SON DAKİKA

Beytü'l-Hikme'den Chat GBT'ye İslam dünyasındaki savrulma

Beytü'l-Hikme veya Bilgelik Evi aynı zamanda Büyük Bağdat Kütüphanesi olarak da bilinen, İslam'ın Altın Çağı sırasında Abbasi halifelerine ait en büyük ve en özel kütüphaneyi temsil eder.

Bilgelik Evi, (754-775) hem Arapça hem de Farsça nadir kitaplara ve şiir koleksiyonlarına ev sahipliği yapmak üzere oluşturulan özel bir koleksiyon olarak kuruldu. 

Abbasi halifesi Harun Reşid ve yerine geçen oğlu Memun tarafından kurulan bu merkezde,

özellikle Yunanca, Hintçe, Farsça ve Latince eserlerin çevirileri yapılmıştır ki bu, zamanın İslam dünyasında aydınlanmanın ilk adımı olarak görülmektedir. 

Sasani devleti zamanında kurulan Gundişapur Akademisi örnek alınarak kurulan bu merkezde çevirisi yapılan yazarlar arasında; 

Pisagor, Platon, Aristo, Hipokrat, Öklid, Galen, Sokrat gibi ünlü düşünür ve bilim insanları vardır. 

Fakat bu yazarların eserleri sadece çeviri safhasında kalmamış, bu eserlere ve yazarlarının düşünceleri de bu merkezde derinlemesine incelenmiştir. Zamanla büyüyen ve gelişen merkez, Bağdat'ın da büyümesine ve sadece İslam diyarlarında değil eski dünyanın tamamında tanınan bir merkez olmasını sağlamıştır.

Beytü'l-Hikme'nin büyümesinde ve popüler olmasında Abbasi halifelerinin etkisi tartışılmazdır. Zamanın halifeleri burada çalışan bilim insanlarına yüksek maaşlar bağlamışlar, hatta anlatılan o ki çevirdikleri her kitabın ağırlığınca altınla ödüllendirmişlerdir.

Bilgelik Evi, bilim adamları ve akademisyenler topluluğunu, çeviri bölümünü ve Abbasilerin yüzyıllar boyunca edindiği bilgileri koruyan bir kütüphaneyi içeriyordu. Ayrıca daha sonra modern kimyanın yapısını oluşturmak için kullanılan simyayı araştırdılar ve incelediler. Dahası, onunla bağlantılı olarak astronomik gözlemevleri ve diğer büyük deneysel çabalar da vardı. El-Memun tarafından kurumsallaştırılan akademi, Yunan felsefi ve bilimsel çabalarının transkripsiyonunu teşvik etti. Ayrıca İslam ülkelerinin erişemediği önemli metinlerin el yazmalarını Bizans'tan kütüphaneye ithal etti. Bilgelik Evi, bir kütüphaneden çok daha fazlasıydı ve onunla ilgili akademisyenler ve entelektüeller tarafından önemli miktarda orijinal bilimsel ve felsefi çalışma da üretildi. Bu, Müslüman alimlerin geçmişteki alimlerden aktarılan astronomik bilgileri doğrulamasına izin verdi.

Beytü’l Hikme, 1258 Yılında Moğollar’ın Bağdat’ı istila etmesine kadar varlığını sürdürdü. Hülagü, Bağdat’a girince burayı hiç düşünmeden yaktı.1258 yılında Dünyada bulunan en değerli el yazması 400 binden fazla paha biçilmez kitap maalesef yok oldu. 

Böylece uzun yıllar bilimin gelişmesine büyük katkıları olan Beytü’l Hikme içindeki paha biçilemez bilim hazinesi ile yok olup gitti. Fakat gerisinde bıraktığı bilimsel miras ve sistemiyle günümüz modern bilim akademilerinin kurulmasına örnek teşkil etti.

2025 yılına geldiğimizde ise artık insanlar bir kitaba ve çevirisine çok kolay ulaşabilirken, kitaplar kimsenin umurunda bile değil çünkü artık CHAT GBT var. Ancak insanların emeksizce her bilgiye ulaşmasının yarattığı kolaycılıkla, toplumun bilgiye verdiği önemi en alt seviyeye düşürdüğünü görüyoruz.

İslam dünyası ise acınacak durumda çünkü yeni çağın Beytü’l-Hikme’leri artık Avrupa ve Amerika’da, İslam coğrafyasında ki cehalet, her şeyi dini açıdan dogmatik olarak kabullenme isteği üzerine inşa edilen, kadercilik yaklaşımının sonucunda, bilimsel açıdan hiç bir önemli buluşun yapılamadığını görüyoruz. 

Ülkemizde’de durum farklı değil, içi boşaltılarak önemsizleştirilen Beytü’l-Hikme’ler, televizyondan televizyona koşan adeta pop yıldızı ve futbolcular gibi kendini göstermeye çalışarak, uzmanlık alanı dışında her konuda yorum yapan, profesörlerimiz var. 

Ancak maalesef, insanlarımızın okumaya ve öğrenmeye ayıracak hiç zamanı yok çünkü yaşadıkları derin fakirlikten kurtulabilmek için çalışmak zorundalar. Çünkü sistem, maksatlı olarak onların düşünmesini değil, hayatta kalabilmek için çalışmasını istiyor.

Her gün insanların hayatta kalabilmek için yapmak zorunda oldukları hipnotik döngüleri var.

Bilimin ve bilgeliğin temsil ettiği hiçbir konu önemli değil ülkemizde, çünkü üniversiteler meslek edindirme kursları gibi hizmet veriyorlar.

En son mali verilere göre, ülkemizde yaşayan insanların %1’i tüm gelirin %78’ini kontrol ederken, geriye kalan %99’luk ezici çoğunluk, tüm gelirin %22’sini paylaşarak hayatta kalmaya çalışıyor.

İşte böyle bir ülkede yaşarsanız, Beytü’l-Hikme’lerin yokluğu sizi asla rahatsız etmez çünkü Chat GBT vardır ve ona sormak yeterlidir, sadece hayatta kalmak için yaşayan insanlar içinse , bu kadarı kafidir…