Dolar $
32.56
%0.03 0.01
Euro €
34.89
%0.05 0.01
Sterlin £
40.59
%-0.04 -0.01
Çeyrek Altın
3978.88
%0.12 4.67
SON DAKİKA

Oruç Reis

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan kabine toplantısında gündeme ait önemli açıklamalar yaptı. Başta dost ve kardeş ülke Lübnan da yaşanan patlama ile yaşadıkları mağduriyetten bahsetti. Ölenlere başsağlığı dileyen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan derin tarihi ve beşeri bağlar bulunan Lübnan halkının yanında yer almak için tüm imkânları seferber ettiklerini söyledi. Erdoğan, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay ve Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun patlama bölgesine giderek ihtiyaçları ve talepleri bizzat yerinde tespit ettiğini belirtti.

Türkiye ile Yunanistan arasında araştırma gemisi (A/G) Oruç Reis’in Meis adasının güneyinde araştırma yapacağı ilan edilince ortaya çıkan gerilim, Almanya Başbakanı Angela Merkel’in girişimleriyle krize dönüşmeden çözülmüştü. Aradan bir hafta, on gün geçmeden Yunanistan ile Mısır’ın kıta sahanlığı münhasır ekonomik bölge (MEB) sınırlandırma anlaşması imzaladığı duyuldu. 

Henüz resmi metni göremediğimiz için, sınır güzergâhının tam olarak nereden geçtiğini bilemiyoruz. Yine de kesin olan bir şey var: Mısır ile Yunanistan arasında çizilecek deniz yetki alanları sınırı, hangi güzergâhtan geçerse geçsin, Türkiye ile Libya deniz yetki alanları sınırını ortadan kaldırma amacını ortaya koyar. Yunan gazetelerinde yayınlanan birkaç harita da bunu gösteriyor. Bu nedenle Türkiye Yunanistan-Mısır deniz yetki alanlarını sınırlandırma anlaşmasını duyar duymaz en yetkili ağızlardan protesto etti. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu bu anlaşmanın Türkiye için “yok hükmünde” olduğunu söylediler. Türkiye Yunanistan-Mısır anlaşmasını protesto etmeliydi ve ettide. Türkiye’nin anlaşmayı protesto etmesi Yunanistan için her şeyin yolunda gittiği anlamına gelmiyor. Anlaşma Yunanistan için, Türkiye için olduğundan daha kötü. Sonuçta anlaşma ne derse desin, bu Türkiye’yi bağlamaz; çünkü Türkiye bu anlaşmayı tanımıyor.  Oruç Reis sismik araştırma gemisinin dün saat 20.00'de Antalya açıklarından demir alarak görev bölgesine doğru hareket etti.  Yaklaşık 10 saat süren seyirden sonra bu sabah saat 08.00 itibarıyla da çalışmalarına başladı. Yunanistan ve Mısırın yapmış olduğu antlaşma özellikle Türkiye üzerine oynanan kirli çıkarları ve oyunları ortaya koyuyor. Türkiye böyle saçma ve temelsiz bir talebe boyun eğmez.

Türkiye ekonomi olmak üzere eğitimden sağlığa, ulaşımdan enerjiye birçok alanda atılan adımlar ve gerçekleştirilen reformlar sayesinde önemli kazanımlar elde etti. 2002 yılında 236 milyar dolar olan milli gelirimizi 2019 yılında 754 milyar dolara yükselttik. Kişi başına milli geliri 3 bin 500 dolardan 2013 yılında 12 bin 500 dolara kadar çıkarmıştık. Ancak Gezi olayları ile başlayan ve bugüne kadar kesintisiz devam eden saldırılar sebebiyle bu rakam 2019 yılında 9 bin 127 dolar olarak gerçekleşti.

Türkiye ekonomisi satın alma gücü paritesine göre dünyada 2002 yılında 17. sırada iken 13. sıraya yükseldi. Böylece ülkemizi kişi başına gelirde dünya sıralamasında üst orta gelir grubuna yükseldi.

Yıllık otomobil satışı 2002 yılında 91 bin adet iken bu rakam 2016'da 756 bine kadar çıktı. Geçtiğimiz yıl da 387 bin olarak gerçekleşti. Beyaz eşyalarda satışından ve refah düzeyi ve alım gücünün arttığından bahsetti.

Turizmde 13,2 milyon turistten geçtiğimiz yıl 52 milyon turist rakamlarına ulaştı. korona  sebebiyle turizm sekteye uğramış olsa da Almanya, Rusya hepsi bugün itibarıyla kapılarını açmış durumdalar. Salgın sıkıntısının geçmesi ile beraber tekrar turizm sektörünün düzeleceğini söyledi.

Türkiye'nin IMF'ye borcu olmadığını Mayıs 2013 te bütün borçlar sıfırlandı. IMF, bizden 5 milyar dolar borç istedi. O zaman ekonomiye bakan zat, geldi bana 'Sayın Başbakanım verelim mi bu borcu?' dedi. 'Verin, bugün borç alan, yarın talimat alır.' dedim. Şimdi parti kurmuş, bize ekonomi dersi veriyor. Önce bunları herkesin görmesi lazım." Borç alan değil borç veren ülke konumuna geldiğinden bahsetti.