2025 sonunda ne bekliyor bizi?
Dünyanın ekonomik savaşları çok farklı sürüyor dünya üzerinde. Biz de bir tiyatro sahnesindeymiş gibi izliyoruz her gün kurgulanan oyunları ve olayları.
Spot ışıkları altındaparlayan büyüme rakamları, gölgelerde gizlenen ticaret savaşları ve sahne arkasında fısıldanan enflasyon korkuları. İster misiniz tam da OECD'nin en son raporunun yankılandığı şu günlerde, küresel ekonomiyi masaya yatıralım. 2025'in son çeyreğinde, beklenmedik bir dirençle karşıkarşıyayız: Büyüme tahminleri yukarı çekiliyor, ama bu iyimserlik bir illüzyon mu, yoksa gerçek bir toparlanma mı? Bu konuda size, biraz rakam ve hikayelerinden söz edeyim.
Öncelikle, OECD'nin bu tarihler için yaptığı açıklamaya bakmak lazım. Örgüt, yayınladığı Ekonomik Görünüm raporunda, 2025 için küresel GSYİH büyüme tahminini %3,2'ye yükseltti. Haziran'daki %2,9'luk beklentinin epey üzerinde. Bu, Donald Trump'ın ticaret savaşlarının ortasında bile ekonominin "beklenmedik direnç" gösterdiğini söylüyor. ABD, dünyanın en büyük ekonomisi olarak %2 büyüme ile sahnede dimdik duruyor; Euro Bölgesi ise %1,3'lük mütevazı bir performansla yetiniyor. Çin %5'te sabit kalırken, Hindistan gibi yıldızlar %6,7'lik bir sıçramayla parlıyor. Kulağa hoş geliyor, değil mi? Ama bu sahnenin altında yatan gerçekler biraz daha karmaşık.
Bu iyimserliğin arkasında, yapay zeka (AI) patlaması var. Deloitte'nin haftalık güncellemesine göre, AI yatırımları ticaret şoklarını dengeliyor; ABD'de şirketler, AI altyapısına milyarlar akıtıyor.
Ancak aynı rapor, Çin'in yavaşlayan yatırımlarını (%1,7 düşüş) ve emlak krizini işaret ediyor. Pekin, iç talebi canlandırma çabasında, ama ihracat bağımlılığı hala bir Achilles topuğu. Öte yandan, ABD'de işten çıkarmalar AI kaynaklı: Yılın ilk dokuz ayında 17 bin iş AI'ye kurban gitti.
Bu, büyümenin kime yaradığını sorgulatıyor – Wall Street'e mi, yoksa Main Street'e mi? Umuyorum ki 2026 yılında bu yapay zeka konusu çokça izlenecek. Enerji, su ihtiyacı, işsizlik derken borsada yatırımcıların kafası karışacak.
Peki, Trump sonrası ticaret savaşları ne olacak? Trump'ın tarifeleri, küresel ticareti %4,2'den %2,3'e yavaşlatacak gibi. OECD, "tarife etkilerinin tam olarak hissedileceği" uyarısını yapıyor; envanterler eridikçe maliyetler yükselecek. Enflasyon, Merkez bankalarının hedeflerine 2027 ortasına kadar dikkat edecek, ama ABD'de kalıcı baskılar var. IMF'nin son Dünya Ekonomik Görünüm'ünde belirttiği gibi, küresel büyüme %3,0'a işaret ediyor, ama aşağı yönlü riskler – jeopolitik gerilimler, iklim olayları – her an sahneyi karartabilir.
Gelişmekte olan ekonomilere gelince, tablo karışık. Hindistan ve Güneydoğu Asya büyüme motorları, ama Afrika ve Latin Amerika'da ticaret engelleri zincirleri kırıyor. UNCTAD'ın raporuna göre, 2025 büyümesi %2,6'ya gerileyecek; finansal volatilite ve jeopolitik belirsizlikleri suçlu ilan ediyor. Sahneye Türkiye'den bakınca? Dolar/TL 42,47, Euro/TL 49,51 ve gram altın 5.769 TL ile iç piyasamızda hafif dalgalanmalar var. FED'in Aralık toplantısı öncesi istihdam verileri, ons altını yukarı itiyor; Rusya-Ukrayna gerilimi ve Çin yavaşlaması, yatırımcıları "güvenli liman"a yöneltiyor. Yerel aktüel kataloglarda ise, alışveriş marketleri günlük hayatın ekonomik nabzını tutarken, otomotivde kasım patlaması gibi sinyaller umut veriyor. Ama küresel fırtına, bizim kapımıza da uğrayabilir. Tedbiri elden bırakmamak lazım.
Tiyatro oyunumuz devam ediyor. Peki, bu sahnede ne yapmalı? Politika yapıcılar, ticaret gerilimlerini diyalogla çözmeli; merkez bankaları enflasyonu ezerken büyümeyi boğmamalı diyor analistler. Yatırımcılar ne yapacak? AI ve yeşil enerjiye odaklanıp 2026'nın yıldızları olarak podyumda salınacaklar. Bireyler olarak ise, biraz altın, biraz hisse, bolca beceri geliştirme eksersizleri yapacaklar gibi görünüyor. Çünkü ekonomi, bir satranç oyunu; hamleleriniz geleceğinizi belirler.
2025, kırılgan bir denge yılı oldu. Büyüme alkışlanacak, ama düşüşler de kaçınılmaz. Umarım, perde indiğinde hepimiz ayakta kalırız. Görüşmek üzere, iyi yatırımlar!