SON DAKİKA

Azerbaycan-İngiltere stratejik ortaklığı

İngiltere'de Avrupa Bakanlığı var. Adından dolayı Avrupa Birliğiyle ilişkilerden sorumlu olduğu kanaatini uyandıran bu bakanlığın yoğunlaştığı konu Türk dünyasıyla ilişkiler.

Zira İngiltere’ye göre Türk dünyası Avrupa’nın bir parçası. Yoğunlaşma kelimesini özellikle kullandım. Çünkü bakan Avrupa Birliği ülkelerinden çok daha fazla Türk ülkelerine gitmiş. Seyahatleri bir, iki gün değil çok daha uzun sürmüş. Bakan devlet adamlarının yanında toplumun farklı kesimlerinden çok sayıda kanaat önderiyle, defalarca görüşmüş. 

Bahse konu bakanlık 15 Eylül’de, resmi internet sitesinde İngiltere ile Azerbaycan’ın askeri, ekonomik, ticari, güvenlik ve teknoloji gibi konuları içeren stratejik ortaklık anlaşması imzaladıklarını ilan etti. Bu ilan Türkiye’de haber dahi olmazken Azerbaycan, Rusya, İngiltere ve Türkistan’da gündem oldu. TV programlarında ve gazetelerde bu ortaklık ve doğuracağı sonuçlar tartışılıyor. 

ŞİÖ’ nün Çin zirvesinde Putin ile Aliyev’in barışacağını ümit ediyordum. Türk liderler ara bulucu olurlar ve gerilim bitmese de düşer diye düşünüyordum. Umduğum olmadı. İki lider arasındaki tek ilişki, birbirlerinin yüzlerine bile bakmadan tokalaşmaları oldu. Moskova, gerilim bu kadar yüksekken İngiltere ile Azerbaycan’ın stratejik ortak olmalarını Bakü’nün meydan okuması olarak algılıyor. Hoş, gerilim olmasaydı da algı değişmezdi. Zira İngiltere Rusya’nın baş düşmanı. Ukrayna savaşının hem mimarı hem de bitmesini engelleyen ülke. İngilizler Rusya’yı zayıflatmaya, bölmeye ve parçalamaya kararlılar. 

Rus TV kanallarında, gazetelerinde Azerbaycan’a ama özellikle Aliyev’e saldıran saldırana. Fark ettim ki Ruslar Türkiye ile Azerbaycan’ın imzaladığı Şuşa beyannamesini bile içlerine sindirememişler. ‘’İkisi de Türk devleti dedik. Menfaatlerimize aykırı olsa da ses etmedik. Aliyev önce Zengezur’un yönetimini verip Amerika’yı Kafkasya’ya soktu. Şimdi İngiltere ile ortak oldu. Aliyev Rusya düşmanı. Cezalandırılmalı’’ kanaatindeler.

Sadece yorumcular, gazeteciler değil milletvekilleri ve danışmanlarda çok sert konuşuyorlar. Putin’in baş danışmanı Sergey Mardan şu ifadeleri kullandı: ‘’Avrupalılar Ukrayna’dan sonra Baltıklara mı, Polonya’ya mı yoksa Finlandiya’ya mı saldıracağımızı tartışıyorlar. Yanılıyorlar. Ya Azerbaycan’a özel askeri harekat düzenleriz ya da Kazakistan’a.’’ Danışman aynı konuşmasında Almatı ve Bakü’nün tarihsel olarak Rus şehirleri olduklarını ve Rusya’ya bağlanmalarının gerektiğini de söyledi.

Azerbaycan’ın kabahatini (!) biliyoruz. ‘’Acaba Kazaklar ne yaptı?’’ sorusunun cevabını araştırdım. Kazakistan ile İngiltere’de mutabakata varmışlar. Stratejik iş birliği anlaşması imzalayacaklarmış. Rusya, Kazakistan’ı önceden, anlaşmayı imzalamasın diye, tehdit ediyor. Bence yanlış yapıyor.  Türk halkları Rus televizyonlarını seyrediyorlar. Özellikle kendi memleketleriyle ilgili değerlendirmeleri dikkatle takip ediyorlar.

Bir danışmanın ileri geri konuşmalarından ve tehditlerinden sonra o anlaşma imzalanmazsa Kazak halkının nazarında devlet reisinin, bakanların kısaca devlet adamlarının zerre kadar itibarı kalır mı? Diyeceksiniz ki Ruslar bunu düşünemiyorlar mı? Düşünemiyorlar. Çünkü onların nazarında eski Sovyet devletleri hala Moskova’ya bağlı. Başka devletlerle ekonomik, ticari, kültürel ilişkiler geliştirebilirler ama ordularını güçlendiremezler, modernize edemezler. Rus askerini istememezlik yapamazlar. Rusya için tehdit olamazlar. 

Bu cumhuriyetler Tataristan ve Dağıstan gibi özerk cumhuriyetlerden daha bağımsızlar ama tam bağımsız değiller ve olamazlar. Türk devletlerinin fırsatları değerlendirerek tam bağımsız olmak için adımlar atmalarını ihanet olarak değerlendiriyorlar. Türk devletleri ihtarlara, ikazlara ve uyarılara rağmen tam bağımsızlık yolunda ilerlemekte ısrar edince zıvanadan çıkıyorlar. Atılan adımları meydan okuma olarak algılıyorlar. Ellerinden de bir şey gelmeyince ağızlarına gelenleri söylüyorlar.

Kazak medyasında bu beyanlara yanıt verildiğini göremedim. Hiç duymamış gibi davrandılar. Azerbaycan’da ise hava bambaşka. Azerbaycanlılar Ruslardan da fanatikler. Hiç aşağı kalmıyorlar. Elçibey yaşasa gözleri yaşarırdı. Hükümetin kontrolündeki Müsavat gazetesi ‘’Putin’in çevresinde çok sadık köpek var. Sözümüz baş danışmanı olan Mardan isimli kuduz köpeğe’’ hitabıyla başlayan bir makaleyle yanıtladı Rusları.

İki devlet arasındaki tansiyonun yükselerek devam etmesi tam da İngilizlerin istediği şey. Zira İngiltere Ukrayna savaşıyla batağa saplanan Rusya’yı kuşatıyor. Rusya ambargoyu komşu olduğu Türkiye, Azerbaycan, Kazakistan, Gürcistan, Ermenistan ve Çin üzerinden deldi. Bu sayede ayakta kalabildi. Batının baskıları arttıkça Türkiye verdiği desteği azaltıyor. Avrupa yolcusu olan Ermenistan ve Gürcistan’da Ankara’yla aynı siyaseti takip ediyorlar. Kazakistan ve Azerbaycan’da ambargoyu daha kapsamlı ve kararlı uygulamaya başladıklarında ki stratejik ortaklığın hedeflerinden biri de bu, Rusya’nın Çin dışında tedarik güzergahı kalmayacak. Çin Rusya’nın batısına yani metropollerin ve nüfusunun %80’inden fazlasının bulunduğu coğrafyaya çok uzak. 

Kızılderililerin meşhur atasözünü unutmayalım: ’’Bir derede balıklar kavga ediyorsa oradan kısa süre önce kesinlikle bir İngiliz geçmiştir.’’ İngiltere ile ilişkilerimizi geliştirmek iyi ama Rusya ile bu kadar gerilmek ve gerilimi uzun süre sürdürmek iyi değil. Hiçbir Türk ülkesi ‘’Yeni Ukrayna’’ olmamalı.