Dolar $
32.42
%-0.32 -0.1
Euro €
34.96
%-0.34 -0.12
Sterlin £
40.51
%-0.75 -0.3
Çeyrek Altın
4092.28
%0.61 24.65
SON DAKİKA
Giyim ve tekstil Cuma 05 Mart 2021 02:37

KADIN TEKSTİL SEKTÖRÜNE KAZANDIRILMALI

Tekstil İhracatçıları ve Çalışanları Derneği Başkanı Ergin Aydın, kadının tekstil sektörüne kazandırılması gerektiğini söyledi. Dünyadaki 6 kişiden 1'inin tekstilde çalıştığını vurgulayan Aydın, "Araştırmalara göre, petrolden sonra tekstil sektörü kirletiyor dünyayı. Düşük maliyetteki kıyafetleri giy at yaparak dünyayı kirletiyoruz. Al, giy, at olmamalı. Sezonsuz moda olmalı" dedi.

Kadın tekstil sektörüne kazandırılmalı

Hakan DİKMEN

Bugün yeni bir konumuz var. Sürdürülebilirlik ve Karbon Ayak İzleri.  

Bu konuda hem kendi fabrikalarında hem de kurdukları yeni “Tekstil İhracatçıları ve Çalışanları Derneği” ile çok önemli işlere imza atan TİHCAD Başkanı Ergin Aydın ile konuştuk.

Sürdürülebilirlik anlatabilir misiniz her yerde karşımıza çıkan bu kavram tam olarak nedir?

Sürdürülebilirlik bilinci aslında bir hayat bilinci olmalı. Sadece tekstile sadece kumaşa  saplanıp kalmamak lazım. Çocuklarımızın torunlarımızın ileride aynı şartlarda iyi şartlarda dünyanın nimetlerinden doğru şekilde yararlanması için gereken bir bilinç esasında. İşte bu fosil yakıtların doğru kullanılması dünyanın nimetlerinden doğru yararlanılması ve doğru tüketimi konusunda işleyen çok uzun ihtiyaç listesi olan bir konu zaten. Birleşmiş Milletler'in bu konuda  çalışan 17 hedef komitesi var. Bu hedef bilincinde ülke olarak her sektörde öncelikle çalışmak lazım. 

Sürdürülebilirlik konusunun Tanımı nedir?

Daimi olma yeteneği olarak adlandırılır. 21.yüzyılda genel olarak biyosfer ve uygarlığın bu yeteneğine atfen kullanılır. Çeşitli tanımlar var. Her sektör kendisine göre değişik tanımlar koymuş. Kurallarını da ona göre koymuş. Ama, bana göre hayatın devam etmesine yardımcı olmak, doğru yaşamak, insana layık yaşamak. Bence sürdürülebilirlik adından da anlaşıldığı gibi hayatın devam etmesi Sürdürülebilir kılınması İçin Yaşamak insan gibi yaşamak.  Doğru tüketmek.

Her şeyin sonu olduğunu anladığımız için sanırım bu konu ortaya çıktı. 

Avrupa Birliği’nin “yeşil mutabakat “ kurallarına göre; 2050 yılına kadar net sera gazı emisyonlarının sıfırlandığı, ekonomik büyümenin kaynak kullanımından ayrıştırıldığı ve kimsenin ve hiçbir bölgenin geride bırakılmaması temel hedeflerini içeren stratejisiyle yaşam kalitesini artıracaktır. 

Bu sürdürülebilirlik ne zaman bizim hayatımıza girdi bunu ne zaman fark ettik?

Biz 1962 yılında yazılan bir kitapla kuşların zarar görmesi belli bir elektrik akımına uğraması gibi konuları anlatan “Sessiz Bahar” kitabında ilk olarak ortaya çıktı. Oradan bu güne ulaşan bir bilinç aslında ama işte bildiğiniz Paris iklim Anlaşmaları gibi son 14 15 yıldan beri iyice arttı. Şu anda gün gün artıyor. Çünkü anlıyoruz ki,  iş kötüye doğru gidiyor. İyiye doğru gitmiyor.

 Tekstil sektörü gerçekten dünyayı ne kadar kirletiyor? 

İnanılmaz büyük bir sektör. Dünyadaki 6 kişiden 1 kişi tekstilde çalışıyor. Bizim yaptığımız araştırmalara göre,  Petrol sektöründen sonra Tekstil sektörü kirletiyor dünyayı. Hele Denim sektörü de suları çok kirletiyor. Bir de Fast Moda denilen bir tekstil terimi var.. Düşük maliyetteki kıyafetleri giy at yaparak dünyayı kirletiyoruz. Al, giy, at olmamalı. 

Aslında sürdürülebilir Moda yani sezonsuz Moda olmalı. 

Ülkemizde bu konuda neler yapılıyor? 

