Dolar $
32.54
%0 0
Euro €
34.94
%0.32 0.11
Sterlin £
40.73
%0.16 0.06
Çeyrek Altın
3969.15
%0.29 11.15
SON DAKİKA
İnşaat ve emlak Cuma 19 Şubat 2021 09:57

EV SAHİBİ OLMAK KOLAYLAŞACAK

Faizsiz konut ve araç düzenlemesi hakkındaki yasa teklifi Ak Parti tarafından Meclis Başkanlığı'na sunuldu. Kısa bir zaman içinde çıkması beklenen yasa teklifi ile ilgili Analiz Gazetesi'ne değerlendirmelerini paylaşan Emin Grup Kurumsal İletişim ve Marka Yönetimi Direktörü Mustafa K. Daldal, vatandaşların faizsiz ev sahibi olabilmesinin, sistemin devlet güvencesi altına alınmasıyla kolaylaşacağını ve ekonomiye sağlanan katkıların artacağını belirtti.

Ev sahibi olmak kolaylaşacak

Meclis Başkanlığı’na sunulan faizsiz araç ve konut düzenlemesi ile sektör, beklediği devlet güvencesine çok yakında kavuşuyor. Yapılacak düzenleme ile faizsiz konut sahibi yapan şirketlere sermaye zorunluluğu getirilecek ve sistem devlet güvencesi altında hizmet verecek. Ak Parti tarafından sunulan yasa teklifini değerlendiren Emin Grup Kurumsal İletişim ve Marka Yönetimi Direktörü Mustafa K. Daldal, sektörün kurucusu olarak yürütülen çalışmaları olumlu bulduklarını söyledi. Daldal, “Yasa ile şirketlerin asgari sermayesinin 100 milyon lira olması, kurumsal yapı, risk yönetimi ve bilgi teknolojileri altyapısı gibi yükümlülüklerini yerine getirilmesi isteniyor. İhlaller durumunda çeşitli cezai uygulamalar da düzenlemenin içerisinde var. Bu bakımdan Eminevim olarak bizim olumlu bulduğumuz ve olumlu değerlendirdiğimiz bir düzenleme diyebiliriz. Düzenlemenin sektörde hizmet veren kuruluşları disipline edeceğine inanıyoruz. Sektörde güçlü bir sermayesi olan, kendini kanıtlamış, sunmuş olduğu hizmetle ülkesine değer katan şirketlerin yasal güvence ile yoluna devam edebilmesi sağlanacaktır.” açıklamasında bulundu.

Yasal düzenlemeye ihtiyaç arttı

Artan firma sayısına bağlı olarak yasal düzenlemeye de ihtiyacın arttığını ifade eden Emin Grup Kurumsal İletişim ve Marka Yönetimi Direktörü Mustafa Daldal, şöyle konuştu: “Türkiye’de 30 yıldır hizmet veren faizsiz Elbirliği Sistemi’nin benzerlerinin git gide artmaya başlamasıyla ülkemizde hizmet veren firma sayısı da arttı. Benzer sistemde hizmet veren firma sayısı son iki yılda 40’ı aştı. Görüldüğü gibi bu hızlı artışın kontrol altına alınması ve oluşabilecek suistimallere karşı sistemin korunması için yasal düzenlemeye olan ihtiyacın arttığını söyleyebilirim. Yapılacak yasal düzenleme ile sistemin özü korunarak kendi temelinden çok uzaklaşmadan uygulanmasıyla hem yaşanabilecek suistimallerin önüne geçilebilir hem de daha geniş bir kitlenin sistemden istifade edebilmesi sağlanabilir.”

Faiz yükünün kalkmasıyla konut satışları artacak

Yasal düzenlemenin hayata geçmesiyle konut satışlarının ve satışlara bağlı olarak ülke ekonomisine sağlanan ekonomik katkıların artacağını ifade eden Daldal, şunları söyledi: “Düzenlemenin hayata geçmesiyle konut ve otomobil satışlarının belirli bir stabilizasyona oturacağını söyleyebilirim. Mevcut durumda Eminevim olarak yılda 25 bine yakın ev ve araç satışına vesile oluyoruz. Hayata geçecek düzenleme ile bu satışları yılda 25-30 binlerden 2-3 yıllık periyodlar içinde 100 binlere çıkarabilmek mümkün. Yıllık yaptığımız 25 bine yakın teslimatla ülke ekonomisine sağladığımız yıllık 5 milyar TL düzeyindeki ekonomik katkıyı da yine 2-3 yıllık periyodlar içinde yılda 25 – 30 milyar TL’ye çıkarabiliriz. Aynı zamanda yaşanacak büyüme ile sektörde istihdam gücünün de önemli ölçüde artması sağlanacaktır. Bu anlamda yasal düzenlemenin her açıdan katkı sağlayacağına inanıyoruz.” dedi.


