Kıymetli okurlarım uzun bir aradan sonra Türkiye gündemi ve gerçekler serime kaldığım yerden devam etmek istiyorum.
Bu hafta ki yazıma, kütüphane tutkunu, Arjantinli ünlü şair ve yazar Jorge Luis Borges ile başlamak istiyorum. Borges "Ben cenneti hep bir çeşit kütüphane olarak düşlemişimdir" diyen bir kütüphane tutkunudur.
Sıcak bir yazı daha uğurlarken içimizden, gönül yapraklarının sarardığını ve döküldüğünü görmek, ancak bunu kabullenmeyecek bir ruh halinde bir deniz kıyısında, güneşin batışını izlemek kadar hüzün verici olması her şeyin…
Geçtiğimiz hafta, kimsenin artık hatırlamaya bile tenezzül etmediği bir günde, bu ülke 26 yıl önce 40 binden fazla insanını kaybetmişti…
Beytü'l-Hikme veya Bilgelik Evi aynı zamanda Büyük Bağdat Kütüphanesi olarak da bilinen, İslam'ın Altın Çağı sırasında Abbasi halifelerine ait en büyük ve en özel kütüphaneyi temsil eder.
1996 yılında Demirtaş ve Yılmaz, Türkiye Sismik boşluk haritasını yayınladılar. Bu haritayı mutlaka görmüşsünüzdür.
Bu günlerde korkutucu deprem olmaması ve yaz tatili modu, insanlarımızın deprem konusundaki beklentilerini yok saymasıyla birleşince benim aklıma ilk gelen önemli konu, nedense deprem güvensiz binaların performans problemi oluyor.
Bakınız kıymetli okurlarım etrafımızda ki her şeyin bizim için, ülkemiz için ve dünya için bir önem katsayısı vardır.