SON DAKİKA

Çanakkale ruhundan günümüze: aile, toplum ve milli değerler

Şakir Akça 18 Eyl 2024

Tarihsel gelişme içinde aynı toprak parçası üzerinde birlikte yaşayan, ortak bir uygarlığı olan ve yaşamlarını sürdürmek için birçok temel çıkarlarını gerçekleştirmek amacıyla iş birliği yapan insanlar topluluğuna toplum denir. Toplumun temel taşını aile oluşturur. Aile, çekirdek toplumun en önemli temel taşıdır. Binanın temelini sağlam atarsanız, sağlam ve dayanıklı bir şekilde uzun yıllar hayat sürebilirsiniz.

Toplumun sağlam, dayanıklı gelenek ve göreneklerine bağlı milli duygu ve düşünceler çerçevesinde uzun soluklu var olması, güçlü ve dinamik bir toplumun altyapısını oluşturur. 

 21. yüzyıl teknoloji devrimlerinin hızla ilerlediği, yeni gelişmelerin yaşandığı günümüzde, aile birliktelikleri maalesef hasara uğramakta; bireylerin yalnızlığına kapıldığı, paylaşmayı unuttuğu, sosyal medya ve televizyon dizileriyle aileler arasında bağların koptuğu, ilişkilerin maddi çıkarlar içinde değerlendirildiği yapay gündemlerin polemiğinde yaşamların kısır döngüsünde ailelerin birer birer çöküşünü her gün haberlerde görmekteyiz. 

Kadın cinayetleri ve küçük çocuk katliamları, toplumun en kutsal temellerini sarsacak olaylardır. Bu olaylar, buz dağının görünen yüzeyidir; görünmeyen yüzeyde ise ahlaki çöküntüler, bir toplumu çürümeye doğru iten etkenlerdir. 

Ekonomik zorluklar ve aile içindeki şiddetli geçimsizlik, toplumun temel sorunlarından biridir. Alım gücünün ve refah seviyesinin yükseltilmesi, güçlü aile yapısını oluşturmak için devlet politikasının bir temel altyapısı olmalıdır. 

Dini ve milli değerlerini kaybetmeye yüz tutmuş toplumlar, en kısa zamanda çökmeye ve yıkılmaya mahkumdur. Uluslararası şebekeler, ellerindeki güç olanaklarıyla bir milletin içine çeşitli enstrümanlarla sızarak, toplum birliğini yok etmek, aile içi bağları zayıflatmak ve kültür dejenerasyonu yaparak zayıf, güçsüz bir toplum oluşturmak için tüm güçleriyle saldırmaktan hiç çekinmezler. 

Çanakkale ruhunu toplumun hafızasına kazıyan ecdadımız, bu ruh yapısının oluşmasını sağlamak ve vatan topraklarına ve mahremiyetimize düşman eli değmesin diye seve seve canlarını feda etmişlerdir. Çanakkale cephesindeki ruh; tarihi birliğimizin, vatan bütünlüğümüzün dağılmaması, milli değerlerimizle tarihi zenginliğimizin birlik ve beraberlikle yedi düvele karşı tüm dünya önünde esir olmaktansa ölmeyi emreden büyük komutanların iradesi ve gayretiyle kahramanlık destanları yazan ecdadımız, tarihin altın sayfalarına kahramanlık mührünü vurmuştur. 

Tarihi köklerimizle uzun zaman kopuk yaşamamız, bizi Avrupa medeniyetinin çok gerisinde bırakmış; Anadolu’da sıfırdan eğitim ve öğretim seferberliği adımları atılarak sanayi, tarım ve milli kalkınma hamlesiyle dünya toplumlarının içinde varoluş sergileyen yorgun bir milletin ayağa kalkma mücadelesi verilmiştir. 

Bugün, tarihimizin derin köklerinden aldığımız güçle milli ve kültürel değerlerimizi koruyarak toplumsal bağlarımızı yeniden güçlendirme sorumluluğumuz daha da artmıştır. Aile ve toplum yapısının güçlendirilmesi, sadece ekonomik ve sosyal politikalarla değil, aynı zamanda toplumsal dayanışma ve ahlaki değerlere sahip çıkmakla mümkündür. Eğitim, kültürel projeler ve sosyal destek programları aracılığıyla bireylerin birbirine kenetlenmesini sağlamak, toplumsal yapının sağlam temellere oturmasına katkıda bulunacaktır. Bu bağlamda, millet olarak geçmişten aldığımız derslerle geleceğe yönelik daha güçlü ve dirençli bir toplum inşa etme yolunda kararlılığımızı sürdürmeliyiz. Kendi kimliğimizi ve değerlerimizi koruyarak, çağın gereklerine uygun bir şekilde toplumsal yapımızı yeniden yapılandırmak, bize daha aydınlık bir gelecek sağlayacaktır. Aydınlık günlerde görüşmek dileğiyle.