SON DAKİKA
GÜNDEM Pazar 21 Mart 2021 02:59

PARA POLİTİKALARINDA İSTİKRARDAN TAVİZ YOK

2020 Kasım'da "piyasa dostu" politikalar doğrultusunda göreve gelen yeni ekonomi yönetiminde ilk ayrılık TCMB'de gerçekleşti. Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle Başkan Ağbal'ın yerine AK Parti eski milletvekillerinden Prof. Dr. Şahap Kavcıoğlu atandı. TCMB'de yeni bir yöntem değişikliği beklenmiyor.

Para politikalarında  istikrardan taviz yok

Sedat YILMAZ

Merkez Bankası Başkanlığı’na Naci Ağbal’ın yerine AK Parti Bayburt eski milletvekili Prof. Dr. Şahap Kavcıoğlu atandı. Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle yapılan görev değişikliği sonrasında 4,5 aylık yeni ekonomi yönetiminde herhangi bir değişikliğin ve yeni bir yöntemin uygulanıp uygulanmayacağını gelecek günler gösterecek.

Merkez Bankası başkanlığı 20 ayda üç kez değişmiş oldu. Temmuz 2019 yılında görevden alınan Murat Çetinkaya’nın yerine Murat Uysal getirilmiş, Kasım 2020’ye kadar görev yapan Murat Uysal daha sonra Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından görevden alınmış yerine Naci Ağbal atanmıştı. 7 Kasım 2020'de Ağbal’ın göreve gelmesinden itibaren TCMB faiz oranlarını toplamda 875 baz puan artırdı. Ağbal göreve geldiğinde bir haftalık repo faizi 10,25 düzeyindeydi.

Naci Ağbal’ın TCMB Başkanı olmasıyla “yüksek kur / düşük faiz politikası”nı terk eden ve “düşük kur / yüksek faiz” anlayışını benimseyen Türkiye, yaklaşık 133 gün aradan sonra yeni bir başkanla aynı doğrultuda yoluna devam etmesi öngörülüyor.

TCMB’nin faiz indirimiyle 7,50’lerden 200 günlük ortalama olan 7,33’ün altına inen kurun Ağbal’ın görevden alınmasıyla 7,20’leri denemesi gözlerden kaçmıyor. Euro/TL kuru da 9 liradan 8,59’lara geriledi. Borsa ise TCMB’nin faiz artırmasını satışla karşıladı.

Piyasalar olumlu karşılamıştı

Cumhurbaşkanı kararnamesiyle Murat Uysal’dan boşalan Merkez Bankası Başkanlığı’na Maliye eski bakanı Naci Ağbal’ın getirilmesi ve Ekonomi eski bakanı Nihat Zeybekçi’nin Ekonomi Politikaları Kurulu üyeliğine, Naci Ağbal’ın yerine İbrahim Şenel’in Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı’na atanmasıyla başlayan süreç, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın sosyal medyada yer alan istifasıyla sürmüştü. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Hazine ve Maliye’ye Nurettin Canikli ve Mehmet Şimşek’in adı geçmiş ancak bakan olarak Lütfi Elvan atanmıştı.  

Türkiye’de ekonomi yönetimindeki değişiklik, iş dünyasında ABD’de Joe Biden’in seçimi kazanacağına dair beklentilerle gerçekleştiği yorumlanmıştı.

O dönemde, Naci Ağbal’ın Türkiye Bankalar Birliği (TBB) toplantısında banka genel müdürleriyle bir araya gelmesi,  sektörün sorunlarına dair brifing alması ve ardından yaptığı ilk mesaj piyasalar tarafından olumlu karşılanmıştı. Kısa süre içinde dolar/TL kuru 8,51 lira seviyesinden 8 liranın altına düşmüştü. Altının gramı da yine 535 liradan 487 liraya kadar gerilemişti.

Şeffaf mesajlar moral vermişti

Finans temsilcileriyle bir araya geldikten sonra para politikasıyla ilgili ilk açıklamasını yapan TCMB’nin o dönemdeki yeni başkanı Naci Ağbal, tüm politika araçlarının kararlılıkla kullanılacağını bildirmesi piyasalara “piyasa dostu” uygulamalar olarak yansırken Ağbal’ın, “Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası olarak temel amacımız fiyat istikrarını sağlamak ve sürdürmektir. Fiyat istikrarı temel amacı doğrultusunda tüm politika araçları kararlılıkla kullanılacaktır. Para politikasında, şeffaflık, hesap verebilirlik ve öngörülebilirlik ilkeleri çerçevesinde iletişim güçlendirilecektir” açıklamaları yüksek moralle karşılanmıştı.

