Helen yayı etkisinin, mega bir deprem yaratma ihtimali
Bu soruyu içtenlikle cevaplayabilmek için helen yay sisteminin oluşum mekanizmasını, jeolojik yapısını ve tarihsel deprem üretme potansiyelini daha derinden incelememiz gerekir. Helen yayı, Afrika Levhası'nın Ege denizi altına daldığı alanda oluşan, aktif deprem ve volkan üreten çok önemli bir tektonik oluşumdur.
Yunanistan'ın güneybatısındaki İyon Denizi'nden başlar, Girit'in ve Rodos'un güneyinden geçer, Fethiye Körfezine doğru uzanır. Bu yapı, Kuzey Anadolu Fayı, Ölüdeniz Fayı, Yunan kesme zonu ve Batı Anadolu'nun güney batı yönlü açılma hareketinin etkisindedir.
Helen yayı alanında dalan, Afrika Levhasının çekme gücü, yay ardı gerilmesinin oluşturduğu güç ve Anadolu Levhasının batıya hareketi birbiriyle ilişkilidir. Tektonik hareketlerle oluşan deformasyon neticesinde yerkabuğu incelmiş ve çökmüş, bu alana Akdeniz'in suları dolarak Ege Denizi'ni oluşturmuştur.
Anadolu levhası yılda 2,3 cm. hızla güney batıya hareket etmektedir. Ege bloğu da Helen yayı boyunca yılda 3,5 cm hızla Afrika levhasının üzerine binmektedir. Helen yayı ,Tsunami oluşturabilecek bir sistemdir. Bu yay üzerindeki gerilmeler, Batı Anadolu'yu aktif deprem alanı yapmaktadır.
Afrika levhasının kuzeye hareketi ile Akdeniz tabanı sıkıştırılmaktadır. Akdeniz tabanı Helen Yayı boyunca kuzeydeki Avrasya tabanı altına dalıp, yok olmaktadır. Bu Litosfer parçası magmaya karışıp erimekte ve yüzeye volkanizma olarak geri dönmektedir. Bu hareket alanda 12 volkanik ada oluşturmuştur.
Güncel deprem etkinliği ise Santorini ve Amorgos adaları arasında Kuzeydoğu-Güneybatı doğrultusunda uzanan normal faylarla ilgilidir. Bu faylar üzerinde 1911 ve 1919 yıllarında M=6.0 büyüklüğünde 2 depremin yanı sıra 9 Temmuz 1956 tarihinde büyüklükleri M=7.7 ve M=7.2 arası verilen 2 büyük deprem meydana gelmiştir. 1956 Amorgos depremi önemli bir tsunami de oluşturmuş ve bu tsunaminin dalga yüksekliğinin Amorgos Adası’nda 20 m’ye ulaştığı rapor edilmiştir. Bu bağlamda Girit Adası kuzeyinde meyana gelen MÖ.1625 dolaylarındaki Santorini Volkanik Patlaması felaketi sırasında oluşan tsunaminin Türkiye’nin batı kıyılarındaki Didim ve Fethiye ilçelerinde etkili olması, bizim açımızdan son derece önemlidir.
Bölgede oluşan diğer önemli depremleri incelediğimizde:
365 Girit Depremi:
21 Temmuz 365 sabahı gün doğumu sırasında Girit Adasının yakınlarında meydana geldi. Depremin Mw: 8.5 veya üzeri olduğu tahmin edilmektedir. Depremin ardından bir tsunami meydana geldi ve Akdeniz, özellikle Libya, güney ve doğu kıyılarını harap etti. İskenderiye ve Nil Deltasında binlerce ölüme yol açtı ve gemileri kıyıdan 3 kilometre kadar içeri sürüklemiştir.
1303 Girit depremi;
1303 Girit depremi 8 Ağustos'ta şafak vakti meydana geldi. Mercalli yoğunluk ölçeğine göre tahmini büyüklüğü yaklaşık 8 ve şiddeti 9'du.Girit ve İskenderiye'de ciddi hasara ve can kaybına neden olan büyük bir tsunamiyi tetikledi.
1481 Rodos Depremi;
1481 Rodos depremi, 3 Mayıs sabah saat 03.00'te meydana gelmiştir. Yerel sellere neden olan küçük bir tsunamiyi tetikledi. Yaklaşık 30.000 can kaybı oldu. Deprem Antalya'da da can ve mal kaybına neden olmuştur.
1856 Girit depremi:
12 Ekim 1856 yılında, gece 02.38 veya 02.45 saatlerinde meydana gelmiştir. Depremin büyüklüğü takribi 7,7Mw ile 8,3Mw büyüklüğündeydi. Deprem başta Girit olmak üzere Yunanistan, Malta Adası, Osmanlı İmparatorluğu, Mısır, Libya ve Adriyatik'e kıyısı olan ülkelerde hissedildi. 600'den fazla insan hayatını kaybederken 12.000'e yakın yapı zarar gördü.
1999 Atina depremi:
7 Eylül 1999 yılında merkez üssü Atina'nın 17 km kuzey batısında meydana geldi. Depremin büyüklüğü 6.0 Ml olarak ölçüldü. Depremde 143 ölü, 1600 yaralı, 53000’den fazla hasarlı bina kaydedildi.
Helen yayının, son 1660 yılda neden olduğu en önemli depremleri incelediğimde, aklıma gelen en korkutucu soru: Son 25 günde yaşanan olağan dışı sismik ve volkanik aktivite, neden binlerce insanı öldürebilecek mega bir depreme ve sonrasında tsunamiye dönüşmesin?