Küresel piyasalar Fed haftasına Çin'den büyümeye ilişkin gelen olumsuz sinyallerin de etkisiyle karışık bir görünümle girdi.

Asya endekslerinde düşüş görülürken, ABD endeks vadelilerinde ilk işlemlerde pozitif bir tablo göründü.

Japonya Topix ve Güney Kore Kospi endekslerinde yüzde 0,5 düzeyinde düşüş izlendi. Avustralya S&P/ASX 200 endeksinde ise kayıplar yüzde 1'i aştı.

Nisan ayını 2008 yılından bu yana en sert düşüşle kapatan ABD endekslerinde toparlanma çabası dikkat çekti. S&P 500 ve Nasdaq vadelileri yükseliş kaydetti. Euro Stoxx 50 vadelilerinde de yüzde 1'i aşan artış görüldü.

Dolar gücünü korurken, tahvil getirileri de yükseldi.

Fed beklentileri şahinleşiyor

Küresel piyasalarda tüm dikkatler Çarşamba günü açıklanacak Fed faiz kararına çevrildi. Piyasada fiyatlamalar Çarşamba akşamı Fed'den 50 baz puanlık faiz artışı geleceğine işaret ediyor. Fed'in piyasa beklentileri doğrultusunda karar vermesi durumunda bu, 2000 yılından bu yana en sert faiz artışı olacak.

Haziran ayı için de Fed'den agresif bir faiz artışı bekleniyor.

ABD tahvil piyasası, Fed’in 1994’ten bu yana en agresif faiz artırımına gideceği beklentisiyle fiyatlandırmanın zirvesinde duruyor.

Yatırımcılar, Haziran ayında yapılacak toplantıda Fed yetkililerinin gösterge faizinde 75 baz puanlık artışa gitmesini neredeyse eşit şansla fiyatlıyorlar.

Fed, 1994 yılında faizlerin yüzde 3’ten yüzde 6’ye çıktığı sürecin sonunda doğru yaptığı 75 baz puanlık artıştan beri böyle bir hamlede bulunmadı. Faizler Mart ayında yapılan çeyrek puanlık artış sonrası 0,25-0,50 bandında seyrediyor.

Haziran vadeli swap kontratları, Mayıs ve Haziran aylarında beklenen 100 baz puanlık artışın 11 baz puan üzerinde; 111 baz puanlık sıkılaşmayı fiyatlıyor. Böylece hafta başındaki 106 baz puanlık sıkılaşma beklentisi 5 baz puan daha yukarı gitmiş oldu.

“75 baz puanlık faiz artışı araç setleri arasında var ve bunu daha önce yapmış olsalar da Fed yetkililerinin çoğunluğunun açıklamalarını göz önünde bulundurursak art arda üç kez yarım puanlık artış yapılması daha olası görünüyor” diyen AmeriVet Securities ABD Faiz ve Strateji Bölümü Başkanı Gregory Faranello, “Ekonomi için yumuşak bir iniş istiyorlarsa faiz artışlarının hızını dengelemeleri gerekiyor” değerlendirmesinde bulundu.

Petrol fiyatları Avrupa Birliği'nin Rus petrolüne yönelik ambargo planları ve Çin'in salgın önlemlerinin etkisiyle yeni haftaya düşüşle başladı.

Petrol piyasasında bir süredir gündemde olan Avrupa Birliği'nin Rus petrolüne yönelik ambargo planları ve Çin'in salgın önlemleri yeni haftanın ilk işlem gününde fiyatlamalara yön veren temel unsurlar olarak öne çıktı.

Geçen haftanın son işlem gününü sınırlı düşüşle tamamlayan Amerikan ham petrolü yeni haftaya da yüzde 1'in üzerinde kayıpla girdi. Bu düşüşle Amerikan ham petrolü fiyatı varil başına 104 doların altını gördü. Brent petrol de 107 doların altına geriledi.

Bloomberg kaynaklarına göre Avrupa Birliği, Rus petrolü için ithalatın yıl boyunca kademeli olarak kısıtlanmasını ve yıl sonunda tamamen yasaklanmasını öngören bir teklif vermeye hazırlanıyor.

Bloomberg’ün haberine göre, yaptırım kararı AB büyükelçilerinin bir araya geleceği toplantıda alınabilir. Ancak AB’nin altıncı yaptırım paketi olacak teklifin hala netleşmediği ve resmi bir teklif olarak sunulmadan üzerinde değişiklik yapılabileceği belirtiliyor.

AB yaptırımları için 27 ülkenin desteği gerekiyor

AB yaptırımları, birliğe 27 ülkenin tamamının desteğini gerektiriyor ve aralarında Macaristan’ın da bulunduğu bazı ülkeler, Rus petrolünü hedef alan yaptırımlara uzun süredir karşı çıkıyor.

Bloomberg daha önce yaptığı bir haberde daha önce enerji yaptırımlarına direnen ülkelerden olan Almanya’nın yeni yaptırım paketine yeşil ışık yaktığını bildirmişti.

Doğalgaz krizi nedeniyle gerilimin yüksek olduğu ve Putin’e savaş konusunda baskı yapmaya çalışan AB’nin alacağı bir petrol ambargosu kararının riskleri önemli ölçüde artıracağı düşünülüyor. AB, 2019 yılında birliğin ham petrol ithalatının yaklaşık üçte ikisini Rusya’dan gerçekleştirmişti.