Yapay zekâ: Yeni çağın ekonomik dönüm noktası
İnsan, yeryüzünde "zekâ" kavramıyla tanımlanan en üstün varlık olarak yaratıldı. Peki, insandan daha zeki bir varlık ortaya çıktığında ne olur? Kararların makineler tarafından alındığı bir dünya nasıl bir ekonomik düzen kurar?
Bu sorular kulağa hâlâ bilim kurgu gibi gelebilir. Ancak yapay zekânın gelişim hızı, bu olasılığı uzak bir gelecekten çıkarıp bugünün meselesi haline getirdi. Artık insan emeğinin yerini alan algoritmalar, üretim süreçlerinde karar verme mekanizmasını da üstlenmeye başladı.
Pandemi süreci, bunun ilk ciddi provasını sundu. Korona virüs döneminde birçok fabrika kapanırken, robot sistemleriyle çalışan üretim hatları faaliyetlerini sürdürdü. Sermaye sahipleri için bu durum maliyetleri düşüren ve üretimi kesintisiz kılan bir fırsattı. Fakat işgücü açısından bakıldığında tablo o kadar parlak değil.
Ekonomi 21. yüzyılın dijital paradigmasına geçti
Yapay zekâ, üretim verimliliğini artırırken istihdam daralmasına neden oluyor. Yüksek lisans mezunu birçok genç, bugün kasiyerlik ya da garsonluk gibi alanlarda asgari ücretle çalışmak zorunda kalıyor. Yazılım sektöründe dahi yeni mezunlar iş bulmakta zorlanıyor; çünkü başlangıç düzeyindeki yazılım görevlerini artık yapay zekâ sistemleri üstleniyor.
Bu tablo, üniversite eğitiminin de sorgulanmasını zorunlu kılıyor. Ülkemizdeki yükseköğretim sistemi hâlâ 20. yüzyılın ihtiyaçlarına göre şekillenmiş durumda. Oysa ekonomi 21. yüzyılın dijital paradigmasına geçti bile. Üniversiteler, öğrencilerini geleceğin değil, bugünün dijital iş gücü piyasasına hazırlamak zorunda.
Bu noktada YÖK, tüm bölümlere yapay zekâ temelli müfredat entegrasyonu yapmalı. Her meslek grubunda, yapay zekâyı etkin biçimde kullanabilecek “operatör” profilleri yetiştirilmelidir. Bu yalnızca teknik bir dönüşüm değil, aynı zamanda bir ekonomik zorunluluktur.
Eğer üniversitelerimiz bu dönüşümü eğitim politikalarına entegre ederse, yapay zekâ istihdamı yok eden değil, nitelikli istihdamı yeniden tanımlayan bir güç haline gelebilir.
Geleceğin ekonomisi, yapay zekâyı yönetenlerle ona ayak uyduramayanlar arasında şekillenecek.
Tercih bizim: Teknolojiyi tehdit olarak mı göreceğiz, yoksa onu fırsata mı çevireceğiz?