SON DAKİKA

Türkiye'nin Geleceği: Don-Volga Projesi

Alparslan Güler 22 Eki 2024

Don-Volga projesi; Orta Asya ülkelerinin açık denizlere düşük maliyetlerle ulaşmasını sağlayacak olduğundan son derece önemlidir. Eğer iyi planlanırsa bu proje sayesinde Türk ülkelerinin ve bağımsız olmayan Türk coğrafyalarının birbirleriyle ekonomik açıdan entegre olması sağlanabilir.

SSCB döneminde bütün Sovyet şehirleri birbirlerine demiryolları ve karayollarıyla bağlandılar. Yani Orta Asya cumhuriyetlerinin hepsinden Kazakistan ve Türkmenistan’ın Hazar kenarındaki limanlarına ulaşmak mümkün. Bir Kuşak Bir Yol projesiyle Doğu Türkistan kentleri de Kazakistan’ın Aktav limanına bağlandılar. 

Yani Hazar’ın doğusundaki Türk yurtlarından Kuzey Afganistan yani Güney Türkistan dışındakiler hiçbir ilave yatırım yapmadan Hazar limanlarına ulaşıyor. Proje hayata geçirilirse ilerleyen süreçte Kuzey Afganistan’da sisteme entegre edilebilir zira Güney Türkistan’ın Tacikistan, Özbekistan ve Türkmenistan’la çok uzun sınırı var. Bu bölgenin iki metropolü olan Kunduz ve Mezarı Şerif sınıra çok yakınlar. 

Hazar’a dökülen Volga nehri ile Karadeniz’e dökülen Don nehri 1952 yılında yapılan bir kanalla birbirlerine bağlandılar. Bu kanal yapıldığından beri, çoğu Volga kıyısındaki özerk Türk cumhuriyetlerinde olan onlarca liman kanal vasıtasıyla Don üzerinden Karadeniz’e bağlanıyor. SSCB burada bir ekosistem inşa etti. Her sene nehir gemileriyle binlerce sefer düzenleniyor, milyonlarca ton yük taşınıyor.

Hazar’ın bu sisteme dahil edilmemesinin en önemli nedenleri; Hazar’ın kuzey kesimlerinin kışın en soğuk günlerinde donması, SSCB sisteminde maliyet diye bir olgu olmaması ve Türk memleketlerin SSCB’nin her tarafına demiryoluyla ulaşabilmesi. Bir başka önemli neden ise Sovyet sisteminde Türk ülkelerinin sömürge durumunda olması. Yani Türk ülkeleri sadece SSCB cumhuriyetleriyle ticari ilişki kurabiliyorlardı, dolayısıyla açık denizler üzerinden piyasaları ulaşmalarına gerek yoktu. 

Bugün itibariyle küresel ısınma nedeniyle, donma sorunu çok daha az yaşanıyor. Ayrıca teknoloji geliştiğinden buz kırma gemileri sayesinde donma sorunu kolaylıkla çözülebiliyor. Nitekim Rusya ve Çin, buzlarla kaplı olan Kuzey Buz Denizini seyrüsefere müsait hale getirmek üzereler. Her yıl daha fazla gemi bu güzergahı kullanıyor. 

Halen Hazar üzerinde Kazakistan’ın beş, Türkmenistan’ın dört, Azerbaycan’ın altı, Rusya’nın üç ve İran’ın altı limanı var. Bu limanlardan hareket edecek gemiler Volga-Kanal-Don üzerinden Karadeniz’e ulaşacaklar. Taşıdıkları emtianın varış yerine göre, boğazları geçerek Akdeniz’e, Tuna nehri üzerinden Avrupa içlerine, Tuna-Kanal-Ren vasıtasıyla Atlantik’e ve Tuna-Kanal-Tisa yoluyla Güney Avrupa’ya gidebilecekler.       

 

Tuna, Avrupa’daki bütün nehirler gibi yoğun bir su otobanı şeklinde çalışır. Almanya’dan doğan Tuna, on memleketten geçip Ukrayna’da denize dökülüyor. Tuna üzerindeki 44 tane iç liman, demiryolu ve karayoluyla, kırk ülkeye bağlanıyor. Nehirde her sene milyonlarca ton yük taşınıyor. Nehir taşımacılığı, akaryakıtın çok pahalı olduğu Avrupa’da karayolundan 14, demiryolundan 5 kat daha ucuz. Tuna da kullanılan en küçük nehir gemisi, tek seferde yüz tırın taşıyabileceğinden fazla yük taşıyor. Ulm, Linz, Rogensburg, Passau, Viyana, Budapeşte, Bratislava, Belgrad, Bükreş, Vukovar, Silistire ve Rusçuk, Tuna üzerindeki limanlardan bir kısmı. 

Rusya savaş münasebetiyle engellemeden önce Ukrayna milyonlarca ton tahılını Karadeniz-Boğazlar üzerinden müşterilerine ulaştırıyordu. Şimdi Tuna üzerinden ulaştırıyor. 

Ambargo uygulandığından Avrupa’ya mal satması mümkün olmayan Rusya, Karadeniz’de limanları olduğundan bu projeye katılmayabilir. İran için proje ancak Hazar kenarındaki Türk bölgelerini kalkındırmak istiyorsa anlamlı olur. Zira İran’ın Basra Körfezinde onlarca limanı var. Ama Türk ülkeleri ve Doğu Türkistan bu proje sayesinde denizlerden uzak olmanın dezavantajından kurtularak rekabetçi hale gelirler. Türk ülkeleri ve Türkiye sadece birbirleriyle değil Rusya’ya bağlı özerk Türk cumhuriyetleriyle de ekonomik açıdan entegre olurlar.

Proje, ülkelerin ihracat hacmini arttırıp, ithalatını ucuzlatmanın yanında Türkiye’nin, yurtdışı müteahhitlik hizmetlerinde, daha rekabetçi olmasını sağlar. Çin’in Kuşak, Yol projesi de bu güzergahla bütünleştirilebilir. Demiryoluyla Hazar limanlarına getirilen ürünler, buradan gemilerle nihai varış noktasına taşınır. Proje hayata geçirilirse, Akdeniz-Karadeniz-Don-Volga-Hazar Bölgesi, ekonomik olarak entegre olur, bütünleşir. Bu coğrafyanın her yeri kalkınır ve zenginleşir. 

Bu proje ancak ilgili ülkelerin pay sahibi olduğu bir kamu şirketi tarafından hayata geçirilebilir. Projeye katılacak ülkelerin, sevk edilecek ürünlerin yıllık hacimlerini taahhüt etmesi gerekir. Kamu şirketi özel sektöre hizmet etmeli ve kesinlikle tekel olmamalıdır. İsteyen özel sektör şirketleri de limanları ve gemileri aynı şartlarla kullanabilmelidir. Projeyi gerçekleştirecek şirket sayesinde Türk ülkelerinin beraber iş yapma ve iş birliği içinde olma potansiyeli de gelişecektir.

NOT: Makale geçen hafta kaleme aldığım ‘’Orta Asya Devletlerinin En Büyük Sorunu’’ ile birlikte okunursa daha iyi anlaşılır.