Sanat, insana estetik bir bakış açısı kazandırır, ruhu besler. Oysa son dönemde sahnede gördüğümüz bazı performanslar sanattan çok erotizmi ön plana çıkarıyor. Manifest grubu tam da bu noktada gündeme geldi. Bazıları diyor ki; "Hadise de, Gülşen de erotik danslar yapıyor, neden onlara tepki gösterilmiyor?"
Bugünkü yazımda psikolojik yardım alma korkusunu azaltmak için bilinçlenmenin ve eğitimin önemini vurgulamak istiyorum.
Son yıllarda dikkatimi çeken bir retro modası var. Hayatımızı retroya göre planlıyoruz. Retro nedir? Bir gezegenin geri harekete geçmesi. Gerileme manasına gelen olayların etkisine verilen isim.
"İyi bir meslek seç, hayatın kurtulsun!" Bu cümleyi kim duymadı ki çocukluğunda?
Son yıllarda yeni bir moda çıktı: "Toksik ilişki." Aslında yeni değil, sadece adı değişti.
Üniversite tercihi, bir gencin hayatındaki en kritik dönemeçlerden biri. Çünkü sadece birkaç yıl okuyacağı bir bölümü değil, aynı zamanda uzun vadede yaşayacağı iş hayatını ve yaşam tarzını da şekillendirir. Ne var ki, bu dönemde yapılan hatalar bazen yıllar sonra pişmanlık olarak geri döner.
Ekran karşısında da duygular iyileşir mi? Günümüzde terapi artık sadece bir odaya kapanıp karşılıklı çay içerek yapılan bir sohbet değil.
"Ben artık kendimi önceliğim yaptım." "Hayatımda toksik insanlara yer yok." "Enerjimi düşüren kim varsa çıkarıyorum hayatımdan."