Meclis Başkanlığı’na sunulan faizsiz konut ve otomobil edindirme ile ilgili düzenleme hakkında görüşlerinizi alabilir miyiz?

Hükümetimizin bu yönde attığı adımları ve yürütülen bu çalışmaları sektörün kurucusu olarak olumlu buluyoruz. Faizsiz Elbirliği Sistemi’nin temellerini Türkiye’de 1991 yılında atan kurucumuz merhum A. Emin Üstün, bu sistemin yasal bir zemine oturtulması için uzun yıllar önemli girişimlerde bulundu. Bu konuda yaptığı birçok açıklama, verdiği pek çok demeç var. Kendisi, sistemin işin ehli olmayan, sermayesi bulunmayan kişilerce suiistimal edilmesine karşı yasal bir zemine oturtulmasını her zaman savundu. Bugünkü yasal zeminin oluşabilmesi için kamu yetkilileri ile pek çok kez istişarelerde bulundu. Kurucumuzun yıllar öncesinden bugünleri görerek ısrarla talep ettiği ve bugün önemli bir ihtiyaç haline gelen bu düzenlemenin şimdilerde gündeme alınması aslında kendisinin ne kadar haklı olduğunu da ortaya koyuyor. Çünkü mevcut durumu değerlendirdiğimizde bizler Eminevim olarak 30 yıllık bir güvence ile bu işi, başarılı bir şekilde yapabiliyor olsak da işin ehli olmayan, işin felsefesini bilmeden hızla yayılan firmaların sayısı günümüzde 40’ı aştı. Bu şirketlerin pazara girmesiyle birlikte gerek hizmet kalitesi gerekse müşterilere karşı duydukları sorumluluk hassasiyetindeki en ufak bir aksaklık insanlardaki güven duygusunu zedeleyebilir. Bu yüzden sektöre yeni giren, sistemin işleyişi hakkında yeterli bilgiye sahip olmayan şirketlerin gelecekte yaşatabileceği sıkıntılar tüm sektöre mal olmamalı ve sermayesi olan, kendini kanıtlamış, uzun yıllar bu işi başarıyla yürütenler, yasal güvence altında yoluna devam edebilmelidir. İşte bu nedenle getirilen minimum 100 milyon TL’lik sermaye şartının, bu işin ehli olmayan kişilerce açılan şirketlerin önünde bir bariyer olabileceğini düşünüyoruz. 
emin-i
Açıklanan yasal düzenlemedeki hükümleri nasıl buldunuz? Yeterli görüyor musunuz?

Ak Parti Grup Başkanvekili Sayın Mehmet Muş’un kamuoyu ile paylaştığı ilgili detaylara baktığımızda aslında düzenleme yeterlilik olarak temel ihtiyaçları karşılıyor. Yasa ile şirketlerden asgari sermayesinin 100 milyon lira olması, kurumsal yapı, risk yönetimi ve bilgi teknolojileri altyapısı gibi yükümlülüklerini yerine getirilmesi isteniyor. Müşteri ile yapılan sözleşmenin tanımı ve sözleşmede yer alması gereken asgari unsurlar belirleniyor. Tasarruf finansman faaliyetinin faizsiz finans ilke ve esaslarına göre yürütülmesi zorunlu oluyor. İhlaller durumunda çeşitli cezai uygulamalar da düzenlemenin içerisinde var. Bu bakımdan Eminevim olarak bizim olumlu bulduğumuz ve olumlu değerlendirdiğimiz bir düzenleme diyebiliriz.  Ancak en çok muzdarip olduğumuz konulardan biri müşteri ile yapılan sözleşmenin tanımı ve sözleşmede yer alması gereken asgari unsurlar konusudur. Burada sektöre yeni giren bazı şirketler, sistemin kendini koruyan yapısına zarar verecek şekilde ve teslimat tarihlerinde bir rekabete girdiklerini sanarak aslında işleyişi riske atıyorlar. Mümkün olmayan teslimat tarihleri vaat ederek vatandaşların bir şüpheye düşmesine neden oluyorlar. İşte düzenleme ile rekabet uğruna yapılan bu hataların önüne geçilebilir.  Bu açıdan düzenlemenin sektörde hizmet vermeye çalışan kuruluşları disipline edeceğine inanıyoruz. Güçlü bir sermayesi olan, kendini kanıtlamış, sunmuş olduğu hizmetle ülkesine değer katan şirketlerin yasal güvence ile yoluna devam edebilmesini sağlayacaktır.

