SON DAKİKA

Türkleri asla Araplarla karıştırmayın

Bu cümleyi Amerika'nın en etkili düşünce kuruluşlarından RAND Corporation'un baş politik analisti Graham Fuller' in İsrail'i yönetenlere yazdığı son rapordan aldım. Fuller otuz yıldan uzun süre Türkiye, Ortadoğu ve Avrupa yöneticiliğini yaptığı CİA' dan başkan yardımcısı olarak emekli oldu. 88 yaşında. Hala milleti ve devleti için kafa yoruyor, yazıyor, konuşuyor, çalışıyor.

Fuller Arapların 800’lerden itibaren savaşmayı bıraktıklarını, evvel ezelden İslam’ın ilk yüz elli yılı dışında savaşçı bir halk olmadıklarını özetlemiş. Bin yıl boyunca savaşmayan her halk gibi savaşmayı unuttuklarını ifade etmiş. Bazı okurlarımın Tarık Bin Ziyad ve Selahattin dediğine eminim. Tarık Berberi’ydi ve o tarihte Berberiler henüz Araplaşmamıştı. Selahattin’in milliyeti tartışmalıdır ama ordusunun Türklerden oluştuğu tartışmasızdır. Fuller’e göre Arapların modern zamanda girdikleri savaşları çok uygun koşullara rağmen kaybetmelerinin ana nedeni bu. ‘’Türkler ise sürekli savaşıyor; Kore, Kıbrıs, PKK, Karabağ ve sınır ötesi harekatlar Türk ordusunu diri tuttu, savaş deneyimini arttırdı.’’ diyor Fuller.

Fuller Tel Aviv’in Suriye’de takip ettiği politikaların Türkiye ile İsrail’i kaçınılmaz olarak karşı karşıya getireceğini düşünüyor. Ona göre böyle bir durumda Türkiye İsrail’i ezer. Nitekim rapor henüz tazeyken Şam Türkiye’den resmen yardım isteyince, Türk özel kuvvetleri Suriye’ye girdi. Dolayısıyla sıcak temas olasılığı arttı. 

Fuller Türk ordusu ile İsrail ordusunu mukayese etmiş. İsrail’in kara ordusunun 100 bin mevcudu var. Fuller ‘’Türkiye’nin benzer asker sayısına sahip, her biri İsrail ordusundan daha güçlü olan 5 ordusu var’’ diyor. HAMAS ve Hizbullah ile yapılan mücadeleleri ele alarak İsrail ordusunu neredeyse yok mesabesine düşürmüş. Ona göre hava kuvvetleri denk. Deniz kuvvetleri ise kıyas kabul etmez. Fuller Türkiye’nin dünyanın dördüncü en güçlü donanmasına sahip olduğu fikrinde. 

İsrail’in yüzölçümü 20 000 kilometre karenin biraz üzerinde. Aşağı yukarı Van kadar. Yani coğrafi derinliği yok. Ayrıca nüfusunun %20’den fazlası Arap. İlaveten Batı Şeria ve Gazze’de de Filistinliler var. Fuller ‘’Türk askeri Şama yerleşirse, bir çatışma halinde Tel Aviv’e gelmelerini nasıl önleyeceksiniz?’’ diye soruyor.

Fuller’in kara ve deniz ordularıyla ilgili tespitlerine aynen katılıyorum. Hava kuvvetlerinde İsrail’den zayıf olduğumuzu düşünüyorum. Guller uçak sayılarını karşılaştırarak denk olduğumuz kanaatine varmış. İsrail’ de F-35 var bizde yok. İsrail’in F-16’ları modernize edilmiş bizimkiler eski model. Fuller Türkiye ile İsrail arasında hava savaşının dar alanda olacağını ve dar alanda F-35’lerin büyük fark yaratamadığını iddia etmiş. 

Ona göre Türkiye kendi geliştirdiği sistemle F-16’ları modernize etmiş. O nedenle ABD’den modernize kiti almaktan vaz geçmişiz. Bu doğru olabilir zira önceden kitleri sürekli gündeme getiriyorduk sonra birden anılmaz oldular. Fuller ‘’Türkiye 250 uçakla 20 000 bin kilometre kareyi, İsrail 250 uçakla 800.000 kilometre kareyi bombalayacak, sizce kim daha çok hasar görür?’’ diye soruyor. Ona göre, Türk hava kuvvetlerinin İsrail’e verebileceğine denk zarar ancak 5000 uçakla, Türkiye’ye verilebilir.

Bence hava kuvvetlerindeki durumumuz, sıcak temasın yakın gelecekte olma ihtimalini arttırıyor. Euroflighterlar geldiğinde bugünkünden daha güçlü olacağımız kesin. En son teknoloji F-16’ları satın alma sürecimiz devam ediyor. Hangarlarda bekletilen F-35'leri teslim alma hatta projeye katılma ihtimalimiz giderek güçleniyor. Kaan’da süreç rötarlı da olsa devam ediyor. Bunlar ya da bunlardan bir kısmı olduğunda İsrail bize bulaşmayı göze alabilir mi? Bunlar olmadan bir hamle yapabilirler. Gerçi bu ihtimal çok küçük ama sıfır değil. Zira İsrail’i makul insanlar yönetmiyor. Netanyahu ve ekibinin yapmayacağı çılgınlık yok.

Suriye’de istikrarın sağlanması için Türk askerinin güneye konuşlanması yetmez. Hava sahasının kontrolü de Türkiye’ye verilmeli. 20 adet Euroflighter’in hazır olduğu söyleniyor. Ne yapıp edip bir an önce almalıyız ki caydırıcı olabilelim. Aksi halde İsrail her sıkıştığında Suriye’yi bombalamaya devam eder.

Tel Aviv’in Dürzi isyanını desteklemesinin gayesi önce İsrail ile Dürzi bölgesi arasında sonra Dürzi bölgesi ile PYD’nin kontrol ettiği bölge arasında koridor açmaktı. Böylece hem Suriye üçe bölünecekti hem de Dürziler ve PYD’ liler İsrail’ ulaşabilecekler yani ayakta kalabileceklerdi. 

Dürzilerin bölünmesi ve aşiretlerin seferberlik ilan ederek Süveyda’ya yürümeleri İsrail’in planını bozdu. Türk askerinin Suriye’ye girmesi ise planı uygulanamaz kılacak. Belki Dürzi Bölgesi ile İsrail arasındaki toprakların silahsızlandırılmasını ve Dürzilerin İsrail sınırına kontrolsüz ulaşmasını sağlayabilirler. Ama PYD bölgesine uzanmaları artık mümkün değil.