Bizim Şirketimize de 3 yıldır yapılan sıfır atık projesi kalan bütün pamuk atıklarını toplayıp  fireci dediğiniz saykılcılara verip ipliği tekrar  sağlam iplikle birleştirerek kullanılıyor. Ailemizde iş hayatımızda ülkemizde bütün yaşam standartlarımızı sürdürülebilirlik var. Bir dostunuz var o dostunuza samimi ve her zaman dürüst davranırsınız o arkadaşlığı dostluğu sürdürebilir olur. İş hayatınızda patron elemana istediği maaşı verirse o  iş de sürdürülebilir olur. Hayat çevre her anlamda bakmak lazım.  Döngüsel ekonomiler, sürdürülebilir tekstil üretimleri bunlar tümünü  kapsıyor şeffaflık dürüstlük dünyada çok o kadar konuşulmasa bile kadının sektöre kazandırılması da önemli.  Bunları konuşmak bile bana garip geliyor.

Sürdürülebilirlik konusu şirketlerin cirolarına negatif etki mi yapıyor? Bu kadar önemli bir konuyu hala %100 olarak hayata geçire bilmiş değiliz. 

Ülke olarak uzun yıllara dayanan bir planlama yapmıyoruz.  Kısa vadede Kazanmak istiyoruz. Sabırsız bir milletiz. Bazen de bu zor durumlarda kafamızı kuma gömmeyi tercih ediyoruz. Sürülebilecek negatif etki yapıyordur. Belki biraz da az kazanıyorsunuzdur. Ama bunun sayesinde müşteri sizi tercih edecektir ve daha çok kazanacaksınız.  Şu anda Karbon ayak izi çok önemli bir konu. Şu güne kadar şirketlerin karbon ayak izlerini ölçtürmüş olmaları gerekiyor. Ne yazık ki daha ülkemizde o bilinç yok. Fakat 2022 de mecburen her şirket karbon ayak izini ölçtürmüş olacak. Ölçtürmezler ise ceza alacaklar. 

Karbon ayak izi nedir?  

Fosil yakıtlar var. Onların çevreye verdiği zararı minimuma indirmek hatta yok etmek için yapılan çalışmaların tümü. Birim karbondioksit cinsinden ölçülen, üretilen sera gazı miktarı açısından insan faaliyetlerinin çevreye verdiği zararın ölçüsüdür. WEPs projesi var biliyorsunuz. Kadınların güçlenmesini öngören. Bu konuda da biz de bir adım atmak istiyoruz.  Zaten dijitalleşme ile çevre ile teknoloji ile o kadar çok  faydalı şeyler yapıyoruz ki o da hedeflerin biri teknolojiyi silemeyen bulunduğu sanayiye doğru kullanmaya çalışıyoruz.

Sürdürülebilirlik ve Karbon ayak izi konusunu ilkokullarda ve ortaokullarda ders olarak okutulması gerekmiyor mu sizce?

Ciddi şekilde üzerine eğilinmesi ve okullarda ders olarak okutulması gerekiyor.  Avrupa ülkelerine baktığımızda bizim dert ettiğimiz üzerine titrediğimiz konuları Avrupa'daki okullari zaten eğitimde başladı ve doğru eğitim gördükleri için öne geçiyorlar. Bence bu da bende ciddi hissediyorum bence eğitime dahil edilmeli. İnsanlar sürdürülebilirliği kendilerine göre yorumluyor. Yani bizim şirketimizde sürdürülebilirlik üzerine kurulu. Çünkü her şey doğru kurarsınız doğru giderseniz ve etik giderseniz bu şirketiniz uzun yıllar çalışır. 

Şirketlerimizde çalışma süre ortalaması altı yıl.

Büyük ülkelerin bu konuya bakışı nasıl Amerika nasıl bakıyor Çin nasıl bakıyor Avrupa Birliği nasıl bakıyor?

Konuya özellikle Avrupa Birliğinin doğru hamleleri var. Hatta Adidas’ın bir projesi var. Bu karbon yüzdesini artıya geçirecek kadar çok iyi.  Çin’deki hava kirliliği beni zaten korkutmuştu. Amerika Zaten bana göre dünyayı tüketen dünyayı sömüren bir topluluk. Bunu direkt söyleyeceğim hem çünkü baktığımızda birçok şeyi buradan geliyor. Trump zamanı Paris iklim Anlaşmasını imzalamayacağım demiş, yatırımları ve yaptırımları olacak bireysel olarak sürdürdü. Yani Avrupa’ya bak hangi noktalar hangi uyarılar var. Bunlar, dünyanın daha da kirlendiğini gösterir. Bilhassa İskandinav ülkeleri. 

Dünyanın kirlendiğini en basit şekliyle nasıl anlatırsınız?

Avrupa Birliği ülkelerinde günlük havanın ne kadar berrak olduğu hesaplanır ve halk bilgilendirilir. Ülkemizde de büyük oranda doğalgaz kullanılıyor ama hala kömür tüketen evlerimiz var. Denizlerden de anlayabiliriz. 

Son olarak ne diyeceksiniz?

Hepimiz bu sürdürülebilirlik bilincine sahip olalım birbirimize destek olalım. Nu konuda çok  okuyalım sürdürülebilirliğin sadece bir alanda değil bütün dünya yaşamını ile alakalı bir konu olduğunu öğrenelim ve çevremizi ailemizi şirketlerimizi koruyalım. Eğitimle doğru bireyler yetişirse onlar da bizden daha ilerde olacaktır. Burada z kuşağına çok güveniyorum her türlü desteği vermeye de hazırım.



ABONE OL