SON DAKİKA
GÜNDEM Pazar 01 Ağustos 2021 02:32

GÜÇLÜ TÜRK LİRASI EN SAĞLAM KALKAN

Dünyada etkisini artıran 4. dalga salgın, Temmuz'da yüzde 19 seviyelerinde beklenen enflasyon, azalan reel faiz ve ABD Merkez Bankası'nın genişleme politikasını daraltacağına dair mesajların oluşturduğu sorunlara karşı en etkili silahın 'TL'de değer kaybının önlenmesi' olarak görülüyor.

Güçlü Türk Lirası  en sağlam kalkan

Sedat YILMAZ

Dünyada yükselen enflasyon sürecinin yakın aylar içinde bir kırılma gerçekleştirmesinin beklenmediği, Türkiye’deki enflasyonda yüzde 19’un üzerine çıkan bir senaryoda faiz artırımının gerekliliği gün yüzüne çıkarken yaz aylarında makro ekonomide farklı yönelişlerin olabileceğine işaret ediliyor. Enflasyondaki yükselişin tek bacaklı olmadığı düşünüldüğünde soruna karşı her alanda mücadele verilmesi ihtiyacı doğuyor.

Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Şahap Kavcıoğlu’nun hafta içi yaptığı toplantıda enflasyon seferberliği çağrısı yapması, hızla yükselen enflasyon sebebiyle bir faiz artırımının gündeme gelmesi ve ülkeye döviz sağlayıcı swap anlaşmalarına dair verilen mesajlar piyasada TCMB iletişiminin iyi yönetildiğini gösterse de özellikle gıda ve hizmetler tarafında fiyat artışlarının önlenememesi başarısızlıkta ön plana çıkıyor.

Söz konusu mücadele patikasında; Türk Lirası’nın güçlendirilmesi, oluşan sorunlara karşı en etkin silah olarak görülürken bu yönde para ve maliye politikalarının senkronizasyonu diğer tarafta hane halkının enflasyona karşı bilinçlendirilmesi ile dolarizasyon bağımlığının çözülmesine yönelik uygulamaların gerekli olduğu gözleniyor.

Görünüm bozuluyor

Aylardır enflasyonu sırtında taşıyan ve hane halkına mutfak enflasyonu olarak yansıyan gıda fiyatlarındaki yükseliş TCMB Başkanı Kavcıoğlu’nun yılın üçüncü enflasyon raporu toplantısına da yansıdı.

Gıda ve Tarımsal Ürün Piyasalarını İzleme ve Değerlendirme Komitesi’nin başarılı olamadığını belirten Kavcıoğlu, enflasyonun düşürülmesinde toplumsal mutabakat halinde olması, bütün oda, borsa, firma ve kurumların aktif destek vermesinin gerekli olduğunu söylemesinin yanında emtia fiyatlarının artmasına paralel hiç ilgisi olmayan sektörlerde bile yüzde 70 -80 fiyat artışlarının gözlenmesinin kabul edilebilir bir durum olmadığına vurgu yapması enflasyondaki bozulmanın fotoğrafını gösteriyor.

Merkez Bankası tarafından toplumsal mücadelenin talep edilmesinin bağımsızlık sembolü bir kurum tarafından uygun olmadığını belirten ekonomi çevreleri, her türlü araçla donatılmış TCMB’nin görev sahası içinde birçok sorunu aşabileceği ve bunu da geçmişteki guvernörlerin gösterdiğini vurguluyor.

Dünyada etkisini artıran dördüncü dalga salgın, Temmuz’da yüzde 19 seviyelerinde beklenen enflasyon, azalan reel faiz ve ABD Merkez Bankası’nın genişleme politikasını daraltacağına dair mesajların oluşturduğu sorunlara karşı en etkili silahın ‘TL’de değer kaybının önlenmesi’ olarak gösteriliyor.

Merkez Bankası için zor yok

Merkez Bankası’nın enflasyonda yalnız kalmasının mümkün olmayan bir durum olduğunu, yalnız kalsa bile elindeki enstrümanlarla birçok meseleyi kökten çözebileceğine dair yorumlar yapan çevreler, bankanın adım atmada, konjonktüre göre genişletici ve daraltıcı politikaları uygulamak için elindeki geniş yelpazedeki araçları sayesinde zor bir durumla karşılaşmayacağını vurguluyor.