Düzenleme yasalaştığı takdirde faizsiz konut ve otomobil satışının ekonomiye yansımaları nasıl olacak?

Düzenlemenin hayata geçmesiyle konut ve otomobil satışlarının belirli bir stabilizasyon oturacağını söyleyebilirim. Mevcut durumda Eminevim olarak yılda 25 bine yakın ev ve araç satışına vesile oluyoruz. Hayata geçecek düzenleme ile bu satışları yılda 25-30 binlerden 2-3 yıllık periyodlar içinde 100 binlere çıkarabilmek mümkün. Yıllık yaptığımız 25 bine yakın teslimatla ülke ekonomisine sağladığımız yıllık 5 milyar TL düzeyindeki ekonomik katkıyı da yine 2-3 yıllık periyodlar içinde yılda 25 – 30 milyar TL’ye çıkarabiliriz. Aynı zamanda sektördeki düzenleme ile istihdam gücünün de önemli ölçüde artması sağlanacaktır.

Yasal düzenleme ile sektördeki mevcut firma sayısını da etkiler mi? 

Bunu öngörmek kolay değil. Ancak bu tür regülasyonlarda belirli değişiklikler oluyor. Bazen birleşmeler veya satın almalar yaşanabiliyor. Belki yeni yatırımcı girişleri olabilir. Bunu ne yönde olacağını da yasa hayata geçtiğinde görebiliriz. Çünkü pazarın büyümesine bağlı olarak bu işin felsefesini çok bilmeyen bazı şirketler, bu sistemi bir fırsat olarak gördü ve 40’tan fazla şirket faizsiz hizmet vereceğini söyleyerek sektöre girdi. Sayı bu kadar arttığında işi başarıyla yapanları ayırmak gerekiyor. Sonuçta sistemin kendine has dinamikleri var ve bu dinamikleri koruyup kollamak gerekiyor. İşte çıkacak bu düzenleme de bu sektörde uzun yıllar hizmet veren, belirli bir teslimat gücü olan ve sermayesi olan şirketlerin yoluna devam edebilmesini sağlayacaktır. Ancak hizmet verecek şirket sayısı kaç olursa olsun, bu işin belirli bir kalitede yürütülmesi esas önemli olandır. 

Sisteme başvurmak isteyen vatandaşlarımıza ne tavsiye edersiniz? Vatandaşlar nelere dikkat etmeli?

Öncelikle faizsiz ev ve araç almayı düşünen vatandaşlarımız, son yıllarda sisteme gösterdiği ilgi önemli oranda artmış durumda. Yasal güvencenin gelmesi elbette var olan güveni artıracaktır ancak son iki yılda birbiri ardına açılan firmaların varlığı ve uygulanan satış politikaları vatandaşlarımızın kafasını karıştırabilir. Bunun için vatandaşlarımızın faizsiz sistemle hizmet verdiğini söyleyen şirketlerin geçmişini, hizmet verdiği süreyi, yaptığı teslimatların sayısını ve niteliğini, şube sayısını, hizmet kalitesi gibi birçok detayı araştırarak hareket etmeleri veya karar vermelerini tavsiye ederim. Gururla söyleyebilirim ki, biz verilerini oldukça şeffaf açıklayan bir firmayız. Şirketimizi araştıran her vatandaşımız şirketimiz hakkındaki her veriye kolayca erişerek ne yapacağına kolayca karar verebilir. Yılda 60 binden fazla kişinin tercih ettiği, bugüne kadar 180 bin ev ve araç teslimatının yapıldığı 1 milyon kişilik dev bir aile olan Eminevim, 30 yıldır bu anlayışla hareket ediyor.

Konuyla ilgili eklemek istedikleriniz?

Türkiye’de mevcut konvansiyonel sistemlere rağmen herkesin faizsiz ev sahibi olma hakkının da olduğuna inanıyoruz. İşte Elbirliği Sistemi de insanlara faizsiz ev ve araç alabilme özgürlüğünü sunuyor. Çıkması planlanan yasa ile bu avantajlı seçim özgürlüğünden daha geniş kitlelerin yararlanmasını ve milyonlarca kişinin istifade etmesini amaçlıyoruz. Başta ekonomiye sağlayacağı büyük katkılar açısından da değerlendirdiğimizde, araç ve konut pazarında istikrarın sağlanabilmesi, pazardaki arz-talebin dengelenmesi, katılımcılığı ve paylaşımcılığı esas alan ve Cumhurbaşkanımızın vurguladığı İslam iktisadı anlayışının bir bileşeni olarak hizmet eden Elbirliği Sistemi’nin etki alanının genişletilmesi ile mümkün olabilir.


ABONE OL

EN ÇOK OKUNANLAR