İstanbul ve Karaman’daki tesislerinde yılda 3.5 milyon parça kadın ve erkek dış giyim ürünleri üretip ihraç eden firma, koleksiyonunun yüzde 30’unu geri dönüşüm sonucunda üretilmiş kumaşlardan elde ediyor. Tamara Tekstil Yönetim Kurulu Başkanı Salih Boz, aslında üretimin tamamını geri dönüşümden elde etmeyi arzuladıklarını, bunun için üretim yaptıkları Avrupalı markaları bu konuda bilinçlendirmeye çalıştıklarını vurguladı. “Şu anda en büyük çabamız bunu markalara anlatmak” diyen Boz, “Avrupalı markalar organik ürün satın aldıklarında sürdürülebilirlik için önemli bir iş yaptıklarını sanıyorlar. Oysa geri dönüştürülmüş ipliklerden üretilen kumaşları tercih ettiklerinde doğa için daha çok şey yapmış olacaklar” dedi.

“TEDARiKÇİLERİMİZİ ÖZENLE SEÇİYORUZ”

Geri dönüşümü birkaç kola ayırmak gerektiğini ifade eden Boz, bunların plastik şişelerden çekilen polyester iplikler, tekstil atıklarından dönüştürülen polyester iplikler ve yine tekstil atıklarından dönüştürülen yüzde 60 pamuk içerikli iplikler olduğunu belirtti. Boz, “Maalesef sektörde 'Recycled' yani geri dönüştürülmüş ibaresi ile satılan, hatta belgelenen ancak esasında geri dönüşümün söz konusu bile olmadığı durumlar mevcut. Biz bu konuda sorumlu davranarak tedarikçilerimizi özenle seçiyoruz. Satın alma, AR-GE ve hatta satış ekiplerimiz tesisleri ziyaret ediyorlar. Geri dönüşümü kendi gözleri ile görüp, Avrupalı markalara tüm detayları ile anlatıyorlar. Önümüzdeki günlerde İngiltere'de ünlü bir markanın kendi ekibi ve müşterileri için düzenleyeceği sürdürülebilirlik seminerine konuşmacı olarak davet edildik. Tüm bunları satış hacmimizi arttırmak için değil, doğaya katkımız olsun diye yapıyoruz” dedi.

BU ÜRÜNLERE TALEP HENÜZ YETERLİ DEĞİL

Geri dönüşümden elde edilmiş kumaşları tüm ürünlerde kullandıklarını söyleyen Boz, bu tür ürünlere Avrupalı markaların talebinin henüz yeterli düzeyde olmadığının altını çizdi. Boz, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Umarım ünlü markalar bu konuyu kısa zamanda gerçekten gönüllü olarak görev edinirler. Bu konuda Avrupa'da bazı resmi adımlar atılmak üzere. Bu umut verici. Her müşteri toplantımızda bunun önemini özenle anlatıyoruz. ‘Yakında hukuken satın aldığınız ürünlerin en az yüzde 20'si geri dönüştürülmüş olmak zorunda olacak, bir an evvel bu yola çıkın’ diyoruz. Bizi can kulağı ile dinleyen de var, kulak arkası eden de. Fakat biz vazgeçmeden anlatmaya devam ediyoruz. Üretici olarak bu konuya verdiğimiz önem Avrupalı markaların bizi seçmelerinde çok etkili oluyor. Gerçekten de bu konuda gönülden çalışan öncü firmalardan biriyiz. Birçok markaya sürdürülebilirlikle ilgili yenilikler, yeni ürünler, bu ürünleri nasıl öne çıkarmaları gerektiği konusunda mentorlük yapıyoruz. Bunun için Sağlıklı ve Saygılı Yaşam Platformu’nu kurduk. Bu konu bizim için çok kıymetli. Hepimizin toprağa, yeşile, masmavi sulara ihtiyacı var. Bu evren bizim ve şimdi ona sahip çıkma zamanı.”