Dolar $
32.27
%0 0
Euro €
34.67
%-0.13 -0.04
Sterlin £
40.31
%-0.24 -0.09
Çeyrek Altın
3933.81
%0.19 7.33
SON DAKİKA

Serbest piyasa mı planlı ekonomi mi?

Böyle bir acının yaşandığı dönemde neler söylenebilir, neler yazılabilir gerçekten bilmiyorum. Ekonomi konuşulabilir mi bilemedim; ancak görmezden gelemeyeceğimiz bir gerçek var ki o da ekonominin içinde bulunduğu gerçek durum.

Elbette ekonomi deyince çok geniş bir yelpaze. Bu konular içinde elbette herkesin en çok merak ettiği konulardan biride elbette döviz kuru. Yüksek enflasyon, artan işsizlik, yatırım ve tasarruf yetersizliği, bilinçsizse uygulanan ve hiçbir realiteye uymayan faiz politikası...

Elbette bu saydıklarımıza ilave olarak Türk lirasının değer kaybı ve halkın fakirleşmesini de eklemeden geçemeyeceğim. Örnekleri daha da artırmak mümkün elbette. Yine bu dönemde herkes şunu konuşmaya başladı: “Kontrollü kambiyo rejimi uygulanmalı.”

Söylenirken çok basit gelebilir peki ya uygulamada?

Mesela; yıl başında 12-13 TL bandında olan döviz kuru nasıl oldu da bir anda bugün 20 TL seviyesine yaklaştı? MB’nin müdahalesine rağmen neden döviz kuru yükselişi önlenemedi? MB’nin dövizin ateşini söndürmek için sattığı milyarlarca dolar tutarındaki döviz neden işe yaramadı? Bu paralar kimin ya da kimlerin cebine girdi? Ya da söylendiği gibi döviz kuru artışında gerçekten de dış güçlerin parmağı var mı? Hemen söyleyelim son sorunun cevabı kesinlikle de hayır. Hadi gelin Türkiye’nin kur politikasına ve geçmişte yaşadığı ve bundan kaynaklanan problemlerine, sebeplerine beraber bakalım. Özellikle 1980'den sonra liberalleşen Türkiye’nin en önemli sorunlardan biri de döviz kuru artışı. Zaman içinde uygulamalarda değişikliğe gidilse de Türkiye, döviz kurundaki fiyatlamanın piyasa koşullarında belirlenmesini kabul etmiş; ufak değişiklikler olsa da temelde bu mantığı uygulayan ülkelerden. Öyle bir hale gelindi ki herhangi bir oynaklık ya da karar değişikliği ilk kurlar üzerinde etkisini gösterir olmuş. Akıllara gelen soruyu sormanın şimdi tam zamanı. Devlet, döviz kontrolünü sağlayabilir mi? Teorik olarak bunun cevabı evet. Sabit döviz kuru uygulamaları ile bu yapılabilir.

Zamanında bu politika uygulandı. Ancak; gerek küresel ekonomik gelişmelerin giderek liberalleşmesi gerekse Türkiye ekonomisinin özelliği yaşanan sorunları tam olarak çözemedi. Hemen söylemekte fayda var. Bu uygulamanın başarılı olduğu dönem için 1930’lu yıllar diyebiliriz.

Peki; Türkiye sabit kura geçebilir mi, geçerse ne olur? Böyle bir durumda bu hamleyi yapmak ülkeye döviz girişini durdurur. Sabit kur rejimi, sermaye hareketlerinin serbest olduğu bir sistemde uygulanamaz. Sabit kur rejimine geçebilmek için öncelikle sermaye giriş çıkışını denetim altına almak ve dolayısıyla konvertibiliteden vazgeçmek gerekir. Bu da isteyenin istediği zamanda elindeki veya banka hesabındaki TL’leri verip istediği yabancı parayı alabilmesi olanağını kaldırır. Şuanki koşullar altında Türkiye’de bu ve buna benzer rejim uygulanmasına gidilmesi mümkün değildir.

Başka önemli bir konuda son yaşanan gelişmeler karşısında ülkelerin uyguladığı ekonomik politikalar. Son dönemde yaşanan olgular ve iktisadi gelişmeler ekonomik algıları da değiştirdi. Gelişmiş ülkeler bile bu süreçte; “Liberal politikaların yerini hangi politikalar almalı, yaşanan krizlerle mücadele etmek için neler yapılmalı?” gibi sorulara cevap aramaya başladı. Artık neo liberal politikaların teorileri yeterli olmuyor ve iyiden iyiye “Kamusal politikalar” yüksek sesle dillendirilmeye başlandı. Özellikle de gelişmekte olan ülkelerde. Yaşanan bu sıkıntılardan en fazla etkilenen ülkelerden biri de hiç kuşkusuz Türkiye. Kısa, öngörüsüz, tasarruf düzeyi düşük ve Batı sermayesine sürekli ihtiyaç duyan ülke konumunda olan Türkiye şimdi bir tercih yapmak zorunda. Ya liberal sistemin kuralına göre oynayıp ekonomik dengelerinin bozulmasına ses çıkarmayacak ya da bu sistemi kırarak planlı karma 

ekonomiye dönecek. Ekonomi yönetimi artık şu sorulara cevap aramalı: 

* Piyasa ekonomisine dayanan kapitalist düzen mi?

* Merkezi planlamaya dayanan sosyalist düzen mi? 

* Demokratik planlamaya ve sosyal devlet anlayışına dayanan karma ekonomik düzen mi?