Toplumumuzda hâlâ psikoloğa gitmek büyük bir tabu olarak görülüyor. Birçok insan, aile ya da ebeveyn bu adımı atmaya çekiniyor ve karar vermek için uzun süre bekliyor. Oysa bu korkunun temelinde yatan şey; yanlış algılar, kulaktan dolma bilgiler ve toplumun dayattığı önyargılar.

Hepimiz biliyoruz: ruh ve beden bir bütün. Ruh sağlığı, genel sağlığımızın vazgeçilmez bir parçası. Duygusal, zihinsel ve sosyal refahımızı etkiler. Ancak ne yazık ki, ruhsal sıkıntılar yaşayan pek çok kişi yardım almayı utanç verici ya da “zayıflık göstergesi” olarak görüyor. Oysa gerçek tam tersi: yardım istemek, insanın kendi gücünü fark etmesi ve yaşamına sahip çıkmasıdır.

Psikolojik Yardım Hakkında Yanlış Bilinenler ve Gerçekler

1. “Psikoloğa gitmek zayıflıktır.”

– Hayır, tam aksine büyük bir cesaret işidir. “Yardıma ihtiyacım var” diyebilmek, kişinin içsel gücünü gösterir.

2. “Gittiğimde anlattıklarım duyulacak, gizli kalmaz.”

– Psikologlar, etik ilkeler gereği gizliliği korur. Söyledikleriniz yalnızca sizinle terapistiniz arasında kalır. Güvenli bir alan sunmak mesleğin temelidir.

3. “Terapi hemen sonuç verir.”

– Terapi bir süreçtir. Nasıl ki fiziksel yaraların iyileşmesi zaman alırsa, ruhsal yaraların iyileşmesi de sabır ve düzenli çaba gerektirir.

4. “Psikoloğa gitmek sicile işler.”

– Kesinlikle hayır. Psikolojik destek almak adli sicile geçmez. Bu, yalnızca bireysel bir iyilik ve sağlıklı yaşam adımıdır.

5. “Yalnızca ağır sorunlar için psikoloğa gidilir.”

– Yanlış! Kaygı, stres, ilişki sorunları, tükenmişlik, motivasyon kaybı gibi günlük yaşamda karşılaştığımız pek çok konuda psikolojik destek faydalıdır.

Unutmayın

Psikolojik yardım almak bir lüks değil, yaşam kalitesini artıran bir ihtiyaçtır. Kendinize zaman tanıyın, sabırlı olun ve bu yolculuğun sizi daha güçlü, daha huzurlu ve daha özgür bir insana dönüştürmesine izin verin.

Ruh sağlığı için adım atan hiç kimse zayıf değildir. Aksine, bu adımı atan kişi cesurdur, kararlıdır ve yaşamına sahip çıkıyordur.