MAKRO DENGELERDE KIRILGAN İYİLEŞME
Cumhuriyet'in 102. yılında Türkiye ekonomisi, yüksek enflasyon ve küresel belirsizlikler arasında dengelenme arayışını sürdürüyor. Büyüme ivmesi yavaşlarken, ihracat ve yeşil dönüşüm önümüzdeki dönemin temel gündemi olmaya devam ediyor. Ekonomi, zorlu bir dönemin ardından denge sinyalleri veriyor. Uzmanlara göre Türkiye'nin yeni yüzyılı, istikrarlı kalkınma ve sürdürülebilir üretimle şekillenecek

Mustafa DENİZ
Türkiye Cumhuriyeti, kuruluşunun 102. yılını kutlarken ekonomi, pandemi sonrası toparlanma sürecinden küresel belirsizliklere uzanan zorlu bir dönemin ardından dengelenme sinyalleri veriyor.
2024 yılını yüzde 4,1’lik büyüme oranıyla kapatan Türkiye ekonomisi, 2025’in ilk dokuz ayında büyümesini %3,2 seviyesinde sürdürdü. Ancak bu büyüme, iç talep kaynaklı olmaktan ziyade ihracat ve turizm gelirlerindeki toparlanmayla destekleniyor.
Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın son verilerine göre, enflasyon hâlen çift hanelerde seyretse de 2025 yılı Eylül ayı itibarıyla %38,7 seviyesine geriledi. Bu oran, 2024 ortalamasına göre yaklaşık 12 puanlık bir düşüş anlamına geliyor.
Merkez Bankası, sıkı para politikasını korurken faiz oranını yılın üçüncü çeyreğinde %35 seviyesinde sabit tuttu.
Döviz piyasasında görece istikrar
2023 ve 2024 yıllarında yaşanan sert dalgalanmaların ardından döviz piyasasında 2025 boyunca daha dengeli bir seyir izlendi.
Ekim ayı itibarıyla dolar/TL kuru 34,20, euro/TL kuru ise 36,90 civarında işlem görüyor.
Analistler, kurun yılın son çeyreğinde kontrollü bir şekilde artış gösterebileceğini, ancak rezerv politikası ve dış kaynak girişlerinin istikrarı desteklediğini belirtiyor.
İhracat ve sanayide yeşil dönüşüm gündemde
Cumhuriyet’in ikinci yüzyılına girilirken, hükümetin sanayi ve enerji politikalarında “yeşil dönüşüm” vurgusu öne çıkıyor.
Türkiye’nin toplam ihracatı yılın ilk dokuz ayında 197 milyar dolar seviyesine ulaşırken, bu rakam geçen yılın aynı dönemine göre %6,3’lük artışa işaret ediyor.
Sanayi üretiminde özellikle otomotiv, savunma ve yenilenebilir enerji sektörleri dikkat çekiyor.
Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı yetkilileri, “Türkiye’nin ikinci yüzyılı, yeşil üretim ve dijital dönüşüm yüzyılı olacak” mesajını verirken, KOBİ’lerin dönüşüm sürecine entegrasyonu için yeni destek paketleri gündemde.
Yatırım ortamında temkinli iyimserlik
Yabancı yatırımcı ilgisi 2025 yılında sınırlı ancak istikrarlı bir artış gösterdi.
Türkiye’ye doğrudan yabancı yatırım girişi, 2025’in ilk sekiz ayında 6,4 milyar dolar olarak kaydedildi.
Analistler, siyasi istikrarın korunması ve yapısal reformların hızlandırılması halinde bu rakamın önümüzdeki yıl çift haneye çıkabileceğini öngörüyor.
Borsa İstanbul ise yılbaşından bu yana %18 oranında değer kazandı. Bankacılık hisseleri ve enerji şirketleri, yatırımcıların ilgisini çeken başlıca sektörler arasında yer aldı.
Cumhuriyet’in yeni yüzyılında ekonomi vizyonu
Cumhuriyet’in 102. yılında açıklanan “Türkiye Yüzyılı Ekonomi Programı”nda; fiyat istikrarı, dijital ekonomi ve üretim odaklı kalkınma öncelikli başlıklar arasında.
Uzmanlara göre, önümüzdeki dönemde Türkiye’nin büyüme stratejisi, yalnızca tüketim değil verimlilik, teknoloji ve sürdürülebilirlik temellerine dayanmak zorunda.
Uzmanlar, ‘Cumhuriyet’in ikinci yüzyılı, geçmişin hızlı büyüme hikâyesinden çok, istikrarlı kalkınma ve nitelikli üretim çağı olmalı. Bu, ekonomik değil aynı zamanda toplumsal bir dönüşüm gerektiriyor” diyor.
Yeni yüzyıl yeni denge arayışı
Cumhuriyet’in 102. yılında Türkiye ekonomisi, geçmişteki krizlerin izlerini taşımaya devam etse de dengelenme çabası sürüyor.
Sıkı para politikası, yatırımcı güveninin kademeli artışı ve ihracat odaklı büyüme stratejisi, ekonominin yönünü belirleyen başlıca unsurlar.
Ancak kalıcı refah için yapısal reformların, verimlilik artışının ve gelir dağılımındaki adaletin güçlendirilmesi gerektiği ekonomistlerin ortak görüşü olarak öne çıkıyor.