SON DAKİKA

Ruslar Alaska'yı neden aldı neden sattı?

Amerika kıtasına ilk kez İspanyollar ayak bastı. Amerika'dan getirdikleri değerli madenler İspanya'yı zenginleştirince, Atlantik'te sahili olan Avrupalı devletler istikametlerini Amerika'ya çevirdiler.

İngilizler Amerika’nın doğu sahillerini, Fransa en kuzeydeki ve en güneydeki sahillerle bu sahillerin arasında yer alan Kuzey Amerika’nın orta kesimini, Portekiz Brezilya’yı, Hollanda New York’u sömürgeleştirdi. Brezilya dışında Güney ve Orta Amerika’nın tamamı ve Kuzey Amerika’nın batı sahilleri, güneyi, Florida, Meksika ve Küba İspanya’nın sömürgesiydi.

Almanlar üç yüzden fazla küçük devlete bölünmüşlerdi. Sömürgecilik yapacak durumları yoktu. Avusturya İmparatorluğunun ve Osmanlı’nın Atlantik’te sahilleri yoktu. Dolayısıyla Amerika’ya yönelemediler. Bu iki güçlü imparatorluğun yavaş yavaş geri kalıp tasfiye olmalarının ana nedeni sömürgeci olmamalıdır. Amerika kıtasından ve Uzakdoğu’dan sömürgeci devletlere muazzam kaynak akıyordu. Hiçbir devletin bu kaynaklara sahip devletlerle rekabet etmesi mümkün değildi.

Atlantik’te sahili olmayan bir diğer imparatorluk olan Rus Çarlığı, Amerika’ya gidebilmek için farklı bir yol izledi. Ruslar Yakutistan dahil olmak üzere kuzeydeki Türk yurtlarının hepsini işgal etmişler ve iki farklı güzergahla karşı karşıya kalmışlardı. Ya güneye; Türkistan, Mançurya, Çin ve Kore istikametine yöneleceklerdi ya da doğuya. Doğuda çok az insanın yaşadığı kışların çok soğuk ve uzun olduğu verimsiz topraklar vardı. Bu coğrafyadan sonra Bering Boğazı ve yine soğuk ve verimsiz olan Alaska vardı. Ama Alaska’nın güneyi İspanyolların işgalindeki zengin, bakir ve bereketli topraklardı.   

Ruslar doğuya öncelik vermeyi planladılar ve 1732 senesinde Alaska’yı işgal ettiler. Fakat Alaska’dan sonra ilerleyemediler. Zira komşuları olan İspanyollarda Fransızlarda askeri olarak güçlüydüler. Alaska Moskova’dan çok uzaktı. Alaska’nın kışın Rusya’dan desteklenmesi imkansızdı. Rusya’dan Alaska’ya asker ve erzak göndermek bir yıl sürerken İspanyollar için bu süre bir, Fransızlar için üç haftaydı. Diğer sömürgecilerin aksine Rusların kullanabileceği denizyolu yoktu. Kısaca Rusların güneyi işgal etmesi kolay değildi. 

Rusya beklediği fırsatı 1821 senesinde yakaladı. Şöyle ki; 1783 senesinde 13 koloninin çok kanlı bir savaştan sonra İngiltere’den bağımsızlıklarını kazanarak ABD’yi kurmaları İspanyol sömürgelerini hareketlendirdi. İngiltere süper güçtü. Kolonilerin yüzölçümü İspanyol sömürgelerinden çok daha küçüktü. İspanya tarihindeki en zayıf günlerini yaşıyordu. Arka arkaya savaşlar kaybetmişti. ‘’Dar bir coğrafyaya sıkışmış olan koloniler süper güç olan İngiltere’den bağımsızlığını kazanabiliyorsa biz neden daha zayıf olan İspanya’dan kurtulamayalım?’’ fikri yayıldı. İsyanlar birbirini izledi ve onlarca devlet bağımsızlıklarını ilan etti. 

Yeni kurulan devletler doğal olarak İspanya’dan daha zayıftılar. Savaştan yeni çıkmışlardı. Derme çatmaydılar. Bu durum İngiltere, Hollanda, Rusya ve Fransa gibi sömürgeci devletlerin iştahlarını kabarttı. Eski İspanyol sömürgelerini kendi sömürgeleri yapmayı planladılar.

Bağımsızlığını ilan eden devletlerden biri olan Meksika on bir yıl süren uzun ve kanlı bir savaştan sonra zafer kazandı. İspanya 1821 senesinde Meksika’yı tanıdı. O tarihte Meksika bugünkünün üç katıydı; Bugünkü ABD’nin batı sahillerini ve güneyini de içeriyordu. Meksika’nın Alaska sınırlarına çok yakın olan Batı sahillerine Rusya göz koydu. Meksika çok zayıftı. Ama hakimiyeti altındaki topraklar çok zengindi. Rusya Alaska’nın güneyine askeri yığınak yapmaya başlamıştı ki hiç beklenmeyen bir gelişme oldu.

ABD Başkanı Monroe 1823 yılında mecliste yaptığı konuşmada Amerika’nın dış politikasının tamamen değiştiğini duyurdu. Bu tarihe kadar ABD izolasyonist dış politika izliyordu. Kendisine saldırılmadığı sürece savaşlara, işgallere, sömürgeleştirme faaliyetlerine karışmıyordu. ABD, Monroe Doktriniyle, Amerika kıtasında işgallere, savaşlara ve sömürgeleştirmeye asla izin vermeyeceğini ve müdahil olacağını deklere etti. ABD, Amerika kıtasındaki bir devlete kıta dışından bir gücün yapacağı saldırıyı kendine yapılmış sayarak misliyle mukabele edecekti.

ABD, Monroe doktriniyle kıtada sömürge elde etmeyi ve işgaller yapmayı planlayan İngiltere, Fransa, Rusya ve Hollanda’ya dur dedi. Kurulalı kırk yıl olan ABD topraklarını dört, nüfusunu üç kat büyütmüştü. Yeni kurulan devletlerden çok güçlüydü. Böylece daha baştan tavır alarak güçlü komşuları olmasını engelledi. ‘’Amerika kıtasının patronu benim’’ dedi. Aynı zamanda sömürgecilere üstü kapalı olarak çıkış yolu gösterdi: Amerika dışında istediğiniz yeri işgal edebilirsiniz. Bu doktrinden sonra Rusya Amerika’da işgaller yapmaktan vaz geçti. Türkistan, Horasan, Mançurya ve Çin’in kuzeyini işgal etti. Dolayısıyla Alaska Rusya için anlamını kaybetti. Sürekli para gönderilen bir yüke dönüştü. 

Kırım savaşını, aynı Osmanlılar gibi, yurtdışından yüksek tutarda borç alarak finanse eden Ruslar, savaş bittikten sonra bu borçları kapatmak için Alaska’yı ABD’ye sattılar. Borçlarını ödeyemeyen ve zamanla borç faizlerini bile ödeyemez duruma düşen Osmanlı maliyesi 1876’da iflas etti. Duyunu Umumiye bu nedenle kuruldu.