Suçun yaşı yok, cezanın caydırıcılığı şart!..
Bir zamanlar masumiyetin sembolüydü çocukluk. Bugünse haber bültenlerinin cinayet haberlerinde yer alıyor. Anaokulundan liseye kadar uzanan yaşlarda artan akran zorbalığı artık sadece sözle sınırlı değil; bıçakların çekildiği, canların yandığı bir şiddet tablosuna dönüştü.
Minguzi cinayeti, bu tablonun en çarpıcı örneklerinden biri oldu.
Yaşları küçük olduğu için “çocuk” denilen ama ellerinde ölüm taşıyan gençlerin işlediği suçlar, artık toplumun sessiz kalamayacağı bir noktaya geldi.
Ne yazık ki mevcut hukuk hâlâ “yaş indirimi” ve “hafifletici sebeplerin” arkasına sığınıyor. Oysa bir insanı bilerek hayattan koparmanın yaşı olmaz.
Cezalar caydırıcı olmadığı sürece, suça meyilli gençler bu boşluklardan cesaret alıyor ve yeni hayatlar kararıyor.
Bu noktada yalnızca adaletin değil, ailelerin ve eğitim sisteminin de sorumluluğu büyük.
Şiddeti evde gören, empatiyi bilmeyen, öfkesini yönetemeyen bir çocuk bir gün o öfkeyi topluma yöneltiyor. Aileler çocuklarını sadece akademik başarıya değil, insan olmanın sorumluluğuna da hazırlamalı.
Okullar, rehberlik ve psikolojik destek birimlerini göstermelik değil, etkin biçimde işletmeli.
Toplum olarak artık “şiddetin yaşını” değil, neden bu kadar erken başladığını konuşmalıyız. Çünkü suçu hafifleten değil, önleyen bir hukuk düzeni; yalnızca cezalandıran değil, bilinçlendiren bir eğitim sistemi olmadan bu kısır döngü kırılmaz.
Adalet, yaşa göre değil, vicdana göre işlemelidir.
****
Marketlerde fiyatlar ve vicdanın enflasyonu
Market raflarında fiyatlar artık her saat değişiyor. Bir ürünün etiketine yetişemeyen tüketici, kasada farklı bir rakamla karşılaşıyor. Rekabet Kurumu’nun 2022 tarihli kararına göre, bazı büyük market zincirleri aralarında fiyat belirleyerek rekabeti ihlal etmiş ve bunu WhatsApp yazışmalarıyla belgelemiş.
Yeni et ürünlerine yapılan zam da bunun örneği. Ceza kesiliyor ama öyle düşük ki caydırıcılığı yok; bir günlük ciroyla kapatılıyor ve oyun devam ediyor. Kurum, marketlere toplam 120 milyon TL, 13 et firması için ise 3,7 milyar TL ceza verdi.
Alım gücü azalmış durumda. Emekliler, gençler ve düşük gelirli çalışanlar geçim derdinde. Bir ekonomi, en zayıf kesimi geçindiremiyorsa rakamlarda değil, gerçek hayatta iflas etmiştir.
Sadece fiyatlara bakmak yetmez; artık sistemi ve işleyişi de değerlendirme zamanı. Çünkü ekonomi kadar vicdan da hayatımızı şekillendiriyor.
****
Altın fiyatlarındaki son durum
Altın fiyatları, 2025 Ekim ortasında küresel piyasalardaki gelişmelerle birlikte dalgalı bir seyir izliyor. Özellikle ABD-Çin ilişkilerindeki yumuşama sinyalleri ve yatırımcıların kar satışları, altın fiyatlarında düşüşlere yol açtı. Örneğin, gram altın fiyatı 21 Ekim’de 6.200 TL’den 5.833 TL’ye geriledi.
Bu düşüşün kısa vadeli olduğu ve altının uzun vadede değer kazanmaya devam edeceği öngörülüyor. Uzmanlar, özellikle 2027 yılı için gram altın fiyatlarında 5 haneli rakamların görülebileceğini belirtiyor.
Yastık altında birikim yapan yatırımcıların, mevcut fiyat seviyelerinden satış yapmamaları ve altınlarını muhafaza etmeleri öneriliyor. Zor durumda kalmadıkça altın satmak, potansiyel kazanç fırsatlarını kaçırmanıza neden olabilir.