AB Türkiye stratejisini neden değiştirdi?
AB ülkeleri birbirlerinin peşi sıra Türkiye'ye uyguladıkları yaptırımları kaldırdılar. Yıllardır sürüncemede bırakılan Eurofighter satışı onaylandı. Buda yetmezmiş gibi Fransa, Türkiye'ye en son teknoloji Meteor füzelerinden vereceğini açıkladı.
Yayınlan her AB bildirisinde Türkiye’ye getirilen eleştirilerin dozu azaltılıyordu. Ekim ayında yayınlanan bildiride ilk kez Türkiye eleştirilmedi. Bu gelişmeler Yunanistan’ın yoğun muhalefetine rağmen gerçekleşti. Süreç daha önce başladığından, değişim, Suriye devrimiyle açıklanamaz. Ama Suriye devriminin Türkiye’nin pozisyonunu daha da güçlendirdiği muhakkak.
AB, Fransa ve Almanya’nın öncülüğünde, İkinci Dünya Savaşından sıfırı tüketmiş olarak çıkan Avrupa’yı birleştirerek ABD ve SSCB’den sonra üçüncü süper güç yapmak niyetiyle kuruldu. Avrupa birleşti. Üye ülkeler kalkındı. Avrupa halkları hem özgürleşti hem de refaha ulaştı yani çok şey başarıldı ama süper güç olunamadı. SSCB yıkıldı. Elli yıl önce son derece geri kalmış, her yıl milyonlarca vatandaşı açlıktan ölen Çin süper güç oluyor ama Avrupa olamıyor. Bırakın süper güç olmayı sürekli güç kaybediyor.
AB’de ‘’nerede yanlış yapıyoruz?’’ sorgulamaları Trump’ın ilk döneminde yaptığı konuşmalar ve uyguladığı politikalar üzerine başladı. Trump’ın ‘’NATO’dan çekilebiliriz’’ ifadesi Avrupa’ya meydan okumaydı. ‘’Sizi Rusya karşısında yalnız bırakırım’’ demekti. ‘’Bütçelerinizin en az %2’sini savunma harcamalarına ayırmazsanız ABD yükümlülüklerini yerine getirmez’’ cümlesiyle tehdidin ciddi olduğu vurgulanıyordu.
Birliğin liderlerinden olan İngiltere’nin AB’den ayrılması Avrupa’yı şok etti. İngiltere AB’nin askeri olarak en güçlü üyesiydi. Dünyanın iki finans merkezinden biriydi. Nükleer silah sahibiydi. Rusya’nın Ukrayna’ya saldırması AB’nin sorgulamalarını derinleştirmesine neden oldu. Rusya’nın sanılandan çok zayıf olduğu kısa sürede ortaya çıksa da Avrupa birleştiğinde dahi Rusya’dan mukayese dahi edilmeyecek kadar zayıftı.
Rusya-Ukrayna savaşı, AB’nin ekonomisini mahvetti. Avrupa, enerji ihtiyacının büyük kısmını tek kaynaktan yani Rusya’dan karşılamanın bedelini ağır ödedi. Avrupa, sanayisinin rekabetçi olmasını sağlayan ucuz Rus gazı ambargo kapsamına alınınca, ABD’den dört kat yüksek fiyatla kaya gazı almak zorunda kaldı. Enflasyonun ne olduğunu unutan Avrupalılar yüksek enflasyonla tanıştılar, uzun yıllardan sonra ilk kez fukaralaştılar. Başta otomotiv sanayi olmak üzere pek çok sektörde yüzlerce fabrika kapandı, kapanıyor.
AB dünyada da giderek etkisizleştiğinin farkında. Afrika’da, Orta Doğu’da sürekli mevzi kaybediyor. Çin ve Türkiye ilerliyor Avrupa geriliyor. Amerikan’ın desteği olmadan el attıkları hiçbir işte sonuç alamıyorlar. Hızla ABD’nin uydusuna dönüşüyorlar. Düşünün Trump hiç çekinmeden bir AB üyesinden toprak isteyebiliyor.
AB öyle mekanizmalara sahip ki önemli konularda karar alması, alınan kararların doğru olması ve birlikte hareket etmesi neredeyse olanaksız. Kararların oybirliğiyle alınması prensibi AB’yi kilitliyor. Bazı küçük ülkeler rüşvet almadan Avrupa için hayati olan kararları onaylamıyorlar. Üye ülkeler için öncelik Avrupa’nın geleceği değil kendi menfaatleri.
Yunanistan, Türkiye’nin geliştirdiği, ondan fazla ülkenin katıldığı, Avrupa’nın enerji bağımsızlığını sağlayacak olan NABUCCO projesini, uzun yıllar, sırf Türkiye’yi güçlendirecek diye sürüncemede bıraktı. AB, bu muazzam projeyi önerildikten on yıl sonra onayladığında iş işten geçmişti. NABUCCO doğalgaz nakil hattına gaz verecek ülkelerden üçü gazlarını çoktan Çin’e ulaştırmışlardı. İkisi inşa ettikleri LNG tesisleriyle doğalgazlarını sıvılaştırılmış olarak sevk etmeye yönelmişti.
Avrupalılar AB’nin bırakın süper güç olmayı sürekli zayıfladığını görüyorlar. Mevcut üye yapısıyla ve bu yapıya katılacak küçük ve zayıf ülkelerle paradigmayı değiştiremezler. İngiltere’nin AB’ye dönmeyeceği ve Rusya ile savaşıldığı göz önüne alındığında Türkiye’den başka alternatifleri kalmıyor. Bununla birlikte Türkiye’yi AB’ye almaya razı değiller. İlişkileri geliştirmeyi hedefliyorlar. Bu sayede savunmalarını güçlendirecekler ve enerji sorununu çözecekler. Hem Doğu Akdeniz’deki hem de Hazar’daki doğalgazın Avrupa’ya getirilmesi hem de Kalkınma Yolunun tamamlanması öncelikleri. Türkiye ile ortak hareket ederek Kafkaslarda, Orta Asya’da, Orta Doğu’da, Afrika’da ve Balkanlarda daha etkili olmayı planlıyorlar.
Türkiye, AB’nin yeni yaklaşımını çok iyi değerlendirmeli. Hizmet ve tarım sektörlerimiz hala gümrük birliğine dahil değil. Bunun bize yıllık maliyeti otuz milyar dolardan daha az değil. Ve maalesef bu durumdaki tek ülkeyiz. En kısa sürede gümrük birliği anlaşması revize edilmeli. Yatırım teşviklerini rekabetçi kılarak Avrupa’dan kaçan yatırımların ülkemizde yoğunlaşmasını sağlamalıyız.
Enerji projeleri bizim içinde mühim. Kalkınma Yolu bizim için Avrupa için olduğundan daha önemli. Bu projelerin en kısa sürede hayata geçirilmesi önceliğimiz olmalı. Suriye başta olmak üzere her yerde istikrarın sağlanmasında iş birliği yapmalıyız. Rusya-Ukrayna savaşı yüzünden savaşan iki ülkeden sonra en çok AB ve Türkiye kaybetti. Savaşın bir an önce sonlanması için birlikte hareket edilmeli. ABD ve İsrail’in hem Filistin’de hem Lübnan’da hem de İran’da daha mutedil hareket etmesini sağlamalıyız.
AB ile ortaklaşmak lehimize zira iki tarafta tek başlarına olduğundan daha etkili ve güçlü olacak. Fakat gelinen nokta da Avrupalılar istese bile AB üyesi olmak elimizi kolumuzu bağlayacağından aleyhimize olur.