andan yüzde 53-54 civarı. O gün itibariyle
beklenen enflasyona göre eksi reel faiz var. Politika faizi zaten yüzde 8,5'tu.
Şu anda piyasa diyor ki '12 ay sonra enflasyon yüzde 36,7 olacak.' Bunu ben
söylemiyorum. 70 reel ve finans sektörü uzmanı söylüyor. Bunu bir gazete
istismar etmiş: 'Gizli rapor ifşa oldu. İşte kur şuraya çıkacak.' Yalanlardan
biri bu. Halbuki 'gizli raporlardan ifşa oldu' yalanı Merkez Bankasının 70
finans ve reel sektörü uzmanına 'Siz 2024'ün sonunda veya bir yıl sonra kuru
nerede bekliyorsunuz?' sorusuna cevabı, sanki seçim sonrası olacakmış gibi
paketlenmiş. Bakın bunlar iyi niyetli olamaz. Lira şu anda cazip. Niye? Eğer
yüzde 50'nin üzerinde faiz alıyorsanız, eğer piyasa önümüzdeki 12 ay enflasyonu
yüzde 40'ın altında görüyorsa bu 'reel getiri var' demektir. Enflasyon
konusunda kafalar karışık. Mart ayında Enflasyon Raporu açıklanacak, mayısa
kadar yükselmeye devam edecek. Yükselen yıllık enflasyon, düşen aylık enflasyon.
Peki önemli önemli olan 12 aylık enflasyon değil mi? Geçmiş 12 aylık
enflasyonun yatırım kararlarında bir anlamı yok. Önemli olan gelecek 12 ay.
Şimdi gelecek 12 ay piyasa yüzde 36,7 görüyor. Gelecek 24 ayda ise yüzde 20'li
rakamları konuşuyoruz. Piyasadan bahsediyorum. İlave maliye politikasıyla
birlikte belirsizlik bandı içerisinde olacağımıza inanıyorum. Olmayacağımıza
inanırsak ilave tedbirler alırız. Bu da Merkez Bankasının uhdesinde olan bir
konu.”
Spekülatif yönlendirmelere itibar etmeyin
Şimşek, “Vatandaşların, spekülatif amaçlı yönlendirmelere
itibar etmemesinin kendi menfaatlerine olacağını düşünüyorum. Şu anda oturup,
nerede iki kuruşu varsa gidip verimli olmayan alanlarda yatırıma yönlendiren
bir kesim var. Biz sırf birileri istiyor diye, spekülatif amaçlı pozisyon aldı
diye, Türk lirasının programı bozucu düzeylerde aşırı değersizleşmesine izin
vermeyiz” ifadelerini kullanmıştı.