Özellikle piyasa analistleri o günlerde Ağbal’ın ilk mesajlarında bankaların aktif rasyosu uygulamasının kalkacağına dair öngörüsüyle finans piyasasındaki iyimserlikle kurda olmaması gereken köpüğün bir kısmının gittiğini fakat, politika değişikliği sebebiyle yeni uygulamaların yansımasıyla piyasaların reel trendine döneceğini yorumlamışlardı.

133 günlük başarılı hamleler

Naci Ağbal’ın 133 gün içinde faiz artırma hamlelerinin yanında Merkez Bankası rezervlerinin güçlendirilmesi adına attığı adımlar, para politikasında karmaşanın ortadan kaldırılıp uzun yıllardır gerçekleştirilemeyen sadeleşmeye geçilmesi, piyasalarla artan iletişim uygulamaları ile fiyat istikrarına yönelik gerek sözlü ve gerekle ilaveli hamlelerle yapılan vurgular piyasaları oldukça rahatlatmıştı.

Görevde olduğu sırada enflasyonla mücadele konusunda farkındalık oluşturulacağına dile getiren Naci Ağbal, “Yakın dönemde iletişim politikasının öncelikli hedeflerinden biri, fiyat istikrarının öneminin ve bu doğrultuda uygulanan politikaların tüm paydaşlara anlatılması ve enflasyonla mücadele konusunda toplumsal bir farkındalık yaratılması olacak. Bu kapsamda tüm iletişim araçlarını bütüncül bir yaklaşımla kullanacağımız ve tüm paydaşlara ulaşan kapsamlı bir iletişim planı hazırlıyoruz. Cumhuriyetimizin yüzüncü yılı olan 2023’te yüzde 5 enflasyon hedefimize ulaşmak için toplumun her bir ferdinin bizlere desteği çok önemli” demişti.

Ağbal, Merkez Bankası’nın doğru politikalarla tüm ekonomik aktörlerin güvenini kazanacağını, fiyat istikrarını sağlayarak toplumsal refaha da yüksek katkı vereceklerini söylemişti. Naci Ağbal, “Kalıcı fiyat istikrarı, ekonomimize inanan, güvenen insanları koruyacak; paramızı hak ettiği değere kavuşturacak ve bunun sonucunda da hepimiz geleceğe güvenle bakacağız. Bunu başaracağımıza inanıyorum” ifadelerini kullanmıştı.

Kavcıoğlu’ndan ne bekleniyor

Ağbal’ın yerine gelen AK Parti eski Bayburt milletvekili Prof. Dr. Kavcıoğlu’nun piyasa dostu yaklaşımının yanı sıra enflasyon ölçeğinde kur ve faizde daha mutedil adımlar atacağı tahmin ediliyor. Piyasa dostu ve maliye politikalarıyla dirsek temasını sıklaştırması beklenen Kavcıoğlu’nun fiyat istikrarını; enflasyon patikası, Merkez Bankası rezervleri ve Türkiye’nin CDS’lerini 300’lerin altında kalıcı hale getirme üzerinde şekillendireceği öngörüleri yapılıyor.

Kavcıoğlu döneminde; ABD tahvil faizlerindeki yükselişe göre piyasada oluşan dengenin yeniden kurulacağı ve faiz operasyonlarının daha seviyeli ve piyasa beklentileriyle icra edileceği sanılıyor.

İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İşletme Bölümü’nden sonra İÜ Muhasebe Enstitüsü’nü denetim uzmanı bitirdikten sonra İngiltere Hastings Collega’da işletmecilik eğitimi görmesi ve ardından Marmara Üniversitesi Bankacılık ve Sigortacılık Enstitüsü’nde yüksek lisansını ve doktorasını tamamlaması, diğer taraftan Esbank, Halkbank’ta farklı görevlerde bulunması da Prof. Dr. Kavcıoğlu’nun politikalarına yönelik bir ışık olduğunu gösteriyor.

