Yaşadığımız dünya o kadar yorgun ve bitkin ki, üzerinde yaşanan olaylar onu biraz daha yıpratıyor. Zaman ne kadar değişse de tarihler farklı olsa da, yaşanan olaylar hep aynı: ihtiras, açgözlülük, şehvet, zulüm ve dinmeyen gözyaşı, akan kan.
Yüce Allah, Kur'an-ı Kerim'de Mülk Suresi 2. ayette şöyle buyurmuştur: "Allah, hanginizin işini daha güzel yapacağını sınamak için ölümü de haya: da yaratandır." Ayet-i kerimede de belirtildiği gibi, insan olmanın hasletlerinden biri de işini en güzel şekilde yapmaktır. Ahlakın özünde doğruluk, dürüstlük, helal ve haram bilinci, güven, sadakat ve işin ehilce, layıkıyla yapılması vardır.
Anadolu ve Mezopotamya, tarihe damgalarını vurmuş medeniyetlerin beşiği olan bu topraklar, birçok tarihi gelişmeye tanıklık etmiş ve insanlığın gelişmesinde medeniyetin mihenk taşlarını oluşturmuştur.
Rüzgâr eken, fırtına biçer. (Herkesin zarar görmesine yol açacak işler yapan kimse, çok sert tepkilerle karşılaşır ve sonunda en büyük zararı kendisi görür.)
Anadolu Selçuklularının 1308 yılında ortadan kalkmasıyla birlikte Batı Anadolu'daki beylikler arasında Türk birliğini yeniden oluşturmak amacıyla mücadeleler kızışmıştır. Bu dönemde, Oğuzların 24 boyundan biri olan Kayı boyuna mensup Anadolu Osmanoğulları, 614 yıl sürecek büyük bir imparatorluğun temellerini atmışlardır. Anadolu Türk birliği, 1.800.000 km²'lik toprak bütünlüğü ile dünyanın söz sahibi olduğu güçlü dönemlerini yaşamıştır.
Tarihsel gelişme içinde aynı toprak parçası üzerinde birlikte yaşayan, ortak bir uygarlığı olan ve yaşamlarını sürdürmek için birçok temel çıkarlarını gerçekleştirmek amacıyla iş birliği yapan insanlar topluluğuna toplum denir. Toplumun temel taşını aile oluşturur. Aile, çekirdek toplumun en önemli temel taşıdır. Binanın temelini sağlam atarsanız, sağlam ve dayanıklı bir şekilde uzun yıllar hayat sürebilirsiniz.
Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır, Toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır.
Mehmet Akif Ersoy, İstiklal Şairimiz, ne güzel söylemiş: "Medeniyet dediğin tek dişi kalmış canavar." Batının savunduğu medeniyet, kendi çıkarlarına zarar gelmediği sürece varlığını sürdürmekte. İnsanlık ve masum, günahsız çocukların ölümü, Batı medeniyetinin umurunda bile değil.