Yılsonu enflasyon tahminini 1,9 puan artışla yüzde 14,1’e çıkaran Merkez Bankası’nın dış talep ve turizm gelirleriyle artacak döviz girdisinin portföy yatırımlarıyla daha fazla yükseltilmesi ve özellikle döviz rezervinin hedeflerin üzerine taşınması için TL’nin cazibe sunmasına yönelik faktörlerin bir kez daha gözden geçirilmesi gerçeğini ortaya koyduğunu dile getiriyor.

Söz konusu çevreler halen 8,45 lira seviyesinde hareket eden dolar/TL kurunun bankalardaki Türk Lirası mevduatını özendirmek maksadıyla getirilen stopaj desteğine benzer uygulamalar, KDV oranlarının düşürülmesi, zorunlu karşılıklar, TCMB’ye döviz sağlayıcı reeskont uygulamalarıyla piyasadaki para hacminin dengelenmesinin faizleri yukarı yönlü zorlamasına karşılık TL’yi güçlendireceği, fiyat istikrarının sağlanmasıyla da enflasyonun makul seviyelere ineceğine dikkat çekiyor.

Kamu yılsonu zam yapmasın

Enflasyon düşürmede görev sadece hane halkının olmadığı, bunun yanında her yılın sonunda enflasyon oranlarında yapılan kamu zamlarının gelecek enflasyonu tetiklediğine vurgu yapan çevreler, “Enflasyondan şikayet ediliyorsa, o zaman kamu bu yılbaşında zam yapmasın. Bu yılın fiyatları 2022’de devam etsin. Diğer taraftan Gıda Komitesi’nin her zaman olduğu gibi yine sorunları çözemediğini görüyoruz. Komite ya yetkisiz, ya işlevsiz. Yani bir şeylere müdahale gücü yok gibi görünüyor” diyorlar.

Aynı çevreler, enflasyonun en önemli etkenlerinden birinin döviz kuru olduğunu, bu duruma da bankalardaki yüksek seviyedeki döviz mevduatının sebep olduğunu, daha doğrusu dövize olan bağımlılığın harcamaları engelleyen bir yatırım olarak ortaya çıkmasına karşılık döviz fiyatlarını yukarı çektiğinden dolayı enflasyonun dinamitleyicisi olduğunu belirtiyorlar.

Döviz, bakır, petrol veya herhangi bir enstrümanın getirisine göre değer kazandığını, yatırımcının da getiri peşinde koştuğundan Türk Lirası’ndan uzaklaştığını anlatan finans çevreleri, belli bir disiplin içinde piyasa şartlarına göre adımlar atılırsa piyasadaki doğru talep ve tercihler ön plana alınıp ona göre politikalar geliştirilirse ekonomide birçok sorunun halledilebileceğini öne sürüyorlar ve buradaki kilit noktanın “Türk Lirası’ndaki istikrar” olduğunu söylüyorlar.

Faiz artırım beklentisi

Merkez Bankası’nın bu yıl enflasyonun baz etkisiyle gerilese bile faiz indirmesinin mümkün olmadığını, faiz indirimlerinin 2022’den önce olmayacağını, zira reel faiz konusunda kritik seviyeye gelindiğini hatırlatan finans çevreleri, “Enflasyon ile piyasa faizi arasındaki makas küçülüyor ve reel faizde getiri oranları düşüyor. Piyasa da bunu görüyor, Merkez Bankası’ndan ister istemez faiz artışı bekliyor. Bu durum dövizde kâr satışlarını gündeme getiriyor. Yeni bir şey değil. Dolar bu yıl en yüksek 8,77’yi gördükten sonra sürekli bir faiz artışı beklentisine girdi ve üst seviyeleri denemekten çekindi” yorumunu yapıyorlar.

Halen yüzde 1,22’lerde seyreden ABD’deki 10 yıllık tahvil faizinin 1,77’lerden 1,17’lere kadar düştüğünü bu durumun doları 93 endeks seviyelerine kadar taşıdığına dikkat çeken finans çevreleri, “Dolar hâlâ 92 ile güçlü. Buna rağmen TL’nin dirençliliği faiz artışı yapılacağı beklentisinden kaynaklanıyor. Ayrıca FED’den gelen güvercin yaklaşımlar sebebiyle gelişen ülke piyasalarındaki dolara karşı verilen direnç de TL’yi müspet etkiliyor. Dolayısıyla döviz tarafında stres tavsamış görüntüsü veriyor. Şayet salgında bir gerileme olursa 2022’de FED faiz artırır” diyorlar.