Başta pandemi olmak üzere Türkiye’nin içinde olduğu ekonomik sorunların para ve maliye politikaları eşgüdümüyle devam etmesi gerektiğini dile getiren ekonomi uzmanları, piyasa dostu, enflasyon ve fiyat istikrarı konusunda hassas bir politika yürüten Naci Ağbal yönetiminin görevden alınması mutlaka ekonomide bir yöntem değişikliğini beraberinde getireceğine vurgu yapıyorlar.

Dövizdeki hareketliliğe dikkat

Naci Ağbal’dan sonraki yönetimin günübirlik politikalara dönmesi halinde yeniden Hazine ve Maliye ile bir çatışmanın olabileceğini belirten uzmanlar, özellikle elde edilen döviz rezervlerinin kullanılmasında Prof. Dr. Kavcıoğlu başkanlığındaki yeni TCMB yönetiminin dikkatli olması gerektiğine değiniyorlar.

Türkiye’nin son 20 aydır 3 yeni TCMB başkanıyla farklı bir patikada yürümeye çalıştığını hatırlatan uzmanlar, piyasa, iş dünyası ve ekonomi çevrelerinin yeni TCMB yönetiminden para politikasında kazanılan deneyimleri en iyi şekilde kullanmasını beklediklerini kaydediyor.

Kısa zamanda 3 yeni yönetimin para politikasında neyi yanlış yaptığı ve neyi doğru uyguladığı, elde edilen kazanımların nasıl değerlendirildiğine iyi bakılması gerektiğine değinen uzmanlar, pandemi, hem ABD tahvil faizlerindeki yükseliş, petrol başta gıda ve emtia fiyatlarındaki artışlarındaki yükselişle gelen dış şokların enflasyonun seyrinde dikkat edilmesi gereken konular olduğunun altını çizen uzmanlar, geçen haftalarda dolar/TL kurunun yeniden 7,50’leri hareketindeki ivme ve TCDMB rezervlerindeki boşluğun iyi görülmesi gerektiğini söylüyor ve döviz açığına dikkat çekiyor.

2021’in zor bir yıl olacağına vurgu yapan uzmanlar, yeni TCMB yönetiminin enflasyonda aşağı yönlü dönüşün ne zaman başlayacağına dair daha şeffaf olması gerektiğini, kredi büyümesinin yanında iç talebe dayalı büyümenin ilk çeyrekte zayıflamasına karşılık hâlâ güçlü seyrini koruduğunu belirtirken Prof. Dr. Kavcıoğlu başkanlığındaki yeni yönetimin para politikasında acilen net mesajlar vermesinin önemine vurgu yapıyor.

Piyasaların tek gündemi Merkez Bankası

Hafta sonu piyasalar kapandıktan sonra Resmi Gazete’de yayımlanan Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle TCMB Başkanı Naci Ağbal’ın yerine Prof. Dr. Şahap Kavcıoğlu’nun tayin edilmesi, piyasaların bir numaralı gündemi haline geldi.

Halen tezgah altı piyasada 7,9’a kadar çıkan dolar/TL kurunun hafta başı itibariyle daha yukarı gitmemesi konusunda acilen tedbirler alınması gerektiğini belirten uzmanlar, TCMB’nin yüzde 19’lara çıkardığı politika faizi hamlesinin de boşa gidebileceğini ve yeniden para politikasında bir dengesizlik oluşabileceğine vurgu yapıyor.

Piyasa yorumcuları, hükümette başta Hazine ve Maliye olmak üzere yeni bir kabine değişikliğine gidilebileceğine dikkat çekerken arka arkaya açıklanan reform paketlerinin de boşa gitmemesi konusunda kaygıları olduğuna değiniyor.

Bu arada TCMB’nin 200 baz puanlık faiz indirimine kur tarafı olumlu cevap verirken Borsa İstanbul ise haftayı kayıpla kapattı. Tüm yatırım araçlarının kayıp verdiği piyasada Borsa İstanbul BIST 100 endeksi haftayı yüzde 1,82 kayıpla 1.528,99 puandan tamamladı. Doların satış fiyatı yüzde 4,32 değer kaybederek 7,2630 lira, euronun satış fiyatı ise yüzde 4,65 azalışla 8,6320 lira oldu. 24 ayar külçe altının gram satış fiyatı bu hafta yüzde 2,43 kayıpla 405,60 liraya, Cumhuriyet altınının satış fiyatı da yüzde 2,43 azalışla 2 bin 692 liraya geriledi. Söz konusu gelişmelerle piyasada 1000 TL’lik yatırım borsada 981,8 lira, dolarda 956,8 lira, euroda 953,5 lira ve altında 975,7 lira oldu.

