SON DAKİKA

Altının parladığı, paranın gölgede kaldığı dönem

Altın bir kez daha rekor tazeledi; kasası dolu olan seviniyor, borcu olanın ise uykusu kaçıyor. Altın ve para piyasalarında yaşanan hızlı yükseliş, hız kesmeden devam ediyor. Ancak bu kez altındaki artışın nedeni ekonomik göstergeler değil, küresel siyasi gelişmeler.

Amerika Birleşik Devletleri’nde ekonomi üzerindeki belirsizlikler ve siyasi çekişmeler, altının yükselişinde belirleyici oldu. Donald Trump ile Amerikan Merkez Bankası (FED) arasındaki gerginlik, piyasada güvensizlik yaratıyor. Trump, FED ‘in yönetiminden memnun olmadığını açıkça dile getiriyor, üyeleri ve başkanını görevden almak istiyor. Bu durum, doların küresel güvenini sarsıyor. Üstelik FED ’in faiz indirimine gitmesi ve gelecekte de indirim sinyali vermesi, yatırımcıları altına yöneltiyor.

Bir diğer önemli etken ise merkez bankalarının altın stoklarını artırmasıdır. Çin, Rusya ve Türkiye son dönemde en fazla altın alan ülkeler arasında. Trump’ın “Altını alan, kuralı koyar” sözü, bu eğilimi özetliyor adeta.

Bireysel altın alımında Türkiye ilk sırada

Küresel para sistemi derin bir dönüşümden geçiyor. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da yeni küresel para düzenine geçişin başladığını vurguladı. Yılın başında ons altın 2.623 dolar seviyesindeyken, bugün 4.300 dolara kadar yükselmiş durumda. Uzmanlara göre yılsonunda onsun 5.000-6.000 dolar seviyelerine çıkması bekleniyor. İsrail-Hamas arasındaki geçici ateşkes ise altın fiyatlarını kısa süreli olarak 50 dolar geriye çekti.

Doların küresel rezerv para olarak gücü zayıflıyor. Özellikle Orta Doğu ülkeleri, petrol ticaretinde doları terk etmeye başladı. Arap ülkeleri, Çin, Rusya ve Türkiye ile yaptıkları yeni anlaşmalarda ödemelerin milli paralarla yapılabileceğini açıkladı. Bu durum, doların hâkimiyetini sarsarken, güvenli liman arayışındaki yatırımcıları altına yöneltti.

Yabancı basında çıkan analizlere göre, bireysel altın alımında Türkiye ilk sırada. Biz Türkler için altın, yalnızca bir yatırım aracı değil, kültürün bir parçasıdır. Düğünlerde, ev ya da araba alımlarında, hatta zor günler için kenara konan “bir bilezik parası” hep vardır. Ancak yatırım açısından bakıldığında, altın yükseldiğinde satmak, düştüğünde almak gerçek yatırımdır.

Küresel para düzenindeki bu değişim, dijital para dönemini de beraberinde getirdi. Devletler, dijital para sistemlerine geçiş hazırlıklarını sürdürüyor. Türkiye de bu altyapıyı kuran ülkeler arasında. Ancak dijital para sistemine duyulan güvensizlik büyüyor. Elektrik kesintileri, siber saldırılar veya teknik arızalar, dijital hesapların bir sabah sıfırlanma riskini akıllara getiriyor.

Görünen o ki dijital olmayan altın almak daha güvenilir.