Parasal genişlemenin tamamen salgının gidişatına bağlı olduğunu belirten finans çevreleri, Temmuz sonu itibariyle pandeminin tüm dünyada yeniden harekete geçtiğini ve gelecek ayların yine stresli bir hal alacağını dile getiriyorlar. Enflasyonun en büyük nedenlerinden salgın devam ettikçe riskli yatırım araçlarının kazandıracağına vurgu yapan analistler, dolar, altın, gümüş ve alternatif yatırım araçlarında yolun açık olduğunu dile getiriyorlar.

Güçlü getiri sağlaması lazım

Türk Lirası’nın bundan sonraki seyrini değerlendiren Tera Yatırım Başekonomisti Enver Erkan, Temmuz ayı için enflasyonu yüzde 18,5 seviyelerinde beklediklerini ve yukarı eğilimin devam ettiğini söylüyor.

Erkan, “Enflasyona göre ayarlanmış faizde alan daralmış durumda ve ABD Merkez Bankası (FED) tapering döneminde benzer ülkelerle rekabet oluşacağı için reel faiz konusu çok önemli. Türk Lirası’nın güçlü pozitif getiri garantisi sunması kriteri, aynı zamanda dolarizasyon için de belirleyici noktada bulunuyor. Dolayısıyla yeterince güçlü getiri sunmayan bir Türk Lirası dolarizasyonun kırılmasında etkili bir konumda olmayacaktır” diyor.

Merkez Bankası’nın yılsonuna doğru faiz indirim beklentisini de değerlendiren Enver Erkan, enflasyonun mevcut seviyelerinin bile faiz indirmek konusunda çok az alan bırakmaklaberaber, içerdiği risklerin zaten dar olan alanı daha da azaltacak bir potansiyele sahip olduğunu, söz konusu şartlarla faiz indiriminin ele alınmasının pek mümkün görünmediğini söylüyor.

Merkez bankaları piyasa beklentilerini karşıladı

Yoğun bir haftayı geride bıraktık. Haftaya damgasını vuran yine merkez bankaları oldu. Önce FED’in faizi sabit bırakması ve ardından FED Başkanı Jerome Powell’ın varlık alımlarına aynı ölçüde yapılacağına ve ekonomi toparlanıncaya kadar destekleyici politikaların devam edeceğine dair güvercin açıklamaları, bir gün sonra TCMB Başkanı Şahap Kavcıoğlu’nun yılın 3. Enflasyon raporu toplantısında yılsonu enflasyon tahminini 1,9 puan artırarak yüzde 14,1’e yükseltmesi ve enflasyona karşı toplumsal bir seferberlik çağrısı yapması, Türk Lirası’nı desteklemek için hükümet kanadından gelen mevduatlarda stop oranları ile KDV oranlarında indirim öne çıkan gelişmeler oldu.

Gelecek 2-6 Ağustos 2021 haftasında yurt içinde Borsa İstanbul şirketleri ikinci çeyrek finansal raporlarını açıklamaya devam edecek. Bu hafta Temmuz ayı enflasyonu açıklanırken, imalat PMI ve Hazine nakit dengesi de yurtiçi gündemlerinin içinde yer alacak. Yurtdışında ise ABD’de işsizlik, Pmı verileri, dış ticaret dengesi, ürün siparişleri, Euro  Bölgesi’nde PMI, ÜFE, perakende satışlar, Almanya’da PMI, sanayi üretimi ve fabrika siparişleri, Çin’de ise PMI verileri izlenecek.

Bu hafta yatırım araçlarından borsa kazandırdı, altın, dolar ve euro kaybettirdi. Borsa İstanbul’da işlem gören hisse senetleri 19 Temmuz'a göre ortalama yüzde 3,06 değer kazanırken, altının gram satış fiyatı yüzde 1,08, dolar/TL yüzde 1,41, euro/TL yüzde 1,11 değer kaybetti.

Buna göre yurtiçi piyasalarda 1000 TL’lik yatırım borsada 1030,6 lira, dolarda 985,9 lira, euroda, 989,9 ve altında 989,2 lira oldu.

BIST 100… Borsa İstanbul (BIST) 100 endeksi en düşük 1.341,93, en yüksek 1.393,37 puanı gördükten sonra haftayı önceki hafta kapanışına göre yüzde 3,06 artarak 1.392,91 puandan tamamladı. FED’in güvercin açıklamaları sonrası küresel piyasalardaki olumluluk Borsa İstanbul’a da yansıdı. Bayram tatili sebebiyle işlem yapılmayan borsa Temmuz ayı içinde verdiği kayıpların tamamını geri aldı. Teknik olarak 1402’yi direnç yapan borsada 1370’ler kuvvetli destek olarak öne çıkıyor.