22 – 26 Mart haftasında Türkiye’de işsizlik oranı, tüketici güven endeksi, kapasite kullanım oranı, reel kesim güven endeksi, ABD’de yeni konut satışları, dayanıklı mal siparişleri, GSYH, Michigan tüketici güven endeksi, Euro Bölgesi’nde Markit PMI imalat – imalat dışı ve tüketici güven endeksi verileri açıklanacak.

BIST 100… BIST 100 endeksi özellikle haftanın ikinci yarısında 1.570 direncinde etkisini artıran satışlarla Avrupa borsalarından negatif ayrıştı. Hafta içinde 1.589,47 puanla tüm zamanların en yüksek seviyesini gören ve kapanış rekorunu 1.570,42 puana taşıyan BIST 100 endeksi, bir önceki hafta kapanışına göre yüzde 1,82 değer kaybederek haftayı 1.528,99 puandan tamamladı. Borsada ulaştırma ve madencilik hisselerinde yüzde 4'ü aşan değer kayıpları dikkati çekerken, metal eşya, makina sektör endeksi ise yüzde 7 yükseldi. BIST 100 endeksinin 1528 puanın altında kalması durumunda 1470’ler güçlü destek konumuna gelebilir. Yukarıda ise 1550 yüksek direnç görünümünde. Borsa’da tüm dikkatler TCMB’de.

DOLAR/TL… TCMB’nin 200 baz puan indirimiyle 7,20’lere kadar inen kurun, TCMB’de başkanlık değişimiyle birlikte tezgah altı piyasada 7,90’ları görmesi, hafta başı kurda yüksek çıkışları gösterebileceği ifade ediliyor. Kurun hafta içinde 7,50’leri destek yapacağı ve TCMB tarafından açıklama gelinceye kadar yukarı yönlü hareketini sürdüreceği öngörülüyor.

EURO/TL… Hafta içinde yüksek değer kaybetmesine karşılık euronun da TL’ye karşı kayıplarını kapatabileceğine dair yorumlar yükseliyor. Faiz artırımıyla TL varlıkların majör para birimlerine karşı güç kazandığı ancak bu gücün TCMB tarafından gelecek açıklamalara göre seyredeceği belirtiliyor. Euro/TL’de 9 liranın önemli bir nokta olduğu, buranın kırılması durumunda kurun yukarı yönlü hareketini sürdürebileceği ifade ediliyor.

ALTIN… 24 ayar külçe altının gram satış fiyatı bu hafta yüzde 2,43 kayıpla 405,60 liraya, Cumhuriyet altınının satış fiyatı da yüzde 2,43 azalışla 2 bin 692 liraya geriledi. Ancak TCMB’deki görev değişikliğinin altın fiyatlarına da yukarı yönlü yansıyacağı, ancak TCMB’den gelecek açıklamalarla gerçek yönün tayin edileceği tahminleri yapılıyor. Yurt dışında altının onsu ise 1745 dolar seviyesinde hareket ediyor. Ons altının hafta içinde 1720 – 1788 dolar arasında seyri öngörülüyor.

PETROL… ABD ham petrol stoklarında yaşanan artışla brent petrolde yeniden 64 dolar bandına dönüldü. Brentte direnç bölgesi 67 – 70 dolar arası. OPEC 1 Nisan’da toplantı yapacak. O zamana kadar petrol fiyatlarında 62-67 dolar bandının korunacağı gözleniyor.

KRİPTO PARA… Sanal para piyasasında Bitcoin 59.298 dolar ile güçlülüğünü sürdürse de haftalık bazda yüzde 0,51 oranında değer kaybetti. Yine piyasanın ikinci parası Ethereum da 1849 dolarla haftalık bazda yüzde 1,3 değer yitirdi. Ripple ise bu hafta 0,48 dolar bandından kapanarak yüzde 5’in üzerine yatırımcısına getiri sağladı.