Erken seçim olur mu?
CHP yılmadan usanmadan erken seçim istiyor. İstemekle olacak şeyler var olmayacak şeyler var. Cumhur İttifakı neden erken seçime gitsin? İktidar, muhalefet istiyor diye seçime gider mi? Bu olacak şey mi? Hem de ekonomik krizin tam ortasındayken ve iki yıl sonra ekonominin düzeleceği beklentisi varken.
Erken seçim parlamenter sistemlerde olur. Başkanlık sistemlerinde olmaz. ABD kurulduğundan beri yani 240 senedir başkanlık sistemiyle idare ediliyor. Dört başkan suikast sonucu görev başındayken öldü. Üç başkan yine görevdeyken ecelleriyle öldü. Felç geçiren ve yatalak kalan ABD başkanları oldu. Önce yardımcısı sonra Nixon istifa etti. Bunlara rağmen hiç erken seçim olmadı. Başkanlık sistemini uygulayan diğer ülkelerde de tablo farklı değil.
Yarı başkanlık sistemiyle yönetilen Fransa’da 80 yılda iki kez erken seçim oldu. Birinde De Gaulle başkanlıktan istifa etmişti. Diğerinde Pompidou başkanken vefat etti. Türkiye’de de istifa ve ölüm gibi hallerde erken seçim olur. Zira Türkiye’de de aynı Fransa gibi tek kişi seçiliyor. Amerika’da hem başkan hem de başkan yardımcısı halk tarafından seçildiğinden başkan vefat etse, hastalansa veya ölse bile seçim vaktinde oluyor.
Parlamenter sistemde güvenoyu mekanizması var. Hükümet güvensizlik oyu verilerek düşürülebilir. Yeni hükümet kurulamazsa erken seçim kararı alınabilir. Başkanlık sisteminde güvenoyu ve güvensizlik oyu olmadığından ülkeyi erken seçime, cumhurbaşkanı veya meclis götürebiliyor. Tayyip Bey CHP istiyor diye erken seçim çağrısı yapmayacağına, mecliste de cumhur ittifakı çoğunlukta olduğuna göre, erken seçim nasıl olacak?
Sadece sözle, ‘’eylemle desteklenmeyen sözle’’ siyasette sonuç alınamaz. Diyeceksiniz ki ‘’CHP sürekli mitingler yapıyor. Toplantılar düzenliyor. Yetkililer verdikleri beyanatlarda sürekli erken seçim istiyorlar.’’ Evet doğru. Ama bunlarla sonuç alınabilir mi?
Parti içinde ‘’Güçlü olduğumuz yerlerden seçilmiş otuz vekili istifa ettirelim. Türkiye yasal olarak erken ara seçime gitmek zorunda kalsın. Seçimlerden zaferle çıktığımızda iktidar seçimleri erkene almaya mecbur olur’’ görüşü seslendiriliyor. Milletvekillerinin istifası genel kurulun kabulüne bağlı. Mecliste cumhur ittifakı çoğunlukta. İstifaları reddettikleri an bu formül çöker. Kaldı ki genel kurul örneğin otuz vekilden yirmisinin istifasını kabul edebilir. Hem yeterli sayıya ulaşılamadığından ara seçim olmaz hem de CHP parlamentoda zayıflar.
‘’Meclisten topyekun çekilelim, sineyi millete dönelim’’ fikrini savunanlar var. Öncelikle bu karar uygulanamaz. Zira Kemal Beyin taraftarları ve bir daha listeye giremeyecek olan vekiller istifa etmezler. Bu durumda genel merkez itibar kaybeder. Varsayalım ki vekiller firesiz istifa ettiler. Cumhur ittifakı erken seçime gitmedi. CHP ne yapacak? Ara seçime gidildiğinde CHP çok oy alsa bile vekillerin tamamını kazanamaz. Cumhur ittifakı mecliste anayasayı değiştirecek güce dahi ulaşabilir.
‘’Meclisten çekilelim. Yasama faaliyetlerine katılmayalım. Ama istifa etmeyelim.’’ fikrinin de taraftarları var. Bu daha uygulanabilir bir fikir. İstifa olmadığından fire de olmaz. Ama CHP yasama faaliyetlerine katılmıyor diye Tayyip Bey neden seçim kararı alsın? İstediği yasal düzenlemeleri meclisten kolayca geçirir.
Kaldı ki CHP dışında mecliste gerçekten erken seçim isteyen parti de yok. Ak Parti ve MHP ekonomi nedeniyle en zayıf dönemlerini yaşıyorlar. Ekonomi iyileştikten sonra seçime gitmek isterler. Terörsüz Türkiye sürecini başarıyla sonuçlandırmadan seçime gitmek iktidar açısından intihar olur. İyi Parti seçimlerin zamanında yapılmasını ve dolayısıyla Tayyip Beyin aday olamamasını planlıyor. Saadet, Deva ve Gelecek zaten seçim istemez. Artık hiç kimse sıfırı tüketmiş bu partilere 35 vekillik vermez. DEM Partinin gündeminde seçimin ‘’s’’ si yok. Onların tek gündemi var: Terörsüz Türkiye sürecinin sonuçlanması.
Tablo buyken erken seçim olmaz. Erken seçimin peşinden koşmak boşa kürek çekmektir. CHP’liler kendilerini kandırmaktan vazgeçmeliler. Yolsuzluk operasyonları bağıra bağıra gelirken ‘’İmamoğlu cumhurbaşkanı adayı gösterilirse tutuklanamaz’’ siyasetini ürettiler. Ekrem Bey gözaltına alındı. ‘’Saraçhane’ye yüzbinler yığılırsa Ekrem Bey tutuksuz yargılanır’’ dediler ama sonuç alamadılar. Ama kendilerini kandırmaya devam ettiler.
Bu sefer ‘’Saraçhaneye yüzbinler yığılınca İstanbul’a kayyum atanmasında vaz geçildi. İktidar gücümüzü gördü. Artık yolsuzluk operasyonu olmaz’’ dediler. İki hafta sonra tatlı rüyalarından uyandılar.
İstanbul İl Kongresinin iptal edileceği ve büyük kurultayın mutlak butlanla yok sayılacağı aylardır belli. CHP yönetimi bunu görmüyor. Daha doğrusu kabul etmek istemiyor. Olmayacak erken seçimin peşinden koşuyor. İmamoğlu ve Özel pervasızlıklarıyla, öngörüsüzlükleriyle ve hatalı hamleleriyle yolun sonuna geldiler. Kılıçdaroğlu ve Yavaş’ın önünü açtılar.
Oysa Ekrem Beyin yapması gereken şey, yolsuzluklardan uzak durmak ve gece gündüz İstanbul için çalışmaktı. Böyle davransaydı milletimizin ona açtığı krediyi hak eder ve cumhurbaşkanı seçilebilirdi.