İsrail’e sorarsan sebep Refah’ta Hamas’ın saldırısıymış. Hamas’a sorarsan öyle bir şey yok, tamamen bahane! Zaten her zaman olduğu gibi, yine bahaneyle saldırdılar. Aslında İsrail’in amacı belliydi: topla tüfekle alamadıklarını, bu “ateşkes oyunuyla” almak. Rehineleri kurtardılar, planlarını tamamladılar, sonra da “ateşkes bitti” dediler. Hepsi baştan kurgulanmış bir senaryo!

Peki, bu kadar insan ölüyor, bu kadar şehir yerle bir ediliyor, hiçbir yaptırımı yok mu?

Maalesef yok! BM kararları mı dediniz? Onlar çoktan çöpe gitti. Daha önce de dinlemediler, yine dinlemeyecekler. Çünkü İsrail’i durduracak bir güç yok. Ne Amerika durdurur, ne Avrupa… İslam ülkeleri desen, onlar zaten sadece “kınıyoruz” demekten öteye gidemiyor.

Petrol var, para var ama özgüven yok!

Servetleri Amerika’da, Londra’da… Ama kendi topraklarında üretim yok, sanayi yok, dirayet yok! O yüzden kimse ses çıkaramıyor. Sadece toplantı üstüne toplantı yapıp “biz kınıyoruz” deyip dağılmakla bu işler çözülmez. Halkın gözü önünde koca bir tiyatro oynanıyor.

Trump’a gelince… O da ateşkes masasını kurarken “büyük anlaşma” diye yola çıktı. Ama ben o zaman da demiştim: “İsrail bu anlaşmaya uymaz.” Uymadı da! Çünkü İsrail’in geçmişi belli. Daha önce kaç BM kararına uymadı, kim ne yaptı? Hiç kimse!

Bütün bunlar aslında bir oyunun parçası. Filistin bittikten sonra sıra Suriye’ye gelecek. Oradan da Türkiye’ye yönelmek istiyorlar. Yavaş yavaş, adım adım… Ortadoğu’yu paylaşıyorlar resmen!

Gazze’ye askerimiz girerse kimse arkamızda durmaz.

Erdoğan büyük bir risk aldı Filistin konusunda. Türkiye gerçekten yürekten destek veren tek Müslüman ülke oldu. Ama şunu unutmamalıyız: Türkiye bu meselede yalnız bırakılır. Arap ülkeleri destek vermez, Batı ise karşımıza dikilir. Gazze’ye askerimiz girerse kimse arkamızda durmaz.

Bu yüzden devletimiz bu süreçte çok ama çok dikkatli olmalı. Çünkü Gazze meselesi sadece bir bölge meselesi değil, Türkiye’yi içine çekmek için kurulan büyük bir tuzak da olabilir.

Şimdi “Gazze’yi yeniden kuracağız”, “anlaşma olacak” diyorlar ya… Hepsi hikâye! Oyalama taktikleri bunlar. Oradaki insanlar artık tükendi.

Gerçek ateşkes, samimiyetle yapılır. O da maalesef bu dünyada pek kalmadı.

Ama Filistin’in duası bitmez, mazlumun sesi bir gün mutlaka yankılanır.

*****

FED İNDİRDİ, ALTIN SALLANDI!

ABD Merkez Bankası yani FED, faiz indirimi kararını açıkladı. Yani “parayı biraz ucuzlattım” dedi.

Normalde faiz düşünce altın yükselir, ama bu kez işler biraz tersine döndü. Çünkü piyasa bu indirimi zaten önceden bekliyordu. Yani kısacası “zaten biliyorduk” deyip fiyatlara yansıtmışlardı. O yüzden karar açıklanınca altın biraz gevşedi.

Bizde dolar ve altın birbirine kardeş gibidir. Dolar biraz gevşerse, altın da bir nefes verir. Ama bu uzun sürmez, çünkü bizde iç piyasayı etkileyen başka şeyler var: enflasyon, jeopolitik riskler, dış ticaret dengesi… Yani FED’in kararı küresel piyasada altını oynatır ama Türkiye’deki fiyatı belirleyen asıl şey, döviz kuru ve içerideki güven.

Altın düşmüş olabilir ama bu geçici. Çünkü dünyada hâlâ belirsizlik çok — savaşlar, enerji krizi, resesyon korkusu… Bu kadar dert varken altın uzun vadede yine güvenli liman olmaya devam eder.

Kısa vadede satmaya kalkarsan zarar edebilirsin. Ama elinde tutan sabırlı yatırımcı, önümüzdeki aylarda yine kazançlı çıkar.

FED’in faizi düşürmesi piyasaları hareketlendirir ama bu kalıcı bir düşüş sinyali değil. Altın bazen soluklanır, sonra yeniden koşar.

O yüzden altına yatırım yapanların yapacağı en doğru şey — soğukkanlı kalmak!