Dolar $
32.59
%0.18 0.05
Euro €
34.72
%-0.11 -0.03
Sterlin £
40.41
%-0.5 -0.2
Çeyrek Altın
4098.22
%0.76 30.53
SON DAKİKA

Herman Melville ve Moby Dick

Bu hafta, Amerikan edebiyat tarihinin en önemli yazarlarından olan Herman Melville'in bir edebiyat klasiği kabul edilen Moby Dick adlı ünlü romanını analiz etmek istedim.

Sekiz çocuklu bir ailenin üçüncü çocuğu olan Melville, 1819'da New York'ta dünyaya geldi. 1830'da iflas eden babası, iki yıl sonra hayatını kaybedince Herman Melville, çocuk yaşta çalışmaya başlamak zorunda kaldı. Bir yandan okuyup bir yandan çeşitli işlerde çalışarak geçen beş yıl boyunca tarih ve antropoloji kadar Shakespeare'in eserlerini okuyarak kendini geliştirdi.

On sekiz yaşında Liverpool'a giden bir gemide tayfa olarak iş buldu; aynı gemi ile tekrar New York'a döndü. Bu deneyim, ona ileride yazacağı romanlar için malzeme sağlayan seyahatlerden ilkiydi.

1843 yazını Tahiti'de yerliler arasında geçirdi. İleride yazacağı Moby Dick adlı romanın düşünsel altyapısı bu sırada oluştu. Bir başka balina gemisi ile Hawaii'ye kadar gitti.

Yazar, en büyük eseri Moby Dick'i 1851'de tamamladı. Başlangıçta, balina avcılığını anlatan bir serüven öyküsü olarak tasarladığı kitabı tamamlamak üzere iken Amerikalı yazar Nathaniel Hawthorne ile tanışıp arkadaş olmuştu. Hawthorne'un tavsiyesi ile kitabını simgesel anlamlarla yüklü bir romana çeviren Melville, eseri dostuna adadı. Ancak kitap yayınlandığında beklediği başarıyı yakalayamadı ve çok olumsuz eleştiriler aldı.

Sonradan klasikleşen roman ilk yayımlandığı dönemde ilgi görmemiş, sadece 3000 adet satılmıştı. Yirminci yüzyılda ün kazandı, üzerine incelemeler yazıldı ve defalarca sinemaya uyarlandı.

Simgesel okumalara açık bir kitap olan Moby Dick ile ilgili olarak; Ahab ve Moby Dick arasındaki çatışmanın birey ile doğa, Ahab ve gemi mürettebatı arasındaki çatışmanın birey ile toplum arasındaki gerilimi yansıttığı; Ahab karakterinin 20. yüzyılın diktatörlerinin habercisi olduğu; geminin Amerikan toplumunu, acımasız Ahab'ın ise acımasız kapitalizmi ifade ettiği şeklinde okumalar yapılmıştır.

Uzun yıllar boyunca unutulmuş bir yazar olarak kalan Melville, 1920'li yıllarda yeniden keşfedildi ve büyük bir yazar olarak kabul edildi. Eserleri Amerikan Kütüphanesi tarafından toplanıp basılan ilk yazar oldu.

Kaptan Ahab bir bacağı Moby Dick tarafından koparılmış ve topal olan bacağının olduğu kısım büyük bir balinanın dişlerinden yapılmıştı.  Oysa onun tek amacı bacağını koparan balinayı öldürmekti.

Ancak bu sadece bir balina avı macerası değil daha fazlasıydı. Düşünün, Sanayi Devrimi yılları... Balina yağı, dönemin petrolü... Gemicilerse, uzak coğrafyalarda bahtlarını arayan madenciler. Aydınlatma için elzem olan yağ, balinadan geliyordu. Pistonlar, dişliler, tezgâhlarda en iyi sonucu bu yağ veriyordu. Arabadan lambaya her yerde o kullanıldı. Dönemin plastiğine en yakın madde yine balinadan elde ediliyordu. Parfümlerde kullanılan esmeramber de. Yani balinalar, Sanayi Devrimi’ni sırtında taşıdı. Elbette kendi istekleri dışında ve soyları tükenme pahasına... 

Melville'in kitapları, Moby Dick dahil, sağlığında kabul görmedi. Ancak 1910'lardan sonra Melville 'dahi yazar' statüsüne yükseltildi; Moby Dick ise roman tarihinin en iyileri arasına girdi. Yazarına sağlığında bir hayrı dokunmadı ama bu koca balina zaman içinde sayısız esere, fikre, isme ilham verdi. En basiti, dünyanın en büyük kahve zinciri Starbucks'ın ismi romandaki ikinci kaptandan geliyor."

Daha fazla uzatmadan zaman makinemi çalıştırıp , 1851 yılına yazarın Moby Dick kitabını yazdığı zamana gidiyorum.

-Üstadım bana göre başyapıtın olan Moby Dick kitabını yazarken asıl amacın neydi?

-Aslında, hayatın anlamını keşfetme üzerine simgesel bir roman yazmak istedim ancak üzülerek söylüyorum insanların bundan etkilendiğini yada ders çıkardığını görememek beni hayal kırıklığına uğrattı.

-Bence acele ediyorsun bazı eserlerin gerçek anlamı ve derinliği sonradan anlaşılır…

-Balinacılık işi hakkında ne düşünüyorsun?

-‘Bu balinacılık işinde ölüm vardır. İnsan, kaşla göz arasında, ne oldum demeye vakit bulamadan, öteki dünyayı boylayıverir.’

-Son tahlilde, insanlar için ne düşünüyorsun, üstadım?

-‘İnsan insanı ne denli severse sevsin, insan dediğin para kazanan bir hayvandır ve para kazanma isteği, iyilik etme isteğinden ağır basar çoğu zaman…’