Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan’ın açıkladığına göre bireysel kredi kullanan kişi sayısı 35 milyon, kullanılan kredi miktarı ise 875 milyar TL. Böyle korkutucu bir tablo ortadayken bu kadar yüksek kira bedellerinin yüksek olmayan maaşlarla çalışan milyonlarca kişi tarafından karşılanması olası değil. 

BETAM’ın araştırmasına göre kiralar İstanbul’da yüzde 50, Ankara’da yüzde 31, İzmir’de ise yüzde 30 arttı. Buna gerekçe olaraksa yüz yüze eğitimin başlaması gösteriliyor ancak yaşamsal bir hak olan barınma hakkını, insani koşullara sahip binalarda sağlamak isteyen insanların bu fiyatlarda bunu sağlaması pek mümkün değil. Kaldı ki ülkemizin çoğu bölgesi deprem bölgesiyken ve büyük depremler beklenirken ne kadar sağlam olduğu tartışılır binalara insanları mecbur bırakmak ne vicdani olarak doğru ne de sosyal bir devlete yakışır. Bu sebeplerle üst sınır getirilmesi yerinde ve mantıklı olacaktır.

İddialara göre Düzce’de ise ev sahipleri öğrencilerden komisyon almak için evlerini kiralarken emlakçı olduklarını söyleyerek depozito dışında emlakçı bedeli alıyorlarmış. Zaten yüksek bedellere mahkûm bırakılan öğrencileri bu şekilde dolandırmak nasıl vicdanların eseri anlamak mümkün değil. Nerdeyse herkesin geçim sıkıntısı yaşadığı şu günlerde öğrencilere daha fazla destek olunması gerekirken aksi şekilde hareket edilmesi ahlaksızlıktan başka bir şey değil. Belli ki kiralara üst sınır getirilmesi, binaların depremlere karşı dayanıklı hale getirilmesi önlemleri dışında bu tarz dolandırıcılıklara karşı da önlemlerin alınması gerekiyor.

Kira bedelleriyle ilgili şikâyetlerin artması üzerine hükümetin yeni önlemler üzerinde durduğu da konuşuluyor. Kiralık konut ve dükkân üretimine yönelik düzenlemelerin yapılabileceği iddialar arasında. Düzenlemelerin nasıl olacağı şu an net olmamakla birlikte Avrupa ülkelerindeki uygulamaların örnek alınabileceği düşünülüyor. Ancak özellikle İstanbul için yapılacak düzenlemelerde göçmenlerin dikkate alınması ve bu nüfusun da kontrol altına alınması gerekiyor. 

Geçim derdi herkesi düşündürürken en temel hakları için kimse bu kadar zorlanmamalı, yaşanılmayacak derecede kötü evlere asgari ücretin üzerinde kiralar istenilmemeli ve maalesef her olayda ortaya çıkan fırsatçı kesimin önüne geçecek somut ve caydırıcı düzenlemeler acilen yapılmalı. Üst sınır getirilemiyorsa bile daha caydırıcı bir yöntemle bu sorunun önüne geçilmesi binlerce insanın en büyük isteği.