SON DAKİKA

Arafta kalan ilişkiler: Ne başlıyor ne bitiyor?

Esra Tanrıverdi 13 Eki 2025

Ah şu modern ilişkiler yok mu? Başlıyor gibi olup başlamayan, bitti sanırken yeniden dirilen, ne sevgili ne yabancı olduğunuz o garip ilişkiler… Her şey var ama bir şey eksik: netlik.

Bir gün “seni özledim” mesajı gelir, ertesi gün “biraz uzaklaşmam gerek” denir. Kalp hızlanır, sonra kırılır. Aklınızla duygularınız birbirine girer; sonunda “Biz neyiz?” sorusu, sessizliğin ortasında yankılanır.

Belirsizliğin cazibesi

Belirsizlik insana paradoksal biçimde çekici gelir. Çünkü sonunu bilmediğimiz hikâyeler daima heyecan verir.

Bir yanımız macera ister, diğer yanımız güven arar. “Acaba bu sefer olur mu?” düşüncesi, birçok kişiyi ilişkide tutan görünmez bir bağa dönüşür.

Ama unuttuğumuz şey şudur: Belirsizlik, sevgi değil endişe üretir.

Gerçek sevgi, belirsizlikten değil, açıklıktan doğar. Çünkü sevgi netlik ister; tanımlanmak, sahiplenilmek değil ama anlaşılmak ister.

Yakınlaş-uzaklaş döngüsü

Bu tür ilişkilerde bir gün yoğun bir ilgi, ertesi gün soğuk bir mesafe vardır. Biri yaklaşır, diğeri geri çekilir.

Bu duygusal sarkaç, özellikle duygusal bağlanma sorunları yaşayan kişilerde sık görülür. Kimi bağlanmaktan korkar, kimi yalnız kalmaktan. Bu iki korku birbirini besler ve ortaya “yarım kalmış ilişkiler sendromu” çıkar.

Oysa sağlıklı bağlanma, duygusal istikrar gerektirir. Gerçek yakınlık, iniş çıkışların değil, devamlılığın ürünüdür.

Kendine sormaktan korkma

Bir noktada şu soruyu sormalısın: “Bu ilişki beni büyütüyor mu, yoksa tüketiyor mu?”

Eğer her sabah ne olduğunu bilmeden, her akşam “bugün de konuşmadık” diye iç geçiriyorsan; eğer kalbin değil, kaygıların seni bağlıyorsa, o zaman bu bağ sağlıksız hale gelmiştir.

Unutma, sevgiyi test etmek değil, yaşamak gerekir. Gerçek aşk, savaş alanı değil, sığınaktır.

Bazen ilişkide yaşanan karmaşa, aşk sanılır. Kıskançlık, geri çekilme, inişli çıkışlı duygular “tutku” zannedilir.

Oysa sevgi, fırtına değil, denizin dinginliğidir.

Bir ilişkide huzur varsa, güven varsa, karşılıklı saygı varsa — orada zaten aşk vardır.

Belirsizliğin romantize edildiği bu çağda, en büyük cesaret net olmaktır.

“Değişmeyen tek şey değişimin kendisidir.” — Heraklit

Yani, gitmesi gereken gider, kalması gereken zaten kalır.

Kimi zaman aşk, adını koymakla değil, kendini kaybetmemekle başlar.