DOLAR/TL… FED’in güvercin açıklamaları sonucu ABD 10 yıllık tahvil faizinin yüzde 1,17’lere, dolar endeksinin 93’lerden 92’lere kadar düştüğü ortamda dolar/TL kuru haftalık yüzde 1,41 değer kaybederek 8,4160 liraya indi. Cumartesi günü 8,45’lere kadar çıkan kur, bir üst seviyeye çıkmakta zorlandı. Düşüşün alt bandına kadar inen kur 8,39’u kuvvetli destek yaptı. Doların güçlenmesi durumunda en kuvvetli direnç 8,49 olarak görülüyor. 8,49’un yukarı yönlü kırılması 8,55’leri yeniden gündeme getirebilir. 8,39’un aşağı yönlü kırılması ise önce 8,34 ve ardından 8,28’ler görülebilir.

EURO/TL… Avrupa parası euro haftalar sonra 10 liranın altına düşerek haftayı 9,9970 liradan kapattı. Fakat ilerleyen seanslarda kur yeniden 10 liranın üzerine çıktı ve 10,04’ten işlem görmeyi sürdürdü. FED’den gelen güvercin açıklamalara rağmen doların net bir şekilde güçlenme emaresi gösterememesi euroya yaradı ve kur 1,18 bandına oturdu. Avrupa’daki salgın vakalarının takip edildiği ortamda euronun İngiltere’de vaka sayılarının düşmesi kaynaklı, dolara karşı daha güçlü olduğu görülüyor. Euronun dirençli kalmasında Euro Bölgesi Temmuz ayı ekonomik güven endeksinin 119 olarak gelmesi de etkili oldu. Gelecek hafta euronun TL’ye karşı 9,90’ları destek yaparak 10,05’leri yeniden denemesi beklenebilir.

ALTIN… Haftanın en dikkat çeken yatırım araçlarından altın, FED’in güvercin açıklamalarıyla doların değer kaybetmesiyle önce değer kazandı, sonra geri çekildi. Ons altın 1834 dolara kadar çıktıktan sonra satışlar sonucu 1814 dolara kadar indi. Ons altında direnç bölgesi 1835, destek bölgesi 1800 olarak takip ediliyor. Kapalıçarşı’da işlem gören 24 ayar külçe altının gram satış fiyatı bu hafta yüzde 1,08 kayıpla 493,20 liraya, Cumhuriyet altınının satış fiyatı da yüzde 1,12 azalışla 3.270,00 liraya geriledi. 19 Temmuz’da 808,00 lira olan çeyrek altının satış fiyatı ise 799,00 liraya düştü. Dolar endeksinin 92’ye gerilemesi, FED’in destekleyici politikalarını devam ettirecek olması onsu yukarı çekerken Türkiye’de gerileyen dolara rağmen altın gram fiyatı ancak 493 liraya kadar gerileyebildi. Gram altında destek 490 lira, dirençler ise 497, 505 lira olarak izlenebiliyor.

PETROL… Küresel petrol stoklarının beklenenden daha fazla olması varil fiyatların güçlenmesini beraberinde getiriyor. 71,4 dolar seviyesinden işlem gören brent petroldeki fiyat yükselişine ABD’deki petrol kuyularındaki azalış ve dolar endeksinin 93’lerden 92’lere çekilmesi de destek veriyor. Brent petrolde direnç 76,5 dolar, destek ise 73,9 dolarda. Batı Teksas (WTI) petrolü ise 73 dolar bandında seyrediyor. WTI’da direnç 74,7 dolar, destek 70,8 dolar civarında takip ediliyor.

KRİPTO PARA… Teknoloji devi Amazon’un yılın sonundan itibaren Bitcoin’i ödeme aracı kabul edeceğini açıklaması, uzun zamandan bu yana değer kaybeden kripto para pazarını hareketlendirdi. Bitcoin 41 bin doları, Ethereum 2440 doları, Ripple 0,74 doları geçti. Bitcoin haftalık yüzde 22,3, ethereum yüzde 13,4, Ripple yüzde 22,9 değer kazandı.  Ripple elde ettiği kazançla haftanın en fazla kazandıran coini oldu.