Dolar $
32.45
%-0.17 -0.05
Euro €
34.78
%-0.45 -0.15
Sterlin £
40.76
%-0.31 -0.12
Çeyrek Altın
3937.16
%-0.04 -1.54
SON DAKİKA

Artık odaklanılması gereken noktalara odaklansak?

31 Mart Yerel Seçimleri geride kaldı. Sonuçlar çoğu kişi için şaşırtıcı olsa da şüpheye mahal vermeyecek şekilde net sonuçlar ortaya konuldu ancak maalesef hala yankıları devam ediyor. İtirazların değerlendirilmesi devam ederken bir süre daha bu konu gündemdeki yerini koruyacak gibi görünüyor ancak bizlerin sonuçlanmış bir seçimin peşinde yapılan yersiz itirazlar ve olaylarla uğraşacak vaktimiz yok. Geçim sıkıntısı her geçen gün artıyor ve çoğu insan artık en basit gıda ürünlerini alırken dahi zorlanır hale geldi. İşte esas gündem aslında bu.

ENAG verilerine göre, Mart 2024 dönemi günlük fiyat değişimlerinden elde edilen Fiyat Endeksi aylık bazda %5,68 arttı. İlgili çalışmaya göre, E-TÜFE’nin son 12 aylık artışı ise %124,63 olarak gerçekleşti. 

Türk-İş’in çalışmasına göre Mart ayında yoksulluk sınırı 54.700 TL’ye, açlık sınırı ise 16.793 TL’ye yükseldi. İlgili açıklamada marketlerde ürün bazlı fiyatların ramazan ayı indirimi gerekçesi ve seçim öncesi olması sebebiyle aşağı çekildiği fakat buna rağmen gıda fiyatlarında artışın devam ettiği belirtildi. 

Ayrıca Türk-İş’in araştırmasına göre Ankara’da yaşayan dört kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken aylık gıda harcaması tutarı yanı açlık sınırı 16.792,99 TL’ye, gıda harcamalarına ek olarak giyim, konut giderleri, ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer aylık harcamaların yani yoksulluk sınırının tutarı 54.700,32 TL’ye, bekâr bir çalışanın yaşama maliyeti ise aylık 21.831,13 TL’ye yükseldi. İstanbul’da ise bu durum çok daha vahim. Kayıtlara göre 15 milyon kişinin yaşadığı ancak kayıtlar dışında bakıldığında Türkiye’nin dörtte birinin yaşadığı İstanbul’da fiyatı artmayan hiçbir şey bulunmuyor.

Önemli ekonomi profesörleri aylardır hatta bazıları yıllardır bu gidişatla ilgili uyarılarda bulundu ve bulunmaya devam ediyor ancak durum öyle bir noktaya geldi ki enflasyonu durdurmak mümkün görünmüyor ve dursa bile artan fiyatların düşmesi gibi bir durum da söz konusu olmayacak. 

İktidar ve yetkili olduğu yerlerde muhalefet halkın refahını artırmak için ne yapabiliriz diye konuşmalı ki beli iyice bükülen bu halka bir çıkış yolu sunulsun. Ekonomik reformlar yapılacağı söylense de aylardır faiz artışı dışında  bir adım atılmadı ve bu artışlar da yine krediler ve kredi kartlarıyla geçimini sağlamaya çalışan halkı kötü etkiledi. Kredi kartlarıyla ilgili yeni düzenlemeler yapılacağı söylense de mecburen kartla geçimini sağlamaya çalışan halkı daha zor bir duruma sokarak nasıl bir çıkış yolu bulunacağı da merak konusu…

Mevcut ekonomik durum düzelene kadar halkın refahını artırmak için ne yapılır bilemiyorum ancak en azından yük üzerine yük bindirmekten vazgeçilecek bir formül uygulamaya geçirilir umarım. Sonuçlanan seçimin de sonuçlarına saygı gösterilip hizmet odaklı davranılması en doğrusu olacaktır.