Dolar $
32.19
%-0.26 -0.08
Euro €
34.99
%-0.42 -0.14
Sterlin £
41.18
%-0.05 -0.02
Çeyrek Altın
4094.65
%1.76 69.77
SON DAKİKA
Bankacılık Perşembe 21 Mart 2019 03:08

'KATILIM, DAHA UCUZ VE ETKİN ÜRÜN ÜRETEBİLİR HâLE GELMELİ!

Üretim, bir ülkenin kalkınması ve küresel rekabette söz sahibi olabilmesi için hayatî önem arz eden bir konu olduğunu belirten Türkiye Katılım Bankaları Birliği (TKBB) Genel Sekreteri Osman Akyüz, üreten toplumlarda gelir seviyesinin ve istihdam imkânlarının yüksek olması sosyolojik açıdan da bu konunun ne kadar önemli olduğunu gösterdiğini söyledi. Akyüz, bu vesileyle üretim ve istihdama katkı sağlayan her ekonomik faaliyeti desteklediklerini belirtti.

'Katılım, daha ucuz ve etkin  ürün üretebilir hâle gelmeli!
Üretim, bir ülkenin kalkınması ve küresel rekabette söz sahibi olabilmesi için hayatî önem arz eden

TKBB Genel Genel Sekreteri Osman Akyüz, katılımın üretim ve istihdama verdiği destekle ilgili son gelişmeleri Analiz gazetesiyle paylaştı.

Akyüz, gelişmiş ekonomilerin, temellerini planlı bir üretim sistemine dayandırarak dolaylı olarak teknolojinin de gelişmesine ortam hazırladığına işaret ederek, teknolojiye yatırım yapan, Ar-Ge’ye kaynak aktaran ve nitelikli üretim yapan ülkelerin rekabette bir adım önde olacağı yeni bir döneme girildiğini kaydetti.

ÜRETİMDE ARTAN BİR İVME VAR

Türkiye’nin son yıllarda hükümetin verdiği destek ve teşviklerle yerli üretim konusunda ciddi mesafeler kat ettiğini ve artan bir ivmenin söz konusu olduğunu gözlemlediklerini ifade eden Akyüz, cari açığın azaltılması noktasında atılan adımlar neticesinde 2019 yılının ilk yarısında dengelenme sürecinin başladığını göreceklerini belirtti.

2019 Ocak ayında ihracatın geçen yılın aynı ayına göre yüzde 5,9 artışla 13,1 milyar dolar olurken, ithalatın ise yüzde 27,2 azalarak 15,6 milyar dolar gerilediğini dile getiren Akyüz, Almanya’ya yapılan ihracatın 2019 Ocak ayında 1,3 milyar dolar olurken, ithalatta ise Rusya 1,7 milyar dolar ile ilk sırayı aldığını anlattı.

Son dönemde Türkiye ekonomisine yönelik spekülatif ataklarla oluşturulmaya çalışılan olumsuz hava hızlıca dağılırken, yatırımcıların ve küresel oyuncuların ülkemize olan güveninin ise her geçen gün arttığını belirten Akyüz, Türkiye’nin 2023 hedeflerini gerçekleştirmesi noktasında üretim yapan, istihdam ve milli ekonomiye katkı sağlayan tüm projeleri önemsediklerini söyledi.

HEDEFİMİZ GÜÇLÜ VE BÜYÜK TÜRKİYE

Katılım bankacılığı sektörü olarak Türkiye’nin ekonomisine katkı sağlayacak tüm ekonomik aktivitelere, faizsiz bankacılık prensipleri dahilinde bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da desteklemeye devam edeceklerini dile getiren Osman Akyüz, “Üretime, teknolojiye ve ihracata dayalı büyümeye vereceğimiz desteklerle ülkemizi güçlü ve büyük Türkiye yolculuğuna hep birlikte taşıyacağız” dedi.

Ekonomik büyümenin faydalarından birinin de istihdamda artışın yaşanması olduğuna dikkati çeken Osman Akyüz, “Bu durum işsizlerin iş bulmasına ve işsizlik oranının gerilemesine yardımcı olur. Ekonomideki büyümenin yeniden istihdam artışı sağlayabilmesi için yeni yatırımların devreye girmesi gerekmektedir. Yeni üretim tesislerinin kurulması ise kaçınılmaz olarak yeni işçi alımını da beraberinde getirmektedir. Bu tür yatırımların artması da ekonominin genelinde istihdamın artmasını sağlamaktadır” diye konuştu.

REEL SEKTÖRE KATKIYA DEVAM EDİYORUZ

Gücünü ekonomiden alan bankacılık sektörünün tüm çabasıyla ekonomik faaliyetlerin kesintisiz olarak sürdürülmesinin gayreti içinde olduğunu, Yeni Ekonomi Programı’nın hedefleri ve uygulamaları doğrultusunda toparlanmanın kısa sürede olacağına inandıklarına vurgu yapan TKBB Genel Sekreteri Osman Akyüz, üretim, yatırım, ihracat ve ticanretin finansmanını sürdürmeye, dengelemeye, hedeflenen dönüşüme ve toparlanmaya katkı vermeye devam edeceklerini, geçmişte olduğu gibi zor dönemleri reel ve finans sektörü işbirliğinde, açık iletişim ve yapıcı anlayış içinde birlikte atlatacaklarını kaydetti.

2018 yılı sonu itibariyle bilanço büyüklüğünün katılım bankacılığı sektörü olarak 206 milyar lira olarak gerçekleştiğini bankacılık sektörünün ise 4 trilyon liraya yaklaştığını hatırlatan Osman Akyüz, “Kullandırmış olduğumuz finansmanın milli gelire oranı göz önüne alındığında finansmanı daha fazla artırmak için bilançomuzu büyütme gayretimizi sürdüreceğiz” şeklinde konuştu.

KATILIM OLARAK AYRIM YAPMIYORUZ

Farklı nedenlerle geçici zorluk yaşayan ve makul destekle yoluna devam edebilecek müşterilerimize vade, teminat ve kâr payı oranlarında mümkün olan her türlü esnekliğin bankalarımız tarafından sağlandığına değinen Osman Akyüz, bunu yaparken sektör ve ölçek ayrımı yapmadıklarını, başlıca kriterlerinin işletmelerin ekonomiye değer üretmeleri ve istihdam oluşturmaları olduğunu ifade etti.

Katılım bankaları olarak her türlü bankacılık hizmetini ürettiklerini, fakat daha ucuz ve etkin finansal hizmet üretebiliyor hâle gelmelerinin gerektiğine vurgu yapan TKBB Genel Sekreteri Osman Akyüz, “Katılım bankaları, tasarrufları toplayıp çalışan ve üreten ekonominin hizmetine sunmaya çalışıyor. Bankacılık sistemimizde herkesin parası güvende ve bu sistem finansal ataklara güçlü bir şekilde karşı koyuyor” dedi.

TKBB Genel Sekreteri Akyüz, bunun ötesinde insanları bireysel emeklilik sistemiyle de tasarruf yaptırmaya teşvik ettiklerini, bu noktada şirketler, fonlar oluşturduklarını ve vatandaşı tasarrufa özendirdiklerini belirtti. Mahalli ve yerli üretimin finansmanını da yaptıklarını dile getiren Akyüz, “Türkiye’nin ürettiği mal ve hizmetlerin finansmanını oluşturduğumuz kaynakları kullanıyoruz. Hatta mümkün olduğunca ülke dışından da kaynak temin edip lokal, yerli ve millî ekonomi finansmanında bu imkânları kullandırıyoruz” ifadelerini kullandı.

EKONOMİ KATILIMSIZ DÜŞÜNÜLEMEZ

akyuz-iEkonominin merkezi İstanbul’a da değinen Osman Akyüz, faizsiz finans sisteminin de ekonominin ayrılmaz bir bileşeni olacağını söyledi. Türkiye’de katılım bankacılığı modeliyle dünyaya örnek olacaklarını dile getiren Osman Akyüz, faizsiz sistemin reel hayata toplumsal gelişmeye daha faydalı, daha uygun bir sistem olduğunu kaydetti.

Faizi elimine edecek bir bankacılık modeli olan faizsiz finansın Türkiye’de ve dünyada çok yeni bir kavram olduğunu belirten Akyüz, ancak buna rağmen sisteme hem dünyada hem Türkiye’de yoğun ilgilinin olduğunu gördüklerini söyledi.

Katılım bankacılığının henüz oluşum sürecini tamamlamadığını yeni, genç ve kendine has eksikleri olduğunu hatırlatan Osman Akyüz, “Bu alana girişim ve talep var. Türkiye olarak faizsiz finans konusunda hakikaten iyi bir noktaya geldik. Bu işi daha da ileriye taşıyacağımıza inanıyorum. Biz de Türkiye Anadolu standartlarını oluşturacağız. Bu standartlarla dünyaya örnek olacağız. Çünkü biliyorsunuz katılım bankacılığı örnek alınıyor ve dünyada da artık katılım bankası adı altında bankalar kurulmaya başladı. Dolayısıyla orada da bir örnekliğimiz söz konusu” şeklinde konuştu.

“KATILIM”SIZ FİNANS MERKEZİ OLMAZ

Dünyada rekabet edilebilir bir sektör oluşturma hedeflerinin olduğunu ve hem hükümetin hedefi hem de katılım sektörünün bu yolda azimle yürüdüğünü belirten Osman Akyüz, “Bunun için de yenilikler yapmak yeni ürünler geliştirmek, daha ucuz ve etkin finansal hizmet üretebiliyor hale gelmek gerekiyor. Bu amaçlar doğrultusunda çalıştık ve çalışmaya da devam edeceğiz” dedi.

Türkiye’de katılım bankalarının mevduat bankalarıyla aynı kanuni zeminde benzer tüm bankacılık hizmetlerini ürettiğini, dolayısıyla İstanbul’u finans merkezi olacaksa faizsiz finansın da bunun çok önemli bir bileşeni olması gerektiğine dikkat çeken TKBB Genel Sekreteri Osman Akyüz, “Çünkü Türkiye, hassasiyetlerine önem veren Müslüman bir ülke. Dolayısıyla faizsiz finansın, katılım bankacılığının burada gelişme potansiyeli var. Bu anlamda sektör, reel ekonomiye ciddi karşılığı olan finansal hizmet sunmaya sürecek” şeklinde konuştu.

TARIMDA COĞRAFİ AVANTAJIMIZ YÜKSEK

Tarım konusuna da değinen TKBB Genel Sekreteri Akyüz, tarım ürünlerinin kalitesinin ve çeşitliliğinin ülke sanayini dolayısıyla ekonomisini etkilediğini söyledi. Tarım sektörünün hem üretim hem de sanayi ürünlerini etkileyip geliştirmesi yönüyle bizim gibi gelişmekte olan ülkeler için çok önemli bir yer tuttuğunu belirten Akyüz, makine kullanımının arttığı, modern tekniklerin takip edildiği, sulama sorununun çözüldüğü bir ülkede, tarımsal ürün yelpazesinin genişleyeceğini ve böylece iç pazarın ihtiyacından fazla üretim sağlanarak söz konusu ürünler ihraç edebileceğine değindi.

Türkiye’de üretilebilen bir kısım meyve, sebze ve tarımsal ürünlerini sınır komşularımızın yetiştiremediğini, sahip olduğumuz coğrafi avantajlarla bu değerlerimizin bizim için büyük birer ihracat potansiyeli taşıdığına işaret eden Osman Akyüz, “Bu potansiyeli en iyi şekilde değerlendirebilmemiz ve küresel pazardan büyük bir pay alabilmemiz için kamunun, tarıma ve buna bağlı sanayiye destek olması gerekli. Bizler de finansal kuruluşlar olarak bu konuda üzerimize düşen görevi, tarım sektörü içerisinde yer alan müşterilerimizle finansman ilişkimizi en iyi şekilde sürdürerek yerine getiriyoruz. Bu bağlamda da müşterilerimize özellikle et ve süt üretimi konularında finansman desteği veriyoruz” ifadelerini kullandı.

PİYASA FİYATLAMALARINDA KATILIMDAN DESTEK

Katılım sektörünün tarımsal girdi kullanan müşterilerine ham maddelerini alıp üretimini yapan firmalara, işletme sermayesi sağladığına dikkat çeken Osman Akyüz, temel gıda ürünlerinden olan un piyasasında, katılım bankalarıyla firmalar arasında yakın temasın bulunduğunu hatırlattı.

Katılım bankaları olarak hem iç pazarda dengeli bir fiyatlama oluşturmak hem de tarıma bağlı sanayinin gelişimini destelemek ve bu alandaki ihracatı artırmak adına tarım sektörüne önem verdiklerini dile getiren TKBB Genel Sekreteri Osman Akyüz, “Böylelikle Türkiye ekonomisine katkı sağlama misyonumuza bir adım daha yaklaşıyoruz. Fakat yine de tarım ve buna bağlı sektörlerdeki verimin sürdürülebilirliği adına mevzubahis konu çerçevesinde oluşturulan finansal mekanizmaların iyileştirilmesi gerekiyor” şeklinde konuştu.

KATILIM FİNANSAL ATAKLARA KARŞI GÜÇLÜ

Türkiye ekonomisinin geçmişten bugüne her türlü ekonomik dalgalanmaların üstesinden geldiğini, bundan sonraki süreçte de yerli üretime ve tasarrufa önem vererek hizmetlere devam edeceğini ifade eden Osman Akyüz, “Bu anlamda Türkiye; sanayisi, hizmet ve bankacılık sektörü gelişmiş bir ülke. Katılım bankaları olarak her türlü bankacılık hizmetini üretiyoruz. Fakat daha ucuz ve etkin finansal hizmet üretebiliyor hâle gelmemiz gerekiyor. Katılım bankaları, tasarrufları toplayıp çalışan ve üreten ekonominin hizmetine sunmaya çalışıyor” dedi.

Katılım bankacılığı sisteminin herkesin parasının güvende ve bu sistemin finansal ataklara daha güçlü bir şekilde karşı koyduğuna vurgu yapan Osman Akyüz, bunun ötesinde insanları bireysel emeklilik sistemiyle de tasarruf yaptırmaya teşvik ediyoruz. Bu noktada şirketler, fonlar oluşturduklarını ve vatandaşı tasarrufa özendirdiklerini kaydetti.

SERMAYE ÜLKE DIŞINA GÖNDERİLMİYOR

Mahalli ve yerli üretimin finansmanını da gerçekleştirdiklerini hatırlatan Osman Akyüz, “Türkiye’nin ürettiği mal ve hizmetlerin finansmanını oluşturduğumuz kaynakları kullanıyoruz. Hiçbir şekilde ülke dışına bu paraların gönderilmesi söz konusu değil. Hatta mümkün olduğunca ülke dışından da kaynak temin edip lokal, yerli ve millî ekonomi finansmanında bu imkânları kullandırıyoruz” diye konuştu.

Söz konusu yönde milli ekonomiye katkılarının giderek artığını belirten Akyüz, dünyanın birçok ülkesinin Türkiye’de yatırımları olduğunu, Türkiye’den de aynı şekilde yabancı ülkelere yatırımların devam ettiğini, söz konusu yatırımlara da sahip çıkılması gerektiğini kaydetti.

Özellikle savunma sanayinde alınan yolun kısa zamanda diğer alanlarda da benimseneceğine inancının tam olduğunu belirten TKBB Genel Sekreteri Osman Akyüz, “Biz Türkiye Katılım Bankaları Birliği (TKBB) olarak yerli ve millî değerlerimize sahip çıkmak adına yeteneklerimizi ortaya çıkararak elimizden gelen tüm gayreti göstermeye devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.

SİYASİ OTORİTE SEKTÖRÜN BÜYÜMESİNİ İSTİYOR

TKBB Genel Sekreteri Osman Akyüz, gelecek dönemde katılım sektörü etkisinin daha da büyüyeceğine dikkat çektiğini dile getirerek, siyasi otoritenin ve bankacılık otoritesinin sermayelerin güçlendirilmesi konusunda telkinleri olduğunu, bunları özel bankaların sermayedarları da herhalde değerlendireceğini söyledi. Siyasi iktidarın katılım sektörünü daha da büyütme arzusunun ve kararlılığının olduğunu bildiklerini anlatan Osman Akyüz, “Zaten sürekli o desteği veriyorlar. Biliyorsunuz bankacılık sektöründeki payımız şu anda yüzde 5’in üzerinde. Bu oranın yüzde 15’e çıkarılması hedefimiz var. Hem yerli hem de yabancı girişimciler olarak bu gayretin içinde olacağız” dedi.

Bu yılın Türkiye için ekonomik açıdan daha verimli olacağını, makro verilerin biraz daha sağlam zemine oturtulacağını düşündüklerini ifade eden Akyüz, “Reel sektör sorunlarının çözülmesi, kur seviyelerinin makul seviyelere çekilmesi, enflasyonun düşürülmesi, cari açığın azaltılması konularında önemli gelişmeler oluyor. 2019’da sektör olarak yüzde 30’un üzerinde büyüyeceğiz” diye konuştu.

ABONE OL

EN ÇOK OKUNANLAR