Dolar $
32.45
%-0.19 -0.06
Euro €
34.73
%-0.75 -0.26
Sterlin £
40.55
%-0.63 -0.26
Çeyrek Altın
3984.75
%-0.19 -7.37
SON DAKİKA

Kültürel mirasımıza sahip çıkmalıyız

Osmanlı Padişahı Fatih Sultan Mehmet Han tarafından Vezir-i Azam Zağanos Paşa'nın imaretleri için verdiği Hicri 866 tarihli (1462) ferman, İngiltere'nin başkenti Londra'da müzayedeye çıkıyor. Müzayede, 21 Ekim'de Londra'da yapılacak.

Hatırlayacağınız üzere bir buçuk yıl önce İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu yine Londra’da bir müzayedede satışa sunulan Fatih Sultan Mehmet tablosunu 770 bin sterline satın almıştı. 

Çoğu konuda olduğu gibi kültür sanat alanında da dışa bağımlı bir ülke gibi gözüküyoruz. Nasıl ki üretimde kullandığımız hammaddeler ülkemizin topraklarından çıkarılıp işlenerek bize daha pahalıya satılıyorsa sanat eserleri de bizim sanat eserleri konusundaki özensizliğimizden dolayı yurtdışına çıkarılarak aynı şekilde satılıyor. Aslında bu topraklara ait olan bu eserleri geri almak için harcanılan paralarla yepyeni eserler yaratılabilirdi veya mevcut eserlerin restorasyonuna yatırım yapılabilirdi ancak sanat konusundaki bilinçsizliğimiz bizi ekonomik anlamda yoruyor. 

2007 yılında bir milyonu aşkın ziyaretçi sayısıyla Almanya’nın en çok ziyaret edilen ve aynı zamanda yılda ortalama 850.000 kişiye ev sahipliği yapan Bergama Müzesi aslında hepimizin bildiği gibi Bergama ilçemizden kaçırılan tarihi eserlerin birleştirilerek aslına uygun modelinin inşasıyla kuruldu. Bu müze bu denli yüksek ziyaretçi sayısına sahipken, İzmir Bergama Antik Kenti bu rakamlara yaklaşamıyor bile. 

Kaçırılan eserlere bir örnek de Çanakkale Truva. Osmanlı raporlarına göre 73 bin 139 eserimiz yurtdışına kaçırılmış. Yani kültürel olarak çok zengin kaynaklara sahip olmamıza rağmen eserlerimize sahip çıkıp onları koruma noktasında zayıf kalışımız uzun süredir devam ediyor.

Aynı eksikliği restorasyon konusunda da yaşıyoruz. Koruyup zarar görmemelerini sağlamamız gereken birçok eserimiz yanlış restorasyonlar sebebiyle aslından çok başka hallere dönüşüyor ve tarihi yok etmiş oluyoruz. Şile’de bulunan Ocaklı Ada Kalesi, Hatay Arkeoloji Müzesi’nde bulunan Roma Mozaikleri, Trabzon’da bulunan Sümela Manastırı, Çanakkale’de bulunan Apollon Tapınağı ve daha nice önemli eser yanlış hamlelerle tarihi dokularını kaybetti. Bunların arasında Unesco Geçici Dünya Mirası listesine girecek kadar önemli eserler de bulunuyor. 

Bu özensizlik hem değerlerimizi kaybetmemize hem de turist kaybına yol açıyor. Kültürel zenginliğimiz sayesinde çok daha fazla turist çekebilecekken ağırlıklı olarak yaz turizmiyle yetinmek durumunda kalışımız ekonomik anlamda da büyük bir kayıp. Halbuki kaçırılan eserlerimizi geri alma noktasında daha kararlı adımlar atılarak, eserlerimizi gereken önemi gösterip koruyarak ve bakımlarını olması gereken şekilde yaparak hem tarihimize sahip çıkabilir hem de ekonomiye büyük katkı sağlayabiliriz. 

Kültürümüze ve sanat eserlerimize daha çok önem verilmesini sağlayacak adımlar özellikle de ekonomik olarak zor bir süreçten geçtiğimiz şu dönemde umarım yetkililerin gündeminde yerini alır.