GÖZLER EKONOMİDE ATILACAK ADIMLARDA
Türkiye seçimin yarattığı ortamdan çıktı. Şimdi tüm gözler ekonomide atılacak adımlara çevrildi. Özellikle; enflasyon, işsizlik, bütçe açığı ve dış ticaret açıklarının nasıl kapatılacağına yönelik adımlar bekleniyor

Seyfi AKİL
Uzun zamandır devam eden seçim maratonu sona erdi. Sandıktan “mevcut iktidarla devam” diyen Türkiye’nin önünde yepyeni bir süreç var. Özellikle de ekonomi alanında atılacak adımlar ve temel sorunların nasıl çözümleneceği ise merak edilmeye başlandı.
Gerek iktidar gerekse muhalefetin son dönemde en çok dilendirdikleri konulardan birisi de hem çalışan hem de emeklilere yapılacak olan zamlar. Çalışan ve emekliler bu haberleri dört gözle beklerken bu parasal artışın enflasyonu tetikleyeceği uzmanlar tarafında belirtiliyor. Özellikle yeni dönemde enflasyonun yüksek çıkmaması için yeni düzenlemelerin de yapılacağı ifade ediliyor.
Bütçede ciddi açık tehlikesi
Bu konunun bir başka tarafı da gerçekleşen harcamaların bütçede ciddi açıklara yol açabileceği. Merkezi yönetim bütçe giderleri 2023 yılı Nisan ayında 400,4 milyar TL, bütçe gelirleri 268 milyar TL ve bütçe açığı 132,5 milyar TL olarak gerçekleşti. Türkiye ekonomisini bekleyen bir başka tehlike ise cari açık. Öyle ki hem üretici hem de ihracatçı firmalar özellikle bu konuda önemli yapısal çözümlerin hayata geçirilmesinden yana tutum sergiliyor. Son dönemde çok tartışılan başka bir konu ise işsizlik rakamları. TÜİK verilerine göre, ilk çeyrekte işsizlik oranı yüzde 9,9. Yeni dönemde hiç kuşkusuz ki en büyük sorun kurlardaki artış. Kurların özellikle 2021 yılından itibaren hem cari açığın finansmanında hem de bütçe açığının kapatılmasında önemli derecede kaynak harcandı. Bunların içinde elbette ki kur artışını frenlemek için harcanan rezervler. Bu dönemde özellikle Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın uyguladığı politikalar ve aldığı kararlar Türk Lirasında ciddi kayıplara neden oldu. Dünya’nın rezerv para birimi olan ABD doları, 2008 krizinin durgunluğa ittiği ABD ekonomisinin durgunluktan çıkışı ve 2015 ‘in sonundan itibaren ABD Merkez Bankası Fed’in, QE (parasal genişleme) programını bitirerek kademeli faiz artışına ve bilanço küçültmeye geçmesiyle, temel para birimleri karşısında yükseliş trendine girdi. Bu süreçte, yabancı yatırımcılar, yıllardır ucuz ve bol dolar girişine alışan gelişen piyasa ekonomilerinden çıkmaya başladı. Bu tablo Türkiye ve Arjantin gibi ekonomik büyümesi tüketime ve ithalata dayalı olan ülkelerin para birimlerinin dolar karşısında hızla erozyona uğramasına zemin hazırladı. Kurlardaki yukarı yönde baskı enflasyonu hızlandırırken Merkez Bankası’nın ekonomik büyümenin hız kesmemesi için enflasyonla mücadelede faiz silahını kullanmaması makroekonomik verileri bozulan 93,5 milyar dolar dış borç ödemesi yapması gereken Türkiye ekonomisini kırılgan ve ekonomik krizlere açık hale getirdi. 2018 yılının ilk 8 ayında %90’a varan değer kaybıyla Türk Lirası, Ajantin Pesosu, Rus Rublesi gibi dolara karşısında en çok erozyona uğrayan gelişmekte olan ülke paraları arasında ilk sırayı aldı. Kamuoyunda Türk Lirası’nın dolar karşısında değer kaybetmesi daha çok dikkati çekse bu süreçte TL temel para birimleri olarak adlandırılan Euro, İngiliz Sterlini, İsviçre Frangı karşısında da büyük oranda değer kaybetti. Doların Türk Lirası karşısında hızla değer kazanmasına çok çeşitli iç ve dış faktörler zemin hazırladı. ABD ekonomisindeki iyileşmenin ve Fed’in kademeli faiz artırımı ve bilanço küçültme politikalarının doları güçlendirmesinin yanısıra, Brexit, Trump yönetiminin başlattığı ticaret savaşları, İran ve Rusya’ya uygulanan ambargo gibi politikalar piyasalarda riskten kaçısı ve gelişmekte olan ülkelerden para çıkışını hızlandırdı.
Kur neden artıyor?
1-Yüksek Enflasyon
2-Kredi Notunun Düşmesi
3-Faiz Politikası
4-Seçim Ekonomisi
5-Cari Açık
6-Yatırımcı Güveninde Azalma
7-ABD - Türkiye İlişkilerinde Gerilim
8-Fed’in Faiz Artırması
9-Fed’in Bilanço Küçültmesi
10-Dolar Endeksindeki Yükseliş
Dolar nasıl düşer?
Dalgalı kur rejimlerinde pariteler piyasalarda oluşan arz ve talep dengesine göre oluşur. Bir para biriminin diğer para birimlerine karşı güçlenmesinde pek çok faktör etkilidir. Doların diğer temel para birimlerinden farklı olarak global rezerv para birimi olması doların güçlü seyretmesinin en önemli nedenlerinden biridir. Dış ticaret ödemelerinin yarısından fazlası dolarla yapıldığı için tüm merkez bankalarının ellerinde bulunan yabancı para rezevlerinin %60’ını dolar oluşturur. ABD ekonomisinin iyileşmesi, Fed’in politikaları ve global ticaret savaşları gelişmekte olan ülke ekonomilerinden para çıkışının süreceğine ve gelişmekte olan ülke para birimlerindeki zayıflamanın süreceğine işaret ediyor. Ancak Türk Lirası’nın değerinin dolar ve diğer temel para birimleri karısında çeşitli ekonomi ve maliye politikalarıyla istikrarını korunması sağlanabilir.