Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen'in sözleri aslında hepimizin uzun zamandır konuşması gereken bir gerçeği gözler önüne serdi: Çocukların sosyal medya kullanımına yaş sınırı getirilmesi artık bir lüks değil, zorunluluk.
Türkiye'de eğitim, artık birçok aile için ulaşılabilir bir hayal olmaktan çıkıp, ekonomik açıdan sürdürülemez bir yük haline geldi. Özel üniversiteler, "vakıf" statüsüyle vergi avantajı sağlarken, veliler hem yükseköğrenim ücretlerini karşılamak hem de devlete vergilerini eksiksiz ödemek zorunda kalıyor.
ABD'de ruhsatsız silahlanma, toplumsal şiddeti yıllardır büyütüyor. Okul baskınları, çete hesaplaşmaları, sokak ortasında işlenen cinayetler sıradan hale geldi.
Türkiye, son haftalarda emlak vergilerinde yapılan fahiş artışlarla çalkalanıyor. Yeni rayiç bedeller, bazı bölgelerde yüzde 1.500'ü aşarak, hatta kimi yerlerde 5 bin kata varan yükselişlere yol açtı.
Bugün dünya yeni bir savaş ihtimaline hazırlanıyor. Peki, biz hazır mıyız? TOKİ'nin son açıklamasına göre, Türkiye genelinde 81 ilde sığınaklar yapılacak.
İsrail Savunma Bakanı geçtiğimiz günlerde Gazze'yi işgali onayladığını ve 60 bin yedek askeri göreve çağırdığını açıkladı. Netanyahu ise, "Hamas ile anlaşsak bile Gazze'yi işgal edeceğiz" sözleriyle hedefin sadece bir örgüt değil, bütün bir halk olduğunu ilan etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, son kabine toplantısında orman yangınları için "Bu bir savaş" dedi. Artık bu felaketler sadece çevresel değil, toprağımıza, tarımımıza ve bağımsızlığımıza yönelik planlı saldırılardır.
Bu sadece bir yangın değil; geleceğimizin sessiz çığlığıdır. Eskişehir'de çıkan orman yangınını söndürmeye çalışırken hayatını kaybeden 10 kahramanımıza Allah'tan rahmet diliyorum. Yeşile sahip çıkan, ormanını korumak uğruna canını veren bu insanlar, sessiz sedasız bir vatan savunması verdiler. Türkiye'nin başı sağ olsun