SON DAKİKA

Yargı paketleri

Yargı sistemimiz iflas etmiş durumda. Bakanlık arka arkaya çıkardığı paketlerle sistemi düzeltmeye çalışıyor ama sistem böyle düzelir mi yoksa ''yamalı bohçaya mı döner'' kestirmek zor. 10. Paket haziranda sevk edilmişti. 11. geçen hafta sevk edildi. Adalet Bakanı sevk açıklamasını yaparken 12. Paketi hazırlamaya başladıklarını duyurdu.

En doğru yöntem, meclis bünyesinde oluşturulacak bir komisyonun bakanlıkla eşgüdüm halinde çalışarak, ceza kanununu ve ceza kanunuyla ilintili kanunları en baştan ve tek seferde düzenlemeleri. 

Gelelim son paketle ilgili düşüncelerime. Öncelikle hapis cezası alan herkesin hapis yatması gerektiğini düşünüyorum. Bunu, kamuoyundaki cezasızlık algısını gidereceği ve suç işleme oranlarını düşüreceği için istiyorum. Gençler kavga ediyorlar mahallenin büyükleri devreye girip barıştırıyorlar, şikayetler geri çekiliyor. Gençler daha büyük kavga ediyorlar bu sefer babacan komiser nasihat ediyor, barıştırıyor, salıyor. 

Kavga büyüyor veya bir başka suç işleniyor, savcı gençleri uyarıyor ama ilk suç diye soruşturma açmıyor. Nasihatle ve ikazla geçiştirilemeyecek suçlar söz konusu olduğunda dava açılıyor ama yargılama tutuksuz yapılıyor. Ceza verildiğinde, zaten 5 yıl ve daha az cezaların yatarı yok. Yani hem bu süreçlerden geçen gençlerde hem de bu süreçleri gözlemleyen arkadaşlarında, yaşıtlarında ve dostlarında cezasız algısı oluşuyor. ‘’Nasıl olsa bir şey olmuyor, bize bir şey olmaz’’ anlayışı içselleştiriliyor, yaygınlaşıyor ve genel kabul görüyor.

Oysa suçlu suça ilk değdiğinde (Bizde ceza, suçlu boğazına kadar suça gömüldüğünde veriliyor) cezası verilse, bilhassa gençler-yargılama hızlı sonuçlandırılmak şartıyla- tutuklu yargılansalar, suça göre cezası neyse 5 gün, 15 gün, 1 ay her neyse hapis yatsalar belki hepsi değil ama büyük çoğunluğu bir daha suça bulaşmazlar. Suça değdiklerinde nasihatle yetinilmeyip hakimin karşısına çıkarılmaları bile caydırıcı olur.

Denetimli serbestlik süresi sabit olmamalı. Verilen cezanın %20’si-%25’i gibi bir oran olmalı. Denetimli serbestlik süresi 3 yıl ve infaz oranı ½ olan suçlarda altı yıl hapis cezası alan bir hükümlü hapis yatmıyor. Ama denetimli serbestlik farzı mahal %20 olduğunda bir yıl dokuz ay hapis yatacak. Yakalanıldığında hapis yatılacağından basit suçlar daha az işlenecek. 

Cezanın ertelenmesi, insanların hapsin ne kadar kötü bir şey olduğunu görmemeleri dışında faydalı bir uygulama. Yapılacak düzenlemeyle, sadece cezasının %10’unu, disiplin cezası almadan, cezaevinde geçirenlerin cezasının ertelenebilmesi sağlanmalı. Böylece insanlar 20- 30 yıl gibi ömürlük cezalar almadan önce hapisten uzak durmaları gerektiğini anlarlar. 

Pakette, cezası çok hafif olduğundan ve denetimli serbestlik, cezanın ertelenmesi gibi uygulamalar nedeniyle hapis yatılmayan ve giderek daha fazla işlenen suçların cezalarının ağırlaştırılmasını destekliyorum. Paket yasalaştıktan sonra bu suçların işlenme oranı hızla düşecektir.

Ceza sistemimizin bir başka problemi suçların infaz oranlarının farklı olması. Zaten suçların cezaları farklı. Neden infazda farklı olsun? Türkiye’den başka farklı infaz oranları uygulayan Avrupa ülkesi yok. 

Mesleğe dönüşmüş, uyuşturucu satıcılığı gibi suçlarla farklı yöntemlerle mücadele edilmesi gerekli. Mesela torbacılar cezaevlerine sürekli girip çıkıyorlar. Hapisliği işlerinin bir parçası olarak görüyorlar. Tarihte uyguladığımız lonca sistemiyle hareket ediyorlar. Cezaevindeki torbacının müşterilerini komşu torbacılar bölüşüyor. Hakkı muntazaman ödeniyor. Bugün bana, yarın sana anlayışı hakim. 

İkinci kez suç işlem oranı; cinayet, yaralama, kavga, trafik suçları gibi nedenlerle cezaevine girenlerde çok düşükken torbacılarda çok yüksek. Bu nedenle torbacıları hapsetmek caydırıcı değil. Ancak baron ve ona bağlı torbacıların hepsi yani şebeke çökertilirse bir miktar caydırıcı olunur.

Uyuşturucu kullanmaktan ceza alanlardan, cezaevinde tahlil alınmaması bir başka garabet. Müptela cezaevine uyuşturucu sokmanın yolunu bulur. Ama tahliller vasıtasıyla uyuşturucu kullanıp kullanmadığı takip edildiğinde yeniden ceza alınması söz konusu olacağından kullanım düşer. Cezaevi müptelaların uyuşturucudan kurtulmalarına vesile olur.

11. Yargı paketinin en önemli maddesi covit kanunuyla yapılan adaletsizliği gidermek için yapılan düzenleme. ‘’Eşitsizliği gidereceğiz’’ vaadini yerine getirmek için hazırlanan yasada, eşitsizlik giderilmiyor. Sadece azaltılıyor. Covit sırasında cezaevinde hükümlü olanlar kapalı cezaevinden açık cezaevine 3, açık cezaevinden denetimli serbestliğe 5 yıl 4 ay önce çıktılar. Tutuksuz yargılananlar yani hafif suç işlemiş olanlar ve henüz hüküm giymemiş olanlar bu uygulamadan yararlanamadılar.

11. Paketteki maddeyle 30 Temmuz 2023 tarihinden önce suç işleyen herkes bu uygulamadan yararlanacak. Ama denetimli serbestliğe sadece 3 yıl erken çıkacaklar. Yani eşitlik sağlanmış olmayacak, eşitsizlik azaltılacak. Gerçekten eşitliğin sağlanması için denetimli serbestliğe erken ayrılma süresinin 8 yıl 4 ay olması gerekir. Zira yasanın üzerinden yıllar geçtiğinden, çok ağır suçlular dışında yasanın kapsamına giren suçlulardan kapalı cezaevinde dikkate alınmayacak kadar az mahkum kaldı. Yani ‘’kapalı cezaevinden açık cezaevine 3 yıl erken’’ çıkılır maddesinin anlamı